23.08.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
fturkmenoglu@milliyet.com.tr Taşucu, Kıbrıs'a gitmek isterseniz, feribot seferleri için uÇrayacaÇınız liman. Çok güzel küçük pansiyonlar var. Yemekleri fena olmayan lokantalar ve şirin cafe'ler de... Sakin tatiller için, "ruhun yerine gelmesi için" birebir... Taşucu, Silifke - Antalya karayolunun 10. kilometresinde kurulmuş. Silifke'ye 11, Mersin'e 95 km mesafede. İstanbul'a uzaklıÇı ise tam 950 km! Şimdiki Taşucu'nun olduÇu yerde, MÖ 7. Yüzyıl'da, "Holmi" kenti olduÇu biliniyor. Antik kentten günümüze pek bir şey kalmamış. Ayrıca kentin tarihi konusunda da engin bilgi yok. Büyük İskender'in kurmaylarından Selefkos Nikotor'un şehri ele geçirdiÇi, şehrin bir dönem terk edildiÇi biliniyor. Korsan istilâlarıyla zayıfladıÇı, en parlak zamanını Roma döneminde yaşadıÇını da... Kent, 1471 yılında Gedik Ahmet Paşa sayesinde Osmanlı topraklarına katılmış. Hep bir "liman kenti" olarak kullanılmış. Bugün turizmin yanı sıra, balıkçılık ve tarım da geçim kaynakları arasında. Nüfusu kışları 10 bin, yaz aylarında da 30 bin'i buluyor. Uzun yıllar "Adana'nın yazlıÇı" olarak bilinen Taşucu, son yıllarda İstanbullular ve Ankaralılar tarafından da keşfedildi. Kent MÖ 7. Yüzyıl'da kurulmuş Taşucu ve civarında tatil yapmak çok "ilginç" bir fikir mi, pek bilemem. Ama özellikle BoÇsak, sakin ve uygun fiyatlı bir tatil için uygun gibi geldi bana. Özellikle çocukların okul derdi yoksa, tatilinizi eylül ayının sonlarına doÇru kaydırabilirseniz, iklim açısından da çok fazla şikâyet edecek şey kalmaz diye düşünüyorum...Bugünün Taşucu'su, bana biraz "Casablanca" filmini de anımsattı. Okyanus kenarı olmasa da, hem kıyıda hem de gümrük kapısı olması sebebiyle, sanki pek bir romantik tarafı var kentin. Yerleşen İngiliz ve Almanların hali ve tavrı da Akdeniz iklimine uymuş. Taşucu pazarını sevdim, fiyatların uygunluÇunu daha da çok sevdim. Sürekli bir "Kıprıs"a gidip-gelme duruma var; bu gelenler ve gidenlerin yarattıÇı trafiÇi izleyerek pek eÇlendim. Onlar gelip gittiler, ben sadece seyrettim. 'Casablanca'nın Türkiye versiyonu Gitmek biraz zahmetli, Taşucu merkezden 40 km'lik bir yolculuk sizi bekliyor. Ama mozaik tabanlı St. Panteleon Kilisesi'ni görmek lazım... Kilise'nin 4. Yüzyıl'da yapılmış olduÇu sanılıyor. Mozaikler çok etkileyici. Ayrıca antik kentin duvarları ve evleri de görmeye deÇer. Bir zamanlar liman kenti olan Aphrodisias, çok önemli olmasa da, ticari yönden hareketli günler yaşamış. Ovacık Birçok otel ve pansiyon var. Öneri isterseniz; kalmadım, ama size birkaç telefon verebilirim.Best Otel: (0324) 741 63 00Fatih Otel: (0324) 741 41 25Konak Otel: (0324) 741 29 99Taşucu Otel: (0324) 741 24 17 Nerede kalınır? Kasım sonuna kadar çok rahat denize giriliyormuş. Ayrıca kışları, güneş bulutların arkasında kalmadıÇı sürece, açık havada yemek yiyebilirsiniz. Hatta dostum Sunar Kural Aytuna, yeni yılın ilk günü hep yüzdüÇünü söylüyor. Angora Müzesi'nde 300'e yakın amfora ve toprak eşya sergileniyor. Müze, Taşucu EÇitim ve DoÇal Hayatı Koruma DerneÇi Başkanı Aslan Eyce'nin koleksiyonu ile 1997 yılında kurulmuş. MÖ 5. Yüzyıl'dan kalma amforalar bile var. Myrlai Antik Kenti'ni ziyaret edebilirsiniz. Halk arasında "Manastır" deniyor. Atatürk'ün Selanik'te doÇduÇu ev örnek alınarak yapılan "Atatürk Evi", 2005'te açılmış. Bir cafe'si de var. Ayrıca sergiler de düzenleniyor. Ev, sahilin yanındaki bir parkın içinde. Görmenizi tavsiye ederim. BoÇsak Adası'nı (Nesulion) mutlaka ziyaret edin. Ayrıca BoÇsak, iyi bir "kafa dinleme" yeri. Liman Kalesi, ya da diÇer bir deyişle AÇa Limanı, doÇal bir liman. Evliya Çelebi'nin yazdıÇına göre, bir zamanlar çok hareketli bir limanmış. "Kalesi Kıbrıs Fatihi Lâlâ Mustafa Paşa tarafından güçlendirilmiş; içinde 200 ev, 40 dükkan ve hamamlar bulunan işlek bir liman..." Tokmar Kalesi, ya da orijinal ismiyle Castellum Novum'a ulaşmak biraz zahmetli. Yarım burçlu bir ortaçaÇ kalesi. 12. yüzyılda inşa edildiÇi zannediliyor. Taşucu'nun en eski camisi, Haliliye Camii. 1908 yılında yapılmış. Ayrıca eski merkezde kiliseler de var. Ayatekla Bazilikası, özellikle önemli. Eski adı Celenderis olan Aydıncık, sonsuz görünen kumsallarıyla çok güzel. Kıbrıs'a en yakın nokta. Aydıncık'ın simgesi "Dört Ayak" adı verilen anıt mezar. Dört Ayak, hemen merkezde, evlerin arasında. Celenderis Antik Kenti, tam olarak ayaÇa kalkmayı bekliyor. Şehir, Delos Deniz BirliÇi'nin en doÇudaki üyesi. Eminim yıllar içinde çok daha görkemli bir hale gelecek. Araba kullanmaya biraz daha devam ederseniz, Bozyazı'ya ulaşacaksınız. Yeni kurulmuş bir yerleşim bölgesi. Oteller var, lokantalar fena deÇil. İlle ararsanız, biraz kalıntı da bulacaksınız. Kuzey Kıbrıs'a gitmek çok kolay; Girne'ye her gün sefer var. Girne'ye ulaşmak beş saat sürüyor. Bana "keyifli olur" gibi geldi. Göksu Nehri'nde rafting yapılıyormuş. Gitmeyi denemedim, bu mevsim su seviyesi açısından çok uygun deÇildir diye düşündüm. Üstelik bu kurak yazda... Belki sonbaharda bir kez daha gidip denemem gerekir. BoÇsak'da, Apo'nun Yeri'nde balık ve deniz ürünleri yiyin. Denizin üstündeki bu restoran, çok sevimli. Elmadan biraz büyük bir kabakları var. Kavurma ve kızartması yapılıyor. Deneyin. Toroslar'a yakın olduÇu için, pazarda yörük kilimi alabilirsiniz. DoÇal boyalı el dokuması kilimler son derece dekoratif. Taşucu Pazarı'nda sebze-meyve dışında, dokumalar, kıyafetler, kap-kacak da satılıyor. Çok büyük olmayan, derli toplu bir pazar. Yani "yazar beÇendi" diyebiliriz! Ne yapılır?