28.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
GİZEM COŞKUNARDA - gizem.coskunarda@milliyet.com.tr
İkinci sezonunda da reyting rekorları kıran “İstanbullu Gelin” dizisinin sürpriz ikilisi Neslihan Yeldan ve Fatih Koyunoğlu’yla buluştuk bu hafta. Çünkü şimdilerde herkes onları konuşuyor, herkes onlara gülüyor. İkilinin normal hayattaki enerjisi de dizidekinden farksız. Önümüzdeki bölümler hakkında ser verip sır vermemek adına epey uğraştılar...
- Dizinin ilk sezonunda karşılıklı sahneniz hiç yoktu. İkinci sezonda ise muhteşem bir ikili var karşımızda...
Neslihan Yeldan.: Zannediyorum senaristlerin Fatih’le benim komediye olan yatkınlığımızı bilmeleri ve bunun üzerinden yürüyüp bir ilişki hazırlamaları oldu. Bir de ben “Bu kadın aşık olsun” diye çok konuşuyordum. Senem bir sezon boyunca çok bakımsız bir kadın olarak gezdi ortalarda. Senaristlere, yönetmenlere “Bu kadın bir aşık olsun da kendine gelsin” diyordum.
Fatih Koyunoğlu.: Tatilin sonlarına doğru yeni sezonun senaryosu mailimize düştü. Geçen sezon 16 bölüm boyunca oynamadığım sahne ve etmediğim laf kadarını bir bölümde görünce şaşırdım. Ben de şoke oldum, beklemiyordum. Çıkan sonuçtan tabii ki çok mutluyum.
“Dizi yayınlanırken binlerce mesaj alıyorum”
- Her bölüm adeta sinema filmi gibi sahne çekimleriyle ve şahane oyunculuklarla karşımıza çıkıyor.
Fatih K.: Yönetmenlerimiz, senaristlerimiz, kamera ekibimiz, kimse vasatla yetinmiyor. Tutmuş bir şeyin arkasına sığınılmıyor. Diğer çalıştığım setlere haksızlık etmek istemem ama hayatımda ilk defa bir dizide oyunculuk hadisesine bu kadar kıymet verilmesiyle karşılaşıyorum. Ben de yapı itibarıyla “olduğu kadar”cı değilim. Eve gittiğim zaman “şöyle mi yapsaydım” diye yer bitiririm kendimi. Neslihan da öyle olduğundan Senem ve Akif ikilisi için sürekli konuşuyoruz. Bunlar her sette yakalanan bir şey değil.
- Sosyal medyada yorumlar nasıl?
Neslihan Y.: Sosyal medyada aktifim ve ikimiz için dizi yayınlanırken binlerce mesaj alıyorum. “Geride büyük bir dram var, siz bizim yüzümüzü güldürüyorsunuz” diyorlar.
- Aynen öyle oluyor. Bir anda ağlarken sahne Akif’le Senem’e dönüyor ve gülmeye başlıyoruz...
Fatih K.: Aslında bu riskli bir şey. Başka diziden bir parçayı araya almış gibi de olabilirdi. Çekene de yazana da ayrı bir sorumluluk yüklüyor. Ana hikayede akan dramın samimiyetinde komedinin dozunu tutturmak gerekiyor ama hep birlikte bunu başarıyoruz.
- Nasıl devam edecek, Akif’le Senem’in ilişkisi, aşkı bulacaklar mı?
Neslihan Y.: Farklı karakterlerden ve çevrelerden Akif’le Senem. Bu ilişki olmaz gibi duruyordu ama bir şekilde aralarındaki çekime karşı koyamadılar. Senaristlerin bize sürprizi oldu, bunu nasıl devam ettireceklerini biz de bilmiyoruz. Seyirci sevdiğine göre köpürerek gideceğini düşünüyorum ve bir oyuncu olarak ben de öyle olmasını tercih ediyorum. Umarım çoluk çocuğa karışırlar da aralarındaki komik ilişkiyi hayatın her safhasında görebiliriz.
- Esmarator’dan onay çıkmaz, asla.
Fatih K.: Ne kadar daha gizli tutarlar bilmiyorum ama skandal olur bence. Faruk’a, Süreyya’ya ve Esma’ya karşı...
Neslihan Y.: Esma’yı ben hiç takmıyorum. Süreyya destekler bence.
Fatih K.: Ben bu durumda Faruk’la ne olmuş oluyorum. Faruk’un eniştesi olmuş oluyorum, bildiğiniz skandal.
- Akif’in duygularını kestiremiyoruz.
Fatih K.: Akif şu ana kadar çekim gücüne karşı koyamıyordu ama kendiyle de savaşıyordu. Ama artık “Haksızlık mı yapıyorum ayıp mı ediyorum” derken “Bir dakika ya ben neden bunları düşünüyorum” demeye başlıyor. Senem’e karşı olan hiç düşünmediği hisleriyle yüzleşmeye başlıyor. Sonrasını gerçekten ben de bilmiyorum.
Tiyatro her zaman devam
- Çok yoğun bir sezon geçiriyorsunuz. Bir yandan dizi bir yandan oyunlar...
Neslihan Y.: Bir buçuk yıl önce şöyle bir cümle çıktı ağzımdan “İşten başımı kaldıramayayım” diye. Öyle de oldu. Geçen sezondan beri Craft’ta “Yen” oyununu oynuyoruz. Ayrıca Shakespeare’in “Bir Yaz Gecesi Rüyası”na çalışıyorum şimdi. Afife Ödülleri’nde de jüri üyesiyim, birçok oyun seyretmem gerekiyor. Fatih’in de oyununa gidip izleyeceğim ama torpil yapmam. Bir de çok sevdiğimiz dizimiz var. 10 yaşında bir oğlum var büyüttüğüm. İnşallah hepsinin altından kalkabilirim.
Fatih K.: Tiyatro Adam’da bu sezon iki tane yeni oyun var. Benim oynadığım “İntiharın Genel Provası”, salı günü Trump Gösteri ve Kültür Merkezi’nde prömiyer yapacak. Sezon boyunca da her salı Trump’ta oynamaya devam edeceğiz. Bir de “Kafkas Tebeşir Dairesi” var, onu da yoğunlukla Baba Sahne’de ve Buyaka’da oynayacağız. Benim de bir oğlum var adı Ali, 7 aylık henüz. Ben de her fırsatı onunla değerlendirmek için uğraşıyorum.
“Keyfimiz seyirciye yansıyor”
- Nasıl bir ortam var sette?
Neslihan Y.: Birbirini seven ve anlaşan bir ekibiz. Kadronun tamamı çok iyi oyunculardan oluşuyor ve bununla gurur duyuyorum. Herkes en iyisini yapmaya çalışıyor. İyi anlaştığımız için de “Kestik” dendiği zaman hemen gırgır şamata yapabiliyoruz. Benim sette anlaşamadığım kimse yok, çaycısından, kameramanına, yönetmeninden, oyuncusuna kadar...
Fatih K.: Evet, seninle anlaşamıyorlar genelde.
Neslihan Y.: Teşekkür ederim, röportajda böyle şeyler söylenmez.
Fatih K.: Yok vallahi çok tatlıdır, bayılır herkes Neslihan’a. Bayram yeri olur geldiğinde set.
Neslihan Y.: Şimdi de abartıyor, toparlamak için. İşte böyle, çok keyifliyiz ve seyirciye yansıdığını düşünüyorum ben bunun. Sette herkes bir espri makinası. Çok komik insanlar var sette, işimizi ciddiyetle yapıyoruz ama çok da gülüyoruz. Böyle bir şey seyrek denk gelir.
Fatih K.: İnsanlar işlerini iyi yaptıklarında ve iyi bir şeyin içinde olduklarını hissettiklerinde yorulsalar da mutlu oluyorlar. O mutluluk da diğerlerine sirayet ediyor. Yorulacağını bilse de kimse lanet ederek gelmiyor.