CumartesiAmerikalı değilmiş!

Amerikalı değilmiş!

02.11.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Amerikalı değilmiş!

Amerikalı değilmiş





Çocuklar Duymasın" dizisinin kadrosuna yeni katılan Demet Tuncer, canlandırdığı Amerikalı genel müdürün Türkçe öğrenmesini bekliyor. Bu arada da Hot Station 105.7’de hafta içi 15.00-18.00 ve cumartesileri 13.00-15.00 saatleri arasında "Diva D Show"u hazırlayıp sunuyor.
Türkiye çapında okul birincileri arasında düzenlenen "Armand Hammer United World College" sınavını kazanarak liseyi ABD’de özel bir okulda burslu olarak okuyan Tuncer, daha sonra yine ABD’de siyasal bilgiler ve müzikal tiyatro eğitimi aldı. Diplomat olmak için Türkiye’ye dönen, bir süre Başbakanlık GAP İdaresi’nde danışman olarak çalıştıktan sonra Amerikan Ticaret Odası’nda üst düzey yöneticilik yapan Tuncer şimdi eğlence dünyasında kendine bir yer arıyor.

ABD’de siyasal bilgiler okudunuz, diplomat olmak istiyordunuz. Eğlence dünyasına girmeye nasıl karar verdiniz?
Hep istiyordum. Küçüklüğümden beri içimde vardı bu. Siyasal bilgiler okudum, evet. Ama bu biraz ailemin yönlendirmesiydi. Bu noktaya gelmem gerçekten çok zor oldu. "Aç kaldım, sokakta yattım" gibi değil ama ikilem arasında çok kaldım. Aile, toplum... Amerikan Ticaret Odası’nda çalışırken bir gün herkese resti çekip bu işe girdim.

Nasıl tepkiler aldınız?
Bizde biliyorsunuz destek yoktur, köstek vardır. Yapamazsın, beceremezsin, o kadar okudun bunun için mi geldin? Evet kardeşim, ben bunun için geldim!

"Çocuklar Duymasınödaki Amerikalı genel müdür rolü için teklif nasıl geldi?
Dizinin senaristi Birol Güven beni aradı. Birol’la daha önce Saturday Night Live diye bir projemiz vardı. Ben hâlâ Amerikan Ticaret Odası’nda çalışıyordum o zaman. O iş olmadı, bir buçuk sene sonra yine Birol’la bir araya geldik. Birol’un aklında bir şimşek çaktırmışım. Aradı, "Böyle bir şey düşündüm, senin için yazdım" dedi.

Türkçe bilmeyen bir Amerikalı... Biraz kısıtlı bir rol değil mi?
Kısıtlıyor tabii. Ama yavaş yavaş çözülecek. Baksanıza Lazca öğrenmeye başladı bile. "Cünaydın uşaklar" diye girdi kadın Türkçeye. Bekliyoruz bakalım.

İzleyicilerin bir bölümü sizi yabancı zannediyor. Sokakta nasıl tepki veriyorlar?
Yavaş yavaş, tane tane, heceleyerek ve bağırarak konuşuyorlar anlayayım diye: "Mer-ha-ba"... Türk olduğum ortaya çıkınca sohbet ediyoruz. Dizide daha "kadın" gibi göründüğümü söylüyorlar.

İşin aslı biraz yaşlı görünüyorsunuz orada. Daha 27 yaşındasınız oysa.
Genel müdür ya; topuz, kıyafet, makyaj...

Dizi, radyo, şarkı söylüyorsunuz, spor yapıyorsunuz. Sırada ne var?
Müzikal teklifleri geliyor. İki proje var. Türk müzikallerinden seçmeler olacak bir tanesi. Geçen hafta Londra’daydım, Queen’in şarkılarından müzikal yapmışlar, aşmışlar olayı. Onlarla görüştüm.

Sonra...
Seneye albüm yapmak istiyorum, bunun uluslararası bir boyutu olsun istiyorum. Tabii önce Türkiye’de tanınmam gerek.

"Aksiyon filminde oynamak istediğim için karate yaptım"
Dizide herkese spor yaptırıyorsunuz. Sporla aranız nasıl?
İyi. Burada tipik baleyle başladım, sonra buz pateni, voleybol, masa tenisi, basketbol. Boyum uzar diye basketbola başlattılar, öyledir ya hep. Ne alakası var, nefret ettim basketboldan. Amerika’da kaya tırmanışı yaptım. Las Vegas’ta kışın donan bir gölümüz vardı, orada buz pateni dersi verdim. At bindim. Bunu mecburiyetten yaptım. Hiç haberim olmayan kaslarımı öğrendim. Günlerce "dokunmayın, çok acıyor" diye dolaştım. Aksiyon filminde oynamayı çok istiyorum ben. Bu yüzden iki yıl da karate yaptım.