Cumartesi "Dizi bitse de 'Elif yenge'lik sürer"

"Dizi bitse de 'Elif yenge'lik sürer"

08.10.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Kurtlar Vadisi" 29 Aralık'ta ekranlara veda ediyor. Avukat Elif'i canlandıran Özgü Namal, dizi bittikten sonra ne yapacağına daha karar vermemiş. "Benim işim belli olmaz" diyen Namal, Elif karakterinin unutulmasının biraz zaman alabileceğini söylüyor

Dizi bitse de Elif yengelik sürer

Her babayiğidin harcı değil tabii "Kurtlar Vadisi" dizisinde bunca zaman hayatta kalabilmek. 27 yaşındaki genç oyuncu Özgü Namal, dizide Polat Alemdar'ın sevgilisi avukat Elif'i canlandırıyor ve hâlâ "yaşayan" yegane karakterlerden biri. Büyük tartışmalar yaratan dizi yeni sezonunda Kanal D'ye transfer oldu ve yeni bölümü perşembe akşamı yayınlandı. Hayranlarının tabiriyle "Elif yenge"yle diziyi, dizinin hayatına etkisini ve "vadi" dışındaki hayatını konuştuk... Setim çok yoğun değil. Tiyatro sezonunu açıyoruz, o deli gibi devam ediyor. Onun dışında kişisel bir yoğunluğum var. Zamanımı boşa geçirmeyeyim, bir şeyler daha öğreneyim diye koşuşturuyorum. Okula ağırlık vereceğim. İngilizce özel derslerine tekrar başlıyorum. Bir de at binmeye karar verdim. Neler yapıyorsunuz son günlerde? Çok iyi. 29 Aralık son yayın tarihi olarak belirlendi. Yeni bir gelişme olmazsa, 100'üncü bölüm o gün yayınlanacak ve ekranlara veda edeceğiz. "Kurtlar Vadisi"nin çekimleri nasıl gidiyor? Eskisi kadar değil. İlk yıllarda haftanın altı-yedi günü sete gittiğimiz oluyordu ve insanüstü bir çabayla yürütüyorduk işimizi. Yeni yönetmenimiz Serdar Akar'la daha rahatız artık. Bu dizi hayatınızın çok büyük bir kısmını kaplıyor mu? "Her şey kurmaca, ben de kurmacayım" Hiç öyle şeyler olmadı. Bize en yakın diyebileceğim bir "Metal Fırtına" kitabı vardı. Ona biraz baktım ve sıkıldım açıkçası. Zaten her şey kurmaca. Ben de kurmacayım. O yüzden kendi hayatımda daha gerçek şeylerle ilgileniyorum. Tina Turner'ın hayatını okumayı "Harry Potter"a tercih ediyorum. Silah kullanmıyorum, leşim yok, kimseyle kavga etmiyorum, ağır ağabeylik taslamıyorum. Sokakta ünlü olmanın ve popüler olmanın dışında bir etkisi olmadı yani hayatıma. Dizinin etkileri ne oldu sizde? Silahlara meraklı mısınız? Okuduğunuz kitaplar, izlediğiniz filmler değişti mi? O kadar sık değil çünkü Elif karakteri son bölümlerde itici olmaya başlamıştı. Dırdır yapan, söylenen bir kadın olma yoluna gidiyordu. O yüzden "Ya yenge sen bizi fena kızdırıyorsun ha, biraz kendine gel" durumlarına geçtiler. Sizi görünce "Hoşgeldin yenge" diye ayağa kalkanlar, hürmet edenler oluyor mu hâlâ? Polat'tan yana oldukları için öyle bir duruma gelindi. Fakat oyuncu olarak hürmetlerini esirgemiyorlar. Bir yandan "Eyvallah, buyurun" diyorlar ama "Şu Polat'ı da üzme" tribine giriyorlar. Şeker onlar ya, tatlı insanlar. Selamlarını esirgiyorlar yani artık kızdıkları için! Şu an hiç bilmiyorum. Çok yerle görüşüyorum ama bu yeni bir şey yapacağım demek değil. İlla öyle harıl harıl çalışmanın faydası yok. Biraz durulabilir, beklenebilir. Zamana bırakacağım. İyi olan beni seçer ama proje seçmem eskisi kadar kolay olmayacak. "Kurtlar Vadisi" bitince ne olacak? Ne olursa olsun çok önemli ve kim ne kadar eleştirirse eleştirsin hakikaten Türkiye'nin gündemine oturan bir iş yaptık. Bu kadar ciddi bir senaryodan sonra birtakım senaryolara bakmam kolay olmayacak. En az bu iş kadar kaliteli olması gerek. Çok alakasız bir şey de yapabilirim. Bilmem ne dizisinde 13'üncü kişiyi de oynayabilirim, komedi de. Benim işim belli olmaz. Çok ters köşe bir şey de yapabilirim yani. Niçin? "Ben değilsem kim aydın?" Uzun bir zaman alacak tabii Elif'in unutulması. Birkaç ay daha "Elif", "Avukat hanım" diyecekler ama... Herkes sizi "Elif" olarak tanıyor. İzleyicinin sizi o ters köşe şeylere oturtamaması ihtimali de var. Tabii. Bir yere girince "Buyurun avukat hanım" diyorlar, ciddi olarak değil tabii. Ama bir kez biri ciddi olarak kartını verdi. "Adliyeye gelirseniz dava falan için, görüşelim" dedi. Bir kez de biri "Avukatlığınız dışındaki asıl mesleğiniz nedir?" dedi. Böyle şeyler oluyor. Çok etkileniyorlar, inanıyorlar çünkü. Bu azımsanacak bir şey değil. Hep söylüyorum. Kültür seviyemiz ve eğitim düzeyimiz ortalamanın biraz daha altında olduğu için maalesef böyle şeylerle karşılaşıyoruz. Ama yeni jenerasyon bunu değiştirecek. AB'ye de giriyoruz. Çok umutluyum gelecekten. Çocuklarımın bizim yaşadığımız zorlukları yaşamaması için elimden geleni yapacağıma söz verdim kendime. En azından bir oyuncu, sanatçı ve aydın olarak böyle bir işe yarayayım Türkiye'de... Avukat hanım mı! Görüyorum tabii ki. Ben değilsem kim? Kendinizi aydın olarak görüyor musunuz? Hem de nasıl! Hele ilk yıl herkes sabah işe giderken ben eve dönüyordum. Gözlüklerimi takıp ağlıyordum. Bunun nasıl korkunç bir psikoloji olduğunu anlatamam. Sürekli evde oturuyordum, zaten sadece bir günüm boştu. "Kurtlar Vadisi" bazı şeyleri yapmanıza engel oldu mu? "Kendime yatırım yapıyorum" Deneyim. Popülerlik, şan, şöhret, para gibi birtakım yan etkileri de oldu. Ama bunlar hayatımda hiçbir şeyi değiştirmedi. Aynı yerde yiyorum, aynı yerlerden alışveriş yapıyorum, aynı insanlarla görüşüyorum. Neler kazandırdı peki? Ev aldım banka kredisiyle, hâlâ ödüyorum. Bir de arabamı değiştirdim. Nereye harcıyorsunuz kazandığınız paraları? Yatırım yapıyor musunuz? Hep değil. Kariyerim için elbette planlar yapıyorum ama iki sene sonrasını da düşünmüyorum. Kendime yatırım yapıyorum. Bunu yaptıkça da zaten işler yolunda gider. Hayatta bu anlamda şansa gerçekten inanmıyorum. Gerçekten çalışır ve emek harcarsan bir yerlere gelebilirsin. Savaş Ay'ın çok güzel bir lafı var. Bizim yani oyuncular için "ırk" diyor. "Oyuncu ırkı". Oyuncular için yapılmış çok güzel bir benzetme bence. Hakikaten biz bir ırkız. Her zaman çok planlı, programlı mı hareket ediyorsunuz? Bilmem, öyle düşünüyorum. Farklıyız yani. Neden? Her şeyde. Yani bunu "Üstünüz, özeliz" gibi söylemiyorum. Aman yanlış anlaşılmasın. Arızalarıyla, tatlılıklarıyla, eksisiyle, artısıyla, toplamıyla söylüyorum. Çok arızalı deli dana durumlarımız da var ama bütün toplamında bir ırkız yani. Yaşayış mı, düşünce sistemi mi? Nasıl farklısınız yani? "Oktay'la gelecek planı yapmıyoruz, anı yaşıyoruz" Yapmıyoruz. Yarın ne yiyeceğimi bile bilmiyorum. Bu anlamda önümüzü göremiyoruz. İki gün sonra bir şey olur, ekonomik kriz, AB o bu derken diziler biter... Tam tersi de olabilir tabii. Oktay Kaynarca'yla uzun zamandır berabersiniz. Birlikte gelecekle ilgili planlar yapıyor musunuz? Tabii. Dolar yükselir ilişki bozulur, borsa düşer ayrılırsın falan. (Gülüyor) İlerisiyle ilgili plan yapmıyoruz. Gelecekle ilgili hiçbir şey konuşmuyoruz. Anı yaşıyoruz, en iyi şekilde geçirmeye çalışıyoruz. Bunlar ilişkinizi etkileyen şeyler mi? Öyle değil. Yeteri kadar değil demişimdir. İkimiz de gerektiği kadar, gerektiği yerde romantiğiz. Ama fazla romantiklik bozar bizi. Yaşıyoruz işte tatlı tatlı, ne gerek var mıcık mıcık olmaya? Oktay Kaynarca'nın hiç romantik olmadığını söylemişsiniz bir röportajda. "35'imden sonra Zuhal abla gibi bir albüm çıkarmak istiyorum" Saatlerce domates, biber doğrayabilirim. Robotlar, mikserler kullanmam. Her şeyi kendim yaparım. Çok güzel sebze pişiririm. Evde yemek yapar mısınız? Yeniköy'deki Balıkçı Hasan'a gidiyoruz. Ortaköy'deki Çınaraltı'nda yiyoruz. Kebap için Develi veya Bahadır Ocakbaşı'na gideriz. Dışarıda nerelerde yersiniz? Nadir çıkarız. Oktay Taksim'i sevmez; tarzından ve kalabalıktan hoşlanmıyor. Ben Mojo, Old City, Depo ve Hayal Kahvesi'ne giderim. Oktay'la Anjelique, New Yorker ve Reina'ya gideriz. Ece Bar'ı da çok seviyorum. Gece gezmekten hoşlanır mısınız? Bir ara adımı pazarcıya çıkarmışlardı ama Ulus Pazarı artık kapandı. Daha çok Mango, Massimo Dutti, Topshop, DKNY ve Zara'dan alışveriş yapıyorum. Sporda Replay ve Diesel'i seviyorum. Deriden'den ayakkabılarımı alıyorum. Zuhal Olcay'la birlikte pazara gidiyor musunuz hâlâ? Dalıyorum. Dans ediyorum. Şarkı söylemeyi de çok seviyorum ama çok kendi çapımda. Zuhal abla gibi hayallerim var. 35'imden sonra bir albüm yapmak istiyorum. Çocuklar veya Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yararına olabilir. Çekimlerden kalan boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?