Cumartesi"Hakkımdaki eşcinsellik dedikodularını duydum"

"Hakkımdaki eşcinsellik dedikodularını duydum"

13.11.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Haldun Dormen: "Hakkımdaki eşcinsellik dedikodularını ben de duydum. Değilim. Ama belki farkında olmadan var, onu bilmiyorum. Seks artık öyle bir hale geldi ki, bir şeyde demir atmıyor kimse. Biseksüellik türü bir hayatı tercih ediyorlar"

Hakkımdaki eşcinsellik dedikodularını duydum

axcum011.jpg Ama "İstanbul beyefendisi" diye anlattıkları, Haldun Dormen gibi biridir herhalde. İnsan onunlayken "Aman efendim önden siz buyrun", "Lütfen efendim, önce siz alın" diye bir nezakete kavuşuyor! Tiyatroculuğuna edecek söz zaten yok. Bu konuda konuşmaya utanırım. Bir süre önce Dormen Tiyatrosunu bir daha açmamak üzere kapatmış olsa da, ben onu sahnede defalarca izleme şansını yakalamış kişilerden biriyim. Ama zaten tiyatro kapandı ve tuhaf bir şey oldu. Haldun Dormen sanki yeniden keşfedildi. Önce "Dadı", sonra "Popstar", şimdi "Bir Yıldız Doğuyor" ve "Emret Bakanım". Birileri "Tiyatroyu kapasa da bize kalsa" diye düşünüyormuş meğer gizliden gizliye. Projelerin de arkası gelecek üstelik. Ben İzmirli olduğum için şu meşhur "İstanbul beyefendileri"nden görme şansım da olmadı! Ailem, dostlarım ve tiyatro. Hayatta vazgeçemeyeceğiniz şey ne? 160 oyun yaptım ben. Ama içlerinde "Şahane Züğürtler" benim en iyi oynadığım oyun. 1964te oynadım. Bir de 1994te oynadım. Ama ilki çok özeldi. 40 yıl olmuş. Aktör olarak o oyunu aşabileceğimi sanmıyorum. Ona yakın oynayabiliyorsam ne mutlu. Kendimi bir aktör olarak görmüyorum. Yönetmenim. Hayatta yaptığınız en iyi iş? Oynuyorum ben. Asıl işim yönetmenlik ve hocalık. Haksızlık etmiyor musunuz kendinize? Başarılı işler bence. Bir sürü insan beni eleştirdi "Bir Yıldız Doğuyor"u sunuyorum diye. Oysa ben çok mutluyum çünkü hem eğlenip hem para kazanıyorum. Şu günlerde yaptığınız işler peki... Onlar kariyerinizin neresinde duruyor sizce? "Bir Yıldız Doğuyor", "Emret Bakanım"... Artık bundan sonra puan kaybedeceğimi sanmıyorum. Bu yarışmayı sunarak puan kaybediyor musunuz? Hayır hiç etmiyor. Sempatik buluyorlar. Zaman zaman yarışmayı sunarken hatalar yapıyorsunuz, sorduğunuz bir şeyi unutuyor ya da isimleri karıştırıyorsunuz. Rahatsız ediyor mu bu sizi? Hiç kompleksim yok! Tabii ki eskiden böyle değildim. Belli bir zaman sonra komplekslerimi aşmayı öğrendim. "Emret Bakanım"da çok küçük bir rolünüz var. Oysa bu ülkede "Sadece başrol kabul ediyorum" diyebilecek insanlardan birisiniz. Komplekslerinizden arındınız mı? "Hisseli Harikalar Kumpanyası" yapmam teklif edildi. Şu an hayatta yapmayı en çok istediğim şey o. Bununla ilgili olarak Pınar Altuğa teklif götürmüşler galiba bir de. Bundan sonraki en büyük hayalinizi paylaşır mısınız? "Hülya Avşarın küstahlıkları artık halka antipatik gelmeye başladı" Diyemem. Kimseye "Kötüsün, çirkinsin" diyemez misiniz? Tek başına ondan batmış olamaz ama bir sürü şeyin nedeni olmuş olabilir. Türk halkında da var bu. İlk yarışmada Serkül vardı. Acıyor ve oy veriyorlardı. Ne zaman ki çocuk küstahlaştı, elendi. Küstahlığı affetmiyorlar ama. Tiyatro ondan batmış olabilir mi yani! Olur mu, orada da aynısı geçerli. Halk affetmiyor. Aynı kural sanat dünyasında geçerli değil sanırım. Tepki almaya başladı ve bence keşke yapmasa. Birçok ahbabım tahammül edemiyor artık ona. Halka da antipatik gelmeye başladı. İnsanların her şey hakkında görüş bildirmemeleri gerek. Tutmadı biliyorsunuz televizyon dizisi. Mesela Hülya Avşarın pek de mütevazı olduğunu söyleyemeyiz ama seviliyor. "Gelinimiz Ayşe Arman cesur bir kız ama özel hayattan çok bahsediyor" Aşk bir yerden sonra anlamını kaybediyor. Belli bir yaştan sonra aşk ne anlama geliyor? Hatırlamıyorum dersem ayıp olur, ama hatırlıyorum dersem de kim diye soracaksınız! Eski karım Betülle (Mardin) çok hoş bir ilişkimiz var. Ayrılmış bile olsak oğlumuz var, ikinci torunumuz geliyor. Biliyorsunuz gazeteci Ayşe Arman gelinim oldu. Çok şeker bir kız. Ömer çok mutlu olduğu için ben de mutluyum. Zaten Ayşeyi de beğeniyordum. Çok cesur bir kız. Bazı şeylere kızıyorum, çok fazla özel hayattan söz ediyor. Ömer iş hayatının içinde olduğu için onu rahatsız ediyor. Ömer işadamı, bir sanatçı da değil. Geri kalan her şeyden çok memnun ve mutluyuz.Son aşık oluşunuz... Aşık oldum, bir sürü şey geldi geçti. Ama evliliği düşünmedim. Bu ev rahat bir ev. Dostum çok, yalnızlık çekmiyorum. Yalnız kalmaktan da çok korkarım aslında. Ama genç talebelerim sayesinde yalnızlık çekmiyorum. Onlara bir şey öğretmekten keyif alıyorum. Mesela bayramda, üç yıldır beraber çalıştığım Gazi adında genç asistanımla Amsterdama gidiyoruz. Ona Van Gogh Müzesini tanıtmak, bir şeyler öğretmek... Artık bunlar keyif veriyor. Niye yalnızsınız? Tabii. Size her şeyi sorabilir miyim? Ne soracaksınız merak ettim şimdi. İncitebilecek olsa bile mi? Ben de duydum tabii. Yapılabilir. Olabilir. Bir sürü insan var böyle hayatımızda. Söyleyebilirler. Olabilir de, hiç önemli değil. Seks artık öyle bir hale geldi ki, bir şeyde demir atmıyor kimse. Biseksüellik türü bir hayatı tercih ediyorlar. Onun için buna da saygı duymak lazım. Bu dedikodular her zaman çıkıyor, çıkacaktır da. Evlenmedim bir daha, bir sürü genç insanla yakın ilişkim var. Olabilir yani. Yanlış veya kötü olduğunu düşündüğüm için değil çekincem, çok özel bir şey olduğu için. Sizinle ilgili "eşcinsel" olduğunuz dedikodularını duyuyorum yıllardır... Yok. Ama belki farkında olmadan var, onu bilmiyorum. Eşcinsel misiniz peki? Onu bilmiyorum. Bilemiyorum. Ama yani dediğim gibi artık önemli olmaktan çıktı bu bütün dünyada. Böyle bir şeyi açıklar mıydınız? "Babamın yaşayıp bugünleri görmesini isterdim" Hayal kırıklığı değil ama babam beni iflas eder durumda bıraktı. Tiyatro iflas etmek üzereydi, kötü günler geçiriyordum. Babamı kaybettim. Bu adam bir daha bu işin içinden çıkamayacak diye düşünüyordu herhalde. Bugünleri görmesini isterdim. Hayatta tek üzüntüm odur. Sizi İngilizce öğrenip iş hayatında kendisine yardım edersiniz düşüncesiyle Robert Koleje gönderen babanızı hayal kırıklığına uğrattığınızı düşünüyor musunuz? Oldu tabii. Yüzlerce insan yetiştirdim. Beni çok üzen, çok hayal kırıklığına uğratanlar oldu. Ayfer Feray ve Nisa Serezli benimle çalışıyordu. Bir gün geldiler, "Kusura bakma biz senden ayrılıyoruz" dediler. Ama prova yapıyoruz. Benden gizli tiyatro kurmuşlar. Söyleseler ben yardım ederim ama her şey olmuş bitmiş beni yarı yolda bırakıyorlar. Uzun bir süre affedemedim. Çok kırıldım. Hâlâ hatırlarım bunu. Çok hayal kırıklığı yaşadınız mı? "Ayağı sakat olup da star olan tek aktörüm" Tam olarak ne olduğunu ben de bilmiyorum. Nişantaşında oynarken Park Apartmanının garajının damından sol bacağımın üstüne düştüm. Annemler de seyahatteydi, bir ay sonra geldiler. Doktora götürdüler. Bütün kemiğim erimiş. Ameliyat ettiler ama ondan sonra da bir sinir koptu. Ayağı sakat olup da star olmuş tek aktör benim herhalde tiyatroda. Yalede okudum. Ama aktör olamayacağımı düşünerek. Ayağım sakat, "Ben yönetmen olacağım" dedim. Bir gün oyunculara sahneleri göstermek için sahnedeyim. Sonra da oturup eleştiriyoruz. Hocam dedi ki, "Sen ayağınla komik bir şey yapıyorsun. Bence o rolün ona hiç gereksinimi yok." Benim de ağzımdan kaçtı, "Ama ben sakatım" dedim. Tabii hocamın bunu fark etmemiş olması da hoşuma gitti. Sonra Türkiyeye döndüm. Adnan Benk vardı, meşhur eleştirmen. "Sen niye sahneye çıkıyorsun, ayağın sakat" dedi. Bunu anlattım. "Sizin işiniz bu, eleştirin ama ben yine çıkarım" dedim. 8 yaşında bir sakatlık geçiriyorsunuz ve bu yürürken aksamanıza neden oluyor. O kazanın izi nasıl duruyor?

KEŞFETYENİ
Şampiyonluk polemiği! Usta sanatçı özrünü kabul etmedi
Şampiyonluk polemiği! Usta sanatçı özrünü kabul etmedi

Cadde | 19.06.2025 - 07:57

Coşkun Sabah, Galatasaray’ın şampiyonluk kutlamaları nedeniyle polemik yaşadığı İrem Derici’nin özrünü kabul etmedi.

Yazarlar