Cumartesi “Her kadının mutlaka tektaş bir küpesi olması lazım”

“Her kadının mutlaka tektaş bir küpesi olması lazım”

15.12.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Özge Ulusoy’un takı tutkusu internete taşındı. Seçtiği aksesuarlar Lidyana.com’da satılan ve takılara çılgınca tutkun olduğunu söyleyen ünlü model “Her kadının mutlaka pırıltılı bir küpesi olmalı. Her elbiseyle kombinlenebilecek tektaş küpeler... Pırlanta olması da şart değil” diyor

“Her kadının mutlaka tektaş bir küpesi olması lazım”

Hem televizyonda hem de podyumda karşımıza çıkmaya devam eden Özge Ulusoy son günlerde aksesuar seçimleriyle de konuşuluyor. Ünlü modelin seçtikleri internette de satılmaya başlandı. Biz de bu vesileyle kendisiyle hem aksesuarlara olan ilgisinden hem de modadan konuştuk. Sezon finaline yaklaşan “Bugün Ne Giysem?” yarışmasında jüri üyeliği yapan Ulusoy yarışmacılara ve yarışmaya katılmayı düşünenlere ufak bir tüyo da verdi.

Son günlerde neler yapıyorsunuz? “Bugün Ne Giysem?” devam ediyor. Esin Övet ile yaptığınız televizyon programı bitti mi?

Evet o programımız bitti. Bir deneme süreciydi zaten. Şimdi Esin tek başına devam ediyor. Bir de Lidyana.com’un zarafet elçiliğini yapıyorum.

Haberin Devamı

Lidyana.com’da sizin seçtiğiniz takılar satılıyor. İşbirliğiniz nasıl başladı?

Aslında bir yıldan daha uzun zamandır görüşüyoruz ama benim başka kampanyalarım dolasıyla bu projeyi ertelemek durumunda kalmıştık. İlk boş zamanımda aradım, “Hadi yapalım” dedim. Belli bir dönem sürecek olan güzel bir kampanya. Takılara çılgınca tutkun olduğum için benim için çok keyifli bir çalışma oldu tabii. Bayağı çok şey seçtim. Aslında daha da seçerdim de bir yerde
sınır koymak zorunda kaldık.

Kendiniz takı tasarlamadınız mı?

Hayır. Küçükken boncuklarla, iplerle çok fazla şey yapıyordum ama sonrasında böyle bir şeye zamanım kalmadı çünkü
takı tasarımı yapmak gerçekten meşakkatli bir iş. “İki takı da ben tasarladım”
demek de istemedim. Onun yerine beğendiklerimi seçtim.

Haberin Devamı

Neler var seçtikleriniz arasında?

Genelde benim kullandığım, kullanacağım aksesuarları seçmeye çalıştım. Çoğu günlük, ince ve zarif yüzükler, kolyeler ya da deri ve metal taşlı bileklikler.

“Küpelerimi ve saatimi ancak yatmadan yatmaya çıkarırım”

Son zamanlarda hem ince altınlar hem de çok iri taşlı aksesuarlar moda. Siz hangisini tercih ediyorsunuz?

Ben ikisini de çok seviyorum. Zaten taş, pırıltı, zımba, çivi gibi detayları çok seven bir insanım.
Ama tabii onları gündüz kullanmak zor. Özel gecelere ve davetlere daha uygun.

Hiç çıkarmadığınız bir aksesuarınız var mı?

Küpelerimi ve saatimi yatmadan yatmaya çıkarırım. Bir de Lidyana.com’un kişiye özel aksesuarlar yapan markası “you Design” var. Bana da kolye hediye ettiler. Takvim yaprağı gibi üzerinde tarihler var ve tam doğum günümün olduğu günün üzerinde de minik bir pırlanta var. Onu pek çıkarmam.

Erkeklerin takı takmasını hoş buluyor musunuz?

Sadece bileklik olabilir; o da deri ya da sırf gümüş olmalı. Bir de saat tabii.

Yılbaşında aksesuar hediye etmek isteyen erkeklere ne tavsiye edersiniz?

İlk aklıma gelen yine bu tarihli kolye oluyor. Sevgililerine, eşlerine üzerinde anlamlı bir günün işaretli olduğu bu kolyeden hediye edebilirler. Çok kişiye özel bir hediye. Derya Şensoy’un (Derya Baykal ve Ferhan Şensoy’un kızı) esprili takıları, Begart’ın çantaları, kemerleri de olabilir.

“Rolex aldım ama çaldırdım. Yenisini almak için para biriktiriyorum”

Size hediye edilen en anlamlı takı nedir?

Annem ve babam mezuniyetimde Rolex saat almışlardı, çelik. O mesela hâlâ kullandığım bir parçadır. Üniversite mezuniyetimde verildiği için de çok anlamlı.

Haberin Devamı

Peki, kendinize aldığınız en pahalı aksesuar...

Yine Rolex saat aldım ama çaldırdım iki ay önce ne yazık ki. Yenisini almak için para biriktiriyorum.

Her kadının mutlaka sahip olması gereken takı nedir sizce?

Bence herkesin pırıltılı bir küpesi olmalı. İlla pırlanta demiyorum. Sade, her elbiseyle kombinlenebilecek tektaş küpeler.
Eğer maddi imkanlar varsa pırlanta olmalı.

İnternetten alışveriş yapar mısınız?

Çok yapıyorum. Burada her zaman, her markada istediğimizi bulamıyoruz. Yurtdışına sık çıkıyorum ama “gideyim de alışveriş yapayım” demek gibi bir lüksüm yok. O yüzden de aradığım şeyin numarası, rengi yoksa interetten alıyorum. Alıştığım markalarda da bedenimi, ayakkabım numaramı bilince hiç sorun olmuyor.

Haberin Devamı

Bu sezon için kendinize neler aldınız?

Her zamanki gibi bol bol siyah elbise aldım. Özellikle Herve Leger’in elbiseleri çok seviyorum. Hem vücudu çok güzel gösteriyor, hem de hayat kurtarıcı. Yeni modelleri de git gide şıklaşmaya başladı. Louboutin’den ayakkabı aldım tabii. Zanotti’den bot aldım.
Mürdüm rengi pantolon, gömlek... Bir de Maison Martin Margiela with H&M koleksiyonundan deri pantolon, gömlek ve kazak.

“Yarışmaya ben katılsam günlük bir kıyafet giyerdim”

“Bugün Ne Giysem?”de yarışmacılar neden çoğunlukla gece elbiseleri giymeyi tercih ediyorlar?

Aslında biz “Sırf gece elbisesi, abiye
ya da tuvalet ağırlıklı olmasın” diye çok empoze etmeye çalışıyoruz. “Mutlaka günlük kıyafetlerle de gelin” diyoruz. Ama galaya yaklaştık, 27 Aralık’ta finalimiz var. Sürprizlerle dolu büyük bir gece olacak. Ona yaklaşıldığı için son dönemde abiye kıyafetler biraz daha fazla oldu. Bence abiye şıklık yapmak, bir şey diktirmek biraz daha kolay. Mağazaya gidip seçmek insanın zevkini daha çok gösteriyor bence.

Haberin Devamı

Siz yarışmacı olsanız ne giyerdiniz?

Herhalde daha günlük bir kıyafet giyerdim. Şimdi jüri olarak sponsorlarımızla çalışıyoruz. Tabii ki tepeden tırnağa dikkat çekici ve güzel görünmemiz gerekiyor.
O yüzden ne kadar gündelikleştirmeye çalışsak da bizim giydiklerimiz de abiyeye kaçabiliyor. Ben yarışmacı olsam, nasıl kombin yaptığımın anlaşılmasını isterdim. Kışın katılıyorsam deri parçaları; yazın katılıyorsam da ipekleri, şifonları, tülleri, dantelleri kullanırdım.

“En mülayim jüri üyesi benim. Yarışmadaki kızlara hiç kıyamıyorum”

Jüri üyeleri arasında en az acımasız olan sizsiniz galiba?

Daha mülayim olanım ben çünkü sezonun ilk yarısında arkada kızları hazırlıyordum. Onlarla daha çok şey paylaştım hazırlanırken. Sadece podyumda görmedim yani onları. Karakterlerini daha iyi tanıyorum. Bu yüzden benim onlara kıymam daha zor oluyor açıkçası, hiç kıyamıyorum.

En çok neye kızıyorsunuz?

Çok kızdığım yarışmacılar oluyor. Mesela çok net söylenmiş bazı şeyleri yapmayanlar... Yarışmanın en başından beri “Vücudunuza göre giyinin” diyoruz ama yarışmacı geliyor diyor ki “ben bunu çok sevdim, bayıldım, giydim.” Sana göre değilse, giyme işte!

Tecrübe kazandıkça acımasız mı olacaksınız?

Ben kendi hayatımda da daha mülayim bir tipim. Herkesin bir mizacı var ama ben kimsenin kimseyi kırdığını, insanları üzdüğümüzü düşünmüyorum.

“Pazar günleri istediğimi yiyorum. Diğer günler dikkat ediyorum”

Haftada bir gün istediğiniz her şeyi yiyormuşsunuz?

Evet, Pazar günleri. Diğer günlerde dikkat ediyorum. Bugün öğlen bir çorba içtim, yanına mercimek salatası yedim örneğin. Sonra ara öğünüm ve akşam yemeğim var. Haftada üç gün spor yapmaya çalışıyorum. Şu aralar yapamadım hatta, biraz vicdan azabı çekiyorum.