Cumartesi Pudranın hikayesi

Pudranın hikayesi

18.05.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Eczacıbaşının Eczacılar Günü için çıkardığı "Pudranın Tarihi" adlı kitapta, bu bakım ve kozmetik malzemesinin hikayesi anlatılıyor

Pudranın hikayesi

Eczacıbaşı, 1900lerin başında üretilen "Süleyman Ferid Çocuk Pudrası"nı, 14 Mayıs Eczacılar Günü için günümüze taşıdı. Hayatı boyunca eczacılığın gelişmesi için çalışmış Süleyman Feridin adını taşıyan pudranın yanında "Pudranın Tarihi" adlı bir özel bir kitapçık da armağan ediliyor. Kitapçıkta geçmişte yapılan pirinç pudralardan kıl düşüren taharet pudralarına kadar pek çok ürünü bir arada görme olanağı sağlanıyor. İşte kitaptan bazı alıntılar... İlk kez Mısırlılar kullandı "(...) M.Ö. 1500lerde Çin ve Japon kadınları ciltlerini beyazlaştırmak için pirinç pudrası kullanmaya başladılar. Pirinç pudrası içerdiği nişastanın emiciliği ve örtme gücü sayesinde pürüzsüz bir cilt yaratması nedeniyle geçen yüzyıla kadar çok rağbet edilen bir ürün olarak Batılı kadınlar tarafından da kabul gördü ve makyaj malzemeleri arasında vazgeçilmez yerini aldı. Ancak pirinç nişantasının ciltteki gözenekleri tıkaması sonucu asırlar sonra kullanımı azaldı ve üretimine son verildi."(...) Pürüzsüz ve beyaz bir cilde sahip olma modası Antik Yunanda kadınların kurşun tozları ve tebeşir pudrası kullunımı ile sürdü. Roma da bu modaya uydu, hatta M.S.65te İmparatoor Neronun karısı Ppoppaeanın yüzünü beyazlatmak için tebeşir pudrası kullandığı kayıtlara geçti. Romalı ünlü filozof Platus M.S. 100de kadına bakışını boyasız bir kadın tuzsuz bir yemeğe benzerdiyerek açıkladı. "(...) 17. yüzyılda İngilterede pudra kullanımı o derece önemsenmiştir ki, o dönemde İngiliz erkekleri ve kadınları Powder rooms (Pudra odaları) adı verilen yerlerde toplanır; saçlarına, yüzlerine ve peruklarına pudra sürerlerdi. Bu eylem İngilterede o denli yer etmiştir ki, günümüzde de İngiliz kadınları makyaj tazeleme ihtiyacını giderdikleri mekan için aynı deyimi kullanırlar. "Pudranın dünyada ilk kez, boya yapmak amacıyla eski Mısırda M.Ö.4000-3500 yıllarında kullanıldığı biliniyor. Bu dönemde günümüzdeki haliyle olmasa da, pudra haline getirilen bakır tozundan elde edilen mavi-yeşil bir boya, makyaj malzemesi olarak üretildi. Yine bu yıllarda kına tozundan elde edilen bir diğer boyayı Mısır ve Mezopotamyada kadınlar el ve ayaklarına sürdüler; Uzakdoğulu kadınlar da damarlarını boyadılar." 1800lerde Osmanlıda... "(...) Süleyman Ferid Beyle birlikte Edhem Pertev firması da çocuk pudrası üretiminde önemli bir başarı sağladı. 5 kuruştan başlayıp yıllar içinde fiyatı 40 kuruşa kadar çıkan bu ürünün piyasaya ilk kez sürüldüğü formuyla, ambalajında kalması dikkat çekicidir. Halk arasında büyük rağbet gören Pertev Çocuk Pudrasının teneke kutuları günümüzde bit pazarlarında, eskici raflarında bulunabilmekte ve birçok teneke kutu koleksiyonlarına girmiş bulunmaktadır. Pudra kutularının yıllarca saklanmasının ve bolca bulunmasının en önemli nedeni pudranın kağıt ambalaj içinde çok daha ucuz fiyatla satılması ve bir kez alınan teneke kutunun defalarca kullanılabilinmesidir."(...) Ünü tüm ülkeye ulaşan ve ıtriyat konusunda ülkemizin en önde gelen imalatçılarından biri olan Süleyman Ferid Bey de kozmetik pudralar üretti ve bu ürünlerinin kalitesi yanında ambalajlarına da çok önem verdi. Bu durum Şifa Eczahanesinden geriye kalan benzersiz şişeler ve teneke kutularda açıkça görülmektedir." "(...) Osmanlıda pudra kullanımının ne zaman yaygınlaştığı konusunda kesin bir bilgi olmamakla beraber, 1800lerin ikinci yarısından itibaren, özellikle İstanbulda modern eczanelerin açılmasıyla birlikte tıbbi ve kozmetik pudra imalatının başladığını söyleyebiliriz. Bu pudralar arasında en meşhur olanları Süleyman Ferid (Eczacıbaşı) tarafından üretilen "Diapasme Ferid" ve Edhem Pertev tarafından üretilen "Diapesme Pertev"dir.

Yazarlar