27.03.2021 - 03:10 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı / seyhan.akinci@milliyet.com.tr
Seyhan Akıncı / seyhan.akinci@milliyet.com.tr
Ece Seçkin, pandeminin başında Kanal D’de yayınlanan 2. Sayfa programına katıldığında en çok unutulmaktan korktuğunu itiraf etmişti. Kendi deyişiyle 22 yaşından beri koşturan genç bir müzisyen için geleceğin belirsizliği karşısında çok anlaşılır bir kaygı. Şimdi pandemide geçen bir yılın ardından yaşadığı sarsıcı dönüşümü yeni teklisi “Yastık”la tüm dinleyicileriyle paylaşıyor. DMC etiketiyle yayınlanan çalışmasında sound’undan saç rengine farklı bir Ece Seçkin çıkıyor karşımıza.
- ”Hayatım boyunca unutamayacağım bir senelik yolculuk” olarak tanımlıyorsunuz “Yastık”ı… Nasıl bir yıldan söz ediyoruz? Neler yaşadınız?
Virüsün ülkemizde görülmesiyle başlayan, dolayısıyla sadece bir günde tüm hayatımı tepetaklak eden bir yıldan söz ediyorum. Sahnelerden çok uzak kaldığım, ışıkların tamamen kapandığı, sosyallikten uzak, hasta olmamak ve sevdiklerimi hasta etmemek gibi bir çaba içerisinde geçirdiğim bir yıl. Kabus gibiydi ve hâlâ bitmiş değil ama alışma durumu oldu galiba ya da mücadeleyi öğrendik. Bu bir yılda sadece mücadeleyi değil sabretmeyi de öğrendim. “Yastık” şarkısının demosunu okuyalı bir buçuk yıl olmuştu. Şarkıyı çıkarmaya hazırlanıyordum. Her şey elimde kaldı. O nedenle “Yastık” da pandemi boyunca evde kaldığım bir sene boyunca bana eşlik etti. Kendime ait en çok dinlediğim şarkı olabilir. Sürekli kulağımdaydı. Sinirim bozulunca gidip “Yastık”a sarılıyordum.
- Hayatınızın ikinci dönemini başlatma cesaretini nasıl buldunuz?
Düşünecek çok fazla zamanımız olduğu için bir şeyleri süzgeçten geçirmeye başladık. Bunda hepimizin psikolojik olarak zayıflamasının da etkisi vardı, şahsen benim vardı. Pandemi öncesinde de idare etmek zorunda olduğum sorumluluklarım, insanlar, durumlar vardı hep. Kendimi zor durumda bırakmayı göze alıyordum ama “Hayır” diyemiyordum kimsenin ricasına. Bu süreçte, bugüne kadar beni duygusal anlamda yük altında bırakan ve sürekli verici olmam gereken taraflara karşı kendimi koruma altına aldım. Kendimle hiç bu kadar başbaşa kalmamıştım ki… 22 yaşımdan beri koşturuyorum, kendimi çözecek fırsatım olmamış. Çok değişmişim de fark edememişim ya da düzenim bozulmasın diye gizlemişim. Sonra bir baktım ki sağlam temeli olmayan ilişkiler kurmuşum ve resmen yıllarca sömürülmüşüm. 15 yıllık kalabalık bir kız arkadaş grubunun üyesiydim mesela. Oraya bile ait olmadığımı bu sene içerisinde fark ettim. Bir günde olmadı tabii bunların hepsi. Bir yıla yayılarak düşüne düşüne oldu… İyi ki de olmuş. Yoksa belki delirirdim.
- Ve tüm bunları en iyi bildiğiniz dille, müzikle anlatıyorsunuz. “Yastık”ı müzik kariyerinizde nereye koyarsınız?
“Yastık” bugüne kadarki en gerçekçi ve en samimi duygumdu bence. Okuma stilimdeki agresiflikten uzaklaşmış ve her şeyi kabullenmiş Ece’den bunu anlayabilirsiniz. Klipteki gözyaşlarımın sebebi de hayattaki tüm gerçeklerle yüzleşmiş olmanın kabullenişi ve kendi içimdeki savaşları kazanmak için geriye dönüp baktığımda verdiğim çabanın gözümün önüne gelişiydi. Kariyer yolculuğunda inişler, çıkışlar, hatalar, doğrular oluyor. Ben hepsini kabul ederek ve hepsinden ders çıkararak kariyerimin ikinci dönüm noktasını başlatmış oldum bu şarkıyla.
- Değişim sadece içsel değil… Müziğinizin sound’undan saçınızın rengine kadar farklı bir Ece var karşımızda. Değişim ile aranız nasıldır?
Değişim dışarıdan hiç öyle görünmesem de beni çok korkutan bir şeydir. Bu dönemde de aklımdan en çok geçen soru “Ya değişime ayak uydurursak?” sorusu oldu. Çünkü değişmesini istemedim. Görüntülü konuşmaya alışmak, video oyunu bağımlısı olmak, arkadaşlarla oturup eskisi gibi saatlerce keyif yapamamak ve sarılmaktan korkmak istemedim. Ama maalesef bu korktuklarım gerçekleşti. Sanal bir hayata dönüştü her şey. Bu değişimi hâlâ sevmiyorum ve normal hayatımızı istiyorum. Müziğimdeki değişimi soracak olursanız bence artık gerekliydi. Günümüz sound’u daha yenilikçi ve daha güçlü. Dolayısıyla bu değişime ayak uyduramayan herkesi de kariyerimden uzaklaştırdım. Bu tarz keskin değişimler konusunda bana en büyük cesaret veren kişilerden biri de kariyerimi başlatan kişi Ozan Doğulu’dur. Şimdi bu tarz ve yeni sound’la kendisiyle bir iş birliği yapma hayali kuruyorum. Güzel bir şarkı bulup kapısını çalacağım.
- Sizi bu derece dönüştüren pandemiye dönecek olursak en umutsuz olduğunuz anı hatırlıyor musunuz? Ve çıkış yolunuzu?
Kesinlikle ikinci kapanmaydı. Zaten öyle fellik fellik geziyor gibi bir durumum yoktu. Pandemi olmasa da yok ama ikinci kapanmanın ortaları beni çok zorladı. Bilinçaltım sürekli “Hiç bitmeyecek” mesajı veriyordu ve kendimi mutfağa kapatıp gözyaşı döküyordum. Sonra başka bir durum başladı. Bir iş yaparken podcast dinleme ya da YouTube’tan bir şey dinleme hastalığı kaldı. Duşa bile girsem sessizliğe tahammül edemiyorum, devamlı bir ses açık. Mesela izlemesem bile televizyonun sesi sonuna kadar açık.
- Eski normale dair en çok özlediğiniz üç şey nedir?
Tabii ki en çok özlediğim şey ekip arkadaşlarımla birlikte sahnede yaşadığımız heyecan, arkadaşlarla partilemek ve anneme babama doyasıya sarılabilmek… Geçen gün dayanamadım annemi sırtından öpeyim bari diye kucakladım. Çok gücüme gitti.
“DURMAYACAĞIZ VE SUSMAYACAĞIZ”
- Kendi ayakları üzerinde duran genç bir kadın olarak bu toplumun kadınlarına bir şey söyleyecek olsaydınız…
Bu toplumun bir kadını olarak kadınlara değil bizi sürekli bağırmaya iten kişilere ve durumlara söylemek isterim ben bunu. Öldürülen, katledilen, hakkı yenen, aşağılanan her kadının sesi olana kadar vazgeçmeyeceğiz. Durmayacağız ve susmayacağız. Maalesef dünyada hâlâ bırakın insanlığı, canavar güdüsüyle yaşayan aşağılık vicdansızlar var… Sizin karşınızda durmak ve sonuna kadar savaşmak da bizim boynumuzun borcu…
“’NEYİN VAR?’ DİYE SORMAYA ÇEKİNİYORDUK”
- Hayata bakışımızın dönüştüğü bu dönemde aşka bakışınız da dönüştü mü? İlişkinize nasıl yansıdı bu süreç?
Altı yıldır nişanlımla beraberim. Eskiden o uçuşta oluyordu ben de şehir dışı konserlerinde. Ona takılıyordum “Bir gün seni kendime kelepçeleyeceğim, ayrılamayacağız” diye. Şaka yapmıştım ama gerçek oldu. Bu süreçte biz aynı evin içindeyken bir ara ikimiz de çok mutsuz olduğumuz için birbirimize “Neyin var?” diye bile sormaya çekiniyorduk. Çağrı’nın ilk defa bu kadar enerjisinin tükendiğini gördüm. Kendime üzülmeyi bırakıp ona üzüldüm bu dönemde. Çok seviyormuşum onu ve onun her halini... Bir kez daha anladım.
Ece Seçkin’in yeni teklisi “Yastık” DMC etiketiyle yayınlandı.