Sokak esnafı işadamlarına satış taktikleri anlatacak

Bir mağazaya, mesela bir süpermarkete giren bir müşteri ilk birkaç saniye içinde ne yapar, koridorları nasıl dolaşır? Alışveriş yapan bir kadınla erkeğin davranışları birbirine benzer mi? Ya da bir ürünü almadan önce ambalajındaki yazıları kaç saniyede okuruz (Kadınlar daha mı çabuk okur)? Çekirdekten yetiştiler Ama bütün bu ayrıntıları bilmeden, taktiklerini kendileri geliştiren başarılı satıcılar da var. Ve onların çoğu da yine uzmanlara göre "çekirdekten", yani küçük yaşlardan beri ticaretin içinde pişerek yetişiyor. Tıpkı Nişantaşının sokak çiçekçileri Güler-Erdoğan çifti (soyadlarını açıklamak istemiyorlar) ve pazarcı Harun Danışman gibi.Güler-Erdoğan ile Harun Danışmanı henüz satış yaptıkları yerlerdeki sınırlı çevre tanıyor ama gelecek salı günü onlar için yeni bir başlangıç olacak. Çünkü yıllardır işlerini büyük bir başarıyla yapan bu üç esnaf bu hafta Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında düzenlenecek İstanbul Uluslararası Perakende Günlerinde meslek sırlarını, başarılarının ardında yatan satış taktiklerini anlatacaklar. Ya da şöyle söylemeli: Bu üç sokak esnafı Perakende Günlerinde antropologlar, psikologlar; Cem Boyner, Demir Sabancı gibi ünlü işadamlarıyla yan yana oturup konferans verecekler. Ve belki onlar ünlü antropolog Underhillin çözümlemelerini, renk otoritesi Eisemanın renklerin insan psikolojisinde yarattığı etkileri pek anlayamayacaklar ama satış sektörü onların taktiklerinden çok şey öğrenecek. Bu ve benzer sorular mağazaları daha kârlı satış yöntemlerine kavuşturmak isteyen uzmanlar tarafından yıllardır araştırılıyor. Satın alma davranışları üzerine makaleler, kitaplar yayımlanıyor ve mesela "dünyanın en önemli müşteri davranışları uzmanı" sayılan Paco Underhillin "Niçin Alıyoruz?" kitabı gibi 15 dile bile çevriliyor. "Konferansı düzenleyen Suat bey bir demet çiçek almaya geldi, beş demet sattım. Çok etkilendi" Erdoğan yedi, Güler sekiz yaşından beri Nişantaşında, Valikonağı Caddesinde çiçekçilik yapıyor. Zaten birbirleriyle de yirmi yıl önce yine sokakta, tezgâh başında çiçek satarken tanışıp evlenmişler.Erdoğan konferansa katılma macerasını "Konferansı düzenleyen Suat bey bizden bir demet çiçek almak istedi bir gün. Ama ben onu ikna edip beş demet sattım. Suat bey de çok etkilendi bundan. Bir de çevreden işitmiş bizi. Bir gün gelip Böyle bir konferans var, katılır mısın? dedi. Ben de kabul ettim" diye anlatıyor.Güler ve Erdoğan salı günü Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında düzenlenecek konferansta sabah evden çıkıp akşam tezgahı kapatana kadar geçen bir günlerini anlatacaklar. Ve tabii bu arada müşteriye nasıl davrandıklarını, nasıl pazarlık yaptıklarını... Ve civarda onca çiçekçi varken konferansa neden çağrıldıklarını..."Heyecanlı değiliz, konferansta kendi hayatımızı anlatacağız"Bu arada Erdoğan ve Güler bugüne kadar izleyici olarak bile hiçbir konferansa katılmamışlar, Lüfi Kırdarı da hiç görmemişler ama ikisi de heyecanlı değil. "Konuşma için hazırlık yapıyor musunuz?" diye sorunca "Hazırlığa gerek yok ki. Biz orada işimizi anlatacağız. Mesela haftanın dört günü seradan çiçek alırız, onlara ben bakarım. Sularını değiştiririm, ilacını veririm. Sabah kurarız tezgahı, müşteriye saygılı davranırız. Pazarlık ederlerse kârımızdan biraz fedakarlık eder, onları kırmayız. Onları anlatacağım" diyor Güler.Taktiklerine gelince: "Müşteri gelir. Biz Buyrun deriz. Gerisi gelir abi" diyor Erdoğan "Artık bir demet mi alır, tezgahı mı kaldırır, senin diline, ustalığına kalmış bu..." Güler ve Erdoğan bu yıl ikincisi düzenlenecek olan Perakende Günlerinin sokakta yetişen iki başarılı konuğu ya da organizasyonun mimarı Suat Soysalın deyişiyle "sokağın guruları". "Müşterilerim üst düzey insanlar. O yüzden gazete okur, belgesel seyrederim" Danışman kendini Perakende Günlerine taşıyan başarısını ise "Ben her sabah Zeytinburnundaki halden en iyi malları alırım. Bu baba mesleğim olduğu için orada çok dostum vardır. Çünkü bizim işte en zor olan iyi mal bulmaktır. Halden çıkınca pazara giderim. Etiler, Levent gibi yerlerde tezgah açtığım için müşterilerim de üst düzey insanlardır. Onlarla diyalog kurabilmek için hep gazete okurum, belgesel seyrederim, zamanımı hiç boşa geçirmem. Hangi müşterim en çok neyi sever bilirim. Onlar da bana güvenirler. Telefonla sipariş edenler bile vardır. Zaten dost, arkadaş gibi olduk yıllardır" diye anlatıyor.Danışmanın birçok ünlü müşterisi var ama o en çok "hem çok başarılı hem de bir anne kadar müşfik ve güleryüzlü bulduğu için" Çolpan İlhanı seviyor. Ama onun için geçen yıl öldürülen Üzeyir Garihin yeri başka: "Üzeyir bey her cuma günü pazara kendisi gelir ve benden 3 kilo havuç, 3 kilo domates, 20 limon ve 6 kıvırcık alırdı. Bu ölçü hiç değişmezdi. Ölmeden bir gün önce de geldi. Onu hiç unutmadım." Gayrettepe, Etiler, Dikilitaş, Ortaköy, Levent pazarlarının ünlü siması Harun Danışman da bu yılki Perakende Günlerinin konferans konuklarından. Aslen Arnavut olan ve Balkan Savaşı yıllarında İstanbula göç eden bir aileden gelen Danışman "Biz yüz yıldır İstanbulluyuz. Babam bahçıvandı. Kasımpaşada bostanlarımız vardı. Ben de onun yanında çekirdekten yetiştim. 25 yıldır da bu işi yapıyorum" diyor. Konferansın ünlü konukları 2. Uluslararası İstanbul Perakende Konferansında Amerikanın ünlü renk otoritesi psikolog Leatrice Eiseman renklerin müşteri üzerindeki etkilerini ve renk trendlerini; "Niçin Alıyoruz?" adlı kitabı 15 dile çevrilen antropolog Paco Underhill de müşterilerin davranış biçimlerini anlatacak. Erdoğanla Perakende Şenliği 16 Ekimde bir şenlikle son bulacak Perakende Günlerinin bir başka ünlü konuğu da Yılmaz Erdoğan. Konferansa geçen yıl da katılan Erdoğan alışveriş sektörünü konuklara mizah diliyle anlatacak.