Cumartesi Üç büyük şehirde 10 saatlik müzik maratonu

Üç büyük şehirde 10 saatlik müzik maratonu

25.09.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

1 Ekim'de Türkiye'nin üç tanınmış DJ'i üç büyük şehirde 10 saat boyunca müzik yapacak. Bir rekora imza atmaya çalışacak olan DJ'ler: "Tişörtten atlete geçeceğiz. Sonra onu da çıkartabiliriz. En önemlisi ayaklar. Belki ayakkabısız başlarız"

Üç büyük şehirde 10 saatlik müzik maratonu

aslicak@milliyet.com.tr axcum011.jpg Duracell yetkilileri bunun bir Türkiye rekoru denemesi olduğunu belirtiyor. Şimdiye dek 10 saatin üzerinde çalanlar oldu ama bu etkinliğin özelliği üç ayrı şehirde üç ayrı DJ'in bu kadar uzun süreli çalıyor olması. Biletlerini Biletix'te bulabileceğiniz etkinlikte Bee Gee İstanbul'da Balans'ta, Murat Uncuoğlu Ankara'da Saklıkent'te ve DJ Tarkan da İzmir'de Club 33'te çalacak. Önümüzdeki cumartesi İstanbul, Ankara ve İzmir'de müzikli, danslı çok uzun bir gece olacak. Duracell Müzik Maratonu'nda elektronik müziğin Türkiye'deki en bilinen DJ'lerinden Bee Gee (Birol Giray), Murat Uncuoğlu ve DJ Tarkan (Tarkan Örs) aynı anda başlayarak akşam 8'den sabah 6'ya kadar, 10 saat boyunca ara vermeden müzik yapacaklar. Disc Jockey'leri tanıtmak gerekirse... Bee Gee yani Birol Giray 1982 yılından beri DJ'lik yapıyor. Aynı zamanda Radyo FG'nin kurucu ortağı olan Giray, DJ'lik kariyerinin büyük bölümünü yurtdışında gerçekleştirdi. Giray'ın dans ettirdikleri arasında birçok devlet adamının yanında Frank Sinatra, Lady Diana ve "en iyi dans eden" dediği Kylie Minouge gibi ünlüler de oldu. Murat Uncuoğlu ise 15-16 yıldır bu işin içinde. Yurtdışında da çalan Uncuoğlu'nun DJ'likten başka "müzik adamlığı" özellikleri de var. Biri Divan isimli grubuyla çıkardığı, etnik, oryantal ve modern ritimlerin birleştiği "Orient Expressions" isimli albüm. Ayrıca Sertab Erener'den İbrahim Tatlıses'e birçok sanatçının şarkılarının remiksleri de onun. Hemen bir örnek; Tatlıses'in "Aramam" remiksini hatırlayabilirsiniz. DJ Tarkan ise en gençleri. DJ'liğe 1995'te başladı. Şu anda ise yaptığı şarkı, "Siberian Son-Dogma" yurtdışındaki birçok kulüpte çalınıyor, listelerde üst sıralara yükseliyor. "Lady Diana'ya da çaldı" "Tuvalet molası en çok 7 dakika" Birol Giray: Ara vermek yok. Tuvalete gideriz tabii ama bir şarkı boyunca ancak. Murat Uncuoğlu: Yani en fazla yedi dakika müziğin başından ayrılabiliriz. Bu nasıl bir maraton? Yani tuvalete gitme izniniz var mı? Ara verebilecek misiniz? Birol G.: İstanbul'da Funky C olacak benimle birlikte. Ankara'da Murat Uncuoğlu'yla perküsyoncular olacak. İzmir'de Tarkan'la beraber dansçılar olacak. Size eşlik edenler olacak mı? Birol G.: Ben üç yerde de seyircinin bizi bırakacağını zannetmiyorum. Aksine esas saat sabah 3'ten sonra başlayacağını düşünüyorum. Onlar da sonuna kadar bizimle kalacaktır. Sizce insanlar orada siz bitirene kadar kalacak mı? Birol G.: 10 saat uzun bir zaman. Ben çok terliyorum çalarken. Tişörtle başlayıp atlete geçerim herhalde. Sonra atlet bile kalmayabilir. Tarkan Örs: Bence ayakkabılar, ayakların rahatlığı çok önemli olacak. 10 saat ayakta olacağız. Ben belki de ayakkabısız başlayacağım. Murat U.: Bence ter falan önemli değil. Eve gidip duşa giriyorsunuz nasıl olsa. Hafta sonu Barcelona'daydım, bir kulübe gittik. İçeride 4 bin kişi var, nefes alamıyorsun ama herkes kendi dünyasında. Bizde kimseyi öyle bir yere sokamazsın. "İnsanlar terliyor, bana değmesin" derler.Birol G.: Clubbing bu zaten. Sizin teriniz, başkasının teri. Bu terleri paylaşacaksınız, başka yolu yok. Yoksa yemeğe gidin ailenizle. 10 saatlik bir performans için özel kıyafetleriniz olacak mı? "Artık sap gibi duranlar azaldı" Tarkan Ö.: Gelen yabancı sayısı, organizasyon sayısı olarak baktığınız zaman Türkiye, özellikle İstanbul Avrupa'da artık ilk üçün, beşin içine girdi diyebiliriz. Murat U.: Ama yine problemler var. Birol G.: Evet, burada bir mekana gidildiğinde bizim insanımız çok yakın bir zamana kadar kasılmalar yaşıyordu. Kendini izole edip dans edenleri de parmakla gösteriyorlardı. Allahtan son 6-7 sene içinde müziğe konsantre olabilmelerini sağladık. Murat U.: Artık sap gibi duranlar bitiyor. Türkiye'nin elektronik müzikte, eğlencede, DJ'likte durumu ne? "DJ yapılanı beğenmedi kendi müziğini yarattı" Birol G.: Eskiden iyi bir kulüpte çalışabilmek önemliydi. Zaten onlar alıyordu plağı. Sen onların müziğini çalıyordun. Şimdi sen müziği yapıyorsun, onlar kullanıyor. Bu house müzikler falan nasıl çıktı ortaya... DJ müzik çalacaktı ve yapılanı beğenmeyince kendi yaptı. Murat U.: Ben eski prodüktörlere çok kızıyorum. Türk müziğini hiçbir yere getirmediler. Yonca Evcimik'in "Abone"sinden sonra olay bitti. "Aa, bu satıyor" dediler. Aynen devam ettiler. Birol G.: Türkiye'deki plakçıların en büyük amacı Ulus'ta ev almak. Siz sadece müzik çalmıyor yapıyorsunuz da... Murat U.: Dünyayla karşılaştırdığınızda hiçbir şey kazanmıyoruz. Dünyada en iyiler gecede 35-40 bin dolar alabiliyor.Birol G.: Efsaneler 60 bin dolara çıkıyor. Bu işten para kazanılıyor mu? Birol G.: 3 bin iyi para mesela. Bizde durum ne? 3 bin dolar mı en iyi DJ'in alacağı para? Tarkan Ö.: Öncekilere, 2-3 saatlik performanslara göre çok daha geniş bir set olacağı kesin. Ama genel olarak o set çalanın kafasında oluyor. Atmosfere göre, karşınızdakilere göre değişiyor, çalınıyor. Benim gecem yavaş başlayacak. Sonra hızlanacak ve ses de artacak. Gece 12'den sonra sabah 3-4 eğlencenin en çok olacağı saattir. Ben yaklaşık sabah 4'ten, 5'ten sonra, daha derin şeyler çalmayı düşünüyorum. Bu 10 saat için mönü farklı mı? Çalacağınız şarkılar değişik mi?