Dünya Çernobil'in en yakın görgü tanığı: Dev pembe bir parıltı

Çernobil'in en yakın görgü tanığı: Dev pembe bir parıltı

26.04.2016 - 08:35 | Son Güncellenme:

30 yıl önce dünya tarihinin en büyük nükleer kazasının meydana geldiği Çernobil'deki bölüm şeflerinden Hellerman, yaşananları "Duvarın çöktüğünü görüyordum. Santral müdürü bana baktı ve sadece üç kelime söyledi: Bu bir hapishane" sözleriyle anlattı. Tarihin seyrini değiştiren Çernobil faciası sonrası radyasyonun etkileri hala canlı: Hayalet şehirler, hasta çocuklar, genetik hasarlı hayvanlar... Peki Çernobil'den bir şey öğrenebildik mi?

Çernobilin en yakın görgü tanığı: Dev pembe bir parıltı

Sovyetler Birliği’ni 26 Nisan 1986’da vuran nükleer kaza hâlâ etkisini sürdürüyor. Dünya tarihinin en büyük nükleer kazası sonrası bugün tarihlerden 26 Nisan 2016. Çernobil felaketinin üzerinden 30 yıl geçti. Bugün, nükleer santraldeki dördüncü reaktörde günün erken saatlerinde ilk patşama yaşanmıştı. Bu yüzden ülkede günün ilk saatlerinde sirenler çalındı. Ukrayna, Çernobil kurbanlarını anıyor.
Alexander Davidovich Hellerman, Çernobil’de 30 yıl önce meydana gelen nükleer kazanın görgü tanıklarından. 80 yaşındaki Hellerman o dönem Çernobil Nükleer Santrali’nde bölümlerden birinin başında görev yapıyordu.

Haberin Devamı

Kazadan dolayı suçlanan isimler arasındaydı. O altı ay boyunca kenti terk etmedi: “Pripyat’ta bir evde yaşıyordum. O anda yaşanan her şeyi çok net bir şekilde gördüm. İstasyonda kızıl bir parıltı vardı. Oraya gittim. Santalin dördüncü ünitesine yaklaştım. Duvarın çöktüğünü görüyordum. Sirkülason pompaları çöktü. Hemen santral müdürünü ve Moskova’yı durumla ilgili bilgilendirdim. Araçlara bindik ve nükleer santralden uzaklaşmaya başladık. O anda dev pempe bir parıltı oluştu. Santral müdürü bana baktı ve sadece üç kelime söyledi: ‘Bu bir hapishane.’ Onun bana söylediklerini daha bugün yaşıyormuş gibi çok net hatırlıyorum."

Hellerman, nükleer santraldeki kazanın olduğu bölümde çalışanları bilgilendirici talimatların olmadığını söylüyor: “Onlar bu deneyi yapmamalıydı. O gün yaşadığımız gibi acil durumlarda çalışanların ne yapması ve nasıl davranması gerektiğine dair herhangi bir bilgilendirme ya da talimat yoktu. Ancak diğer nükleer güç üniteleri buna benzer belgelere sahipti.”

Haberin Devamı

Hellerman olaydan sonra görevinden ve üyesi olduğu Komünist Parti’den kovuldu.


Bir reaktörün çökme riski var

Çernobil'de ortaya çıkan radyasyon, bugün bile insanları ve doğayı etkiliyor. Bugün ayrıca birkaç bin işçi, çökmesi an meselesi olan 4 numaralı reaktörün üzerini yeni bir beton çadırla örmeyi deniyor. Reaktörün içinde 200 ton erimiş nükleer yakıt var. Etrafı koruma kabıyla çevrilmeyen reaktörden her an yeni bir radyasyon sızıntısı olabilir. Nükleer santrali tamamen ortadan kaldırma çalışmalarının 2065'e kadar sürmesi bekleniyor.

Felaketten yıllar sonra dünyaya gelen çocuklar ya hastalıklı doğuyor ya da hastalıklara yakalanıyor. Çernobil ve çevresinde kansere yakalanma oranı diğer bölgelere göre yaklaşık 10 kat fazla. Sadece Ukrayna'da değil, çevre ülkelerde de kanser oranları patladı.

Japonya'ya bile ulaştı

Gökyüzündeki zehirli bulutlar Kanada ve Japonya'ya kadar ulaşırken, evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısı yüzbinleri buldu. Hâlen nükleer santralin çevresindeki 30 kilometre yarı çapındaki topraklara izinsiz girilemiyor, bu topraklar kullanılamaz durumda. İnsanlar, Çernobil çevresindeki bölgenin sadece yüzde 60’ına 30 ila 60 yıl sonra dönebilecek.

Haberin Devamı

Bölgede yalnızca vahşi hayvanlar görülse de canlıların çoğu genetik hasarlı. Kuşların birçoğunda hasarlı sperm bulunuyor, yüzde 40’a yakını suya, havaya ve toprağa bulaşmış iyonize radyasyon nedeniyle kısır.

Ağaçlar çok yavaş büyüyor. Kuruyan ağaçlar da radyasyon yüzünden büyüyemeyen mantar, kurt ve bakterilerin yokluğu nedeniyle daha geç çürüyor. Felaketle birlikte Ukrayna ve komşusu Belarus'ta ormanlar, tarım arazileri radyasyona bulandı.

Ortalama ömür 45 ila 50 yıl

Greenpeace'in son araştırması, halen Ukrayna ile komşu ülkeler Belarus ve Rusya'da insanların radyoaktif bulaşmış gıdayla beslendiğini ortaya koydu.

Bugün yalnızca birkaç yüz kadar insan radyoaktif etkisindeki bölgede yaşıyor ve ortalama ömürleri 45 ila 50 yıl. Bu süre sonunda ölüyorlar.

Çatı havaya uçmuştu

Haberin Devamı

Çernobil Nükleer Santrali, 1977 yılında açıldı ve 9 yıl sonra patladı. Felakete yol açan en önemli neden olarak, araştırmacılar reaktör yapımındaki hatayı buldu. Santral, Sovyet biliminin en büyük başarılarından biri olarak olarak nitelendiriliyordu. Patlama, 1 saat 24 dakika süren bir güvenlik testinin kontrolden çıkması üzerine dördüncü reaktörde meydana gelmişti. Patlamada 2 bin tonluk çatı havaya uçmuş ve 8 tonluk radyoaktif yakıt atmosfere karışmıştı. Felaketten sonra ortaya çıkan radyasyon uzaktan kumandaları bile çalışamaz duruma getirmişti. Kurtarma faaliyetine katılanlardan binlerce kişinin öldüğü biliniyor.

Türkiye'de çay içen bakan

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, felaketin gerçekleştiği 30 kilometrelik bölgedeki 600 bin kişi yüksek dozda radyasyona maruz kaldı. Ukrayna, Belarus ve Rusya’da yaklaşık 5 milyon kişi radyasyon riski olan bölgelerde yaşamaya devam ediyor.

Çernobil felaketi, Türkiye'de de hissedildi. Karadeniz bölgesinde kanser oranları tırmandı, dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral çayda radyasyon olduğu iddialarını yalanlamak için kameralar önünde çay içerek poz verdi.