23.01.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:
İSRAİL Başbakanı Binyamin Netanyahu, Başbakan Necmettin Erbakan'ın liderliğindeki hükümetten son derece memnun olduğunu belirterek, Ortadoğu'nun gelecekteki istikrarı ve ekononomik kalkınması için işbirliği çağrısında bulundu. Erbakan'ın başbakanlığına ilişkin başlangıçta sahip olduğu endişelerin yersiz olduğunu büyük memnuniyetle gördüklerini belirten Netanyahu, bu dönemde İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da geliştiğini kaydetti.
İlk davetine 6 aydır cevap alamamasına rağmen Erbakan'ı Milliyet aracılığıyla bir kez daha İsrail'e davet eden Netanyahu, iki ülke arasında çok iyi işbirliği imkanları bulunduğunu söyledi. Netanyahu, terörizmle mücadelede de İsrail'in bütün olanaklarını ve istihbaratını Türkiye ile paylaşmaya hazır olduğunu belirtti.
İsrail Başbakanı, 2000'li yıllarda Ortadoğu'daki su kaynaklarının paylaşımından, bölgedeki nükleer tehlikeye, El Halil konusunda Filistin lideri Yaser Arafat'la nasıl anlaştıklarından, Suriye ile barış sürecinin geleceğine kadar birçok konudaki sorularımızı yanıtladı:
Siz Başbakan seçildikten sonra, Türkiye'de de yeni bir hükümet kuruldu. Necmettin Erbakan İsrail'e yönelik sert eleştirileriyle tanınan, siyasi İslamı savunan bir partinin lideri. Seçim kampanyalarında Türkiye'nin İsrail'le yaptığı askeri anlaşmayı iptal edeceğini söylemişti. Erbakan'ın başbakan olduğunda, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin bozulacağı endişesini duydunuz mu?
Netanyahu: Önce, evet. Ancak zamanla bu endişelerimizin yersiz olduğunu gördük. Sayın Erbakan başbakan olduktan birkaç ay sonra, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin istikrarlı bir şekilde yürüdüğüne tanık olduk. Anlaşmalar yürürlükte kaldığı gibi, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesine yönelik somut adımlar atıldı.
Bugün daha önce sarfedilen duygusal sözlere değil, Sayın Erbakan iş başına gelmesinden bu yana iki ülke arasındaki ilişkiler açısından daha da iyiye giden, mevcut anlaşmaları tamamlayıcı yeni anlaşmaların yapıldığı somut icraata bakarım. Neticede tüm korku ve endişelerimizin aksine, bugün Sayın Erbakan'ın hükümetinden son derece memnunuz. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelecekte tehlikeye gireceğine ilişkin en ufak bir şüphe duymuyoruz. Aksine bu ilişkilerin daha da gelişeceğine inanıyoruz. Refahyol hükümetiyle her türlü yeni işbirliğine gitmeye hazırız.
Erbakan'ı başbakan olur olmaz, kutlamış ve İsrail'e davet etmiştiniz. Ankara'dan bir yanıt aldınız mı?
Netanyahu: Maalesef hayır. Davette bulunmuştum, ama aradan 6 aya yakın bir zaman geçmesine rağmen hala cevap alamadım.
Davetiniz hala geçerli mi?
Netanyahu: Kesinlikle evet. Bu davetimi bir kez de sizin aracılığınızla yinelemek, çağrıma hala cevap beklediğimi söylemek istiyorum. Sayın Erbakan Türk halkının demokratik yollarla seçtiği meşru bir başbakandır. Kendisiyle her konuda diyalog kurmak istiyoruz.
Karşılıklı diyalog, iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin daha da sağlamlaşmasına katkı sağlar. Türkiye ile İsrail arasındaki sağlam ilişkiler bölge barışının istikrarlı bir yapıya, ekonomik açıdan da refah ve huzura kavuşmasına zemin hazırlar.
Erbakan'ın İsrail'le Araplar arasındaki anlaşmazlıkların çözümüne yönelik bir arabuluculuğu taraflara fayda sağlayabilir mi?
Netanyahu: Ortadoğu barış sürecinde bu misyonu ağırlıklı olarak ABD üstlenmiş durumda. Sanırım hem biz, hem de Ortadoğu barış sürecinin diğer Arap ortakları, ABD'nin arabuluculuk misyonu ve oluşturduğu diyalog ortamından memnunuz.
Tabii ki, Ortadoğu barış sürecine katkıda bulunmak için Müslüman bir ülke olan Türkiye'nin rol oynayabileceği fırsatlar doğabilir. Türkiye'nin hangi alanlarda bir misyonu üstlenebileceğini ve hangi yolla katkıda bulunabileceğini belirlemek gerekir.
Hem Arap ülkeleri, hem de İsrail'le mükemmel ilişkileri olan Türkiye, bu özelliğiyle Ortadoğu barış sürecine önemli katkılarda bulunabilir. Örneğin Filistin yönetimiyle yaptığımız El - Halil anlaşmasını denetlemek üzere burada oluşturulacak uluslararası askeri gözlemciler heyetine Türkiye'nin de katılarak önemli bir misyon üstlenmesini istiyoruz. Türkiye'nin tek Müslüman ülke olarak askeri barış gözlemcisi statüsüyle bu misyonda yer alması, barış süreci için önemli bir fırsattır. Barışı koruyan tek Müslüman ülke olarak Türkiye'nin diğer ülkelerden çok daha yapıcı konumda olacağına inanıyoruz.
Ortadoğu'da yaygın olan teröre karşı bölge ülkeleri ile işbirliği yapılabilir mi?
Netanyahu: Terörizm Ortadoğu'daki ve dünyadaki tüm toplumları kökünden sarsan bir bela. Herşeyden önce bundan zarar gören ülkelerin her konuda ortak işbirliğine gitmesinin terörü önleyici bir etken olduğuna inanıyorum.
Terörle mücadele konusunda uzun yıllardan beri edindiğiniz tecrübe ve bilgileri Türkiye'yle paylaşır mısınız?
Netanyahu: Kesinlikle, Türkiye'yle bu konuda çok yönlü işbirliği yapmak isteriz. Ankara'yla terörizm konusunda her türlü tecrübemizi ve istihbaratımızı paylaşmaya hazırız. Teknik alanda ve istihbaratta Türkiye'yle işbirliği yaparsak, hedef olduğumuz terörist saldırılara karşı koyabilir ve hatta saldırıları gerçekleşmeden önleme olanağına sahip oluruz. Teröre karşı ne kadar kapsamlı bir işbirliği yaparsak o kadar etkili ve başarılı oluruz. Son derece dostane ilişkiler içinde olduğumuza göre, Türk hükümetiyle böyle bir işbirliğine girmemiz iki ülkenin de ortak çıkarınadır. Bu belanın üstesinden gelebilmek için Türkiye ile İsrail işbirliği yapmak zorunda. Bu aramızdaki ilişkiler ve ortak çıkarlarımız açısından ikinci plana atılmayacak ve ertelenmeyecek kadar hayatı bir mesele.
Milliyet aracılığıyla Erbakan'a ve Türk halkına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Netanyahu: Türk hükümetine ve halkına barış ve huzur diliyorum. Tabii en başta da güvenlik. Güvenlik olmadan barışın hiçbir anlamı olmaz. Türkiye de bunun anlamını çok iyi biliyor. Genel olarak Sayın Erbakan başbakanlığındaki Refahyol hükümetinden çok memnun olduğumuzu yinelemek isterim. Türk hükümetinin İsrail'le ilişkileri konusunda son derece rahatım. İlişkilerimizin geleceğini de çok iyi görüyorum.
Güvenlik alanında olduğu kadar ekonomik ve teknolojik alanlarda işbirliği geliştirmemizin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Günümüzde teknoloji baş döndürücü bir hızla gelişiyor. İsrail bir teknolojik devrim yaşıyor. Bugün İsrail'de yüksek teknolojiye sahip binden fazla girişimci şirket var. Bu sayıyla İsrail, ABD'den sonra ikinci sırada. Türkiye bundan yararlanabilir. Gelin beraber ortak yatırımlar yapalım. Sayın Erbakan hükümetiyle diyalog istememin en önemli nedenlerinden biri de bu. İsrail Türkiye için birçok yönden sayısız fırsat ve imkanlarla dolu. Bunları Refahyol hükümetiyle konuşmakta, her iki ülkenin de çıkarları açısından yarar olduğuna inanıyorum.
Milliyet aracılığıyla bir kez daha Sayın Erbakan'a yaptığım daveti yinelemek istiyorum. Gelin beraber Ortadoğu'da barış ve ekonomik gelişme için işbirliği yapalım.