09.12.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
“Onlar alışılmadık ortaklar: Soğukkanlı ve temkinli bir ABD Başkanı ile gururlu ve bazen de fevri bir Türk Başbakan. Buna rağmen çok önemli ve çalışan bir ortaklık geliştirdiler. Eğer Arap uyanışını bir kabusa dönüşmesinden alıkoyacak faktörler arıyorsanız, Türk-ABD ortaklığı güven verecektir. Beyaz Saray’a göre bu yıl 13 kez telefonla görüştüler. İkili işe dost olarak başlamadı ancak Toronto’daki konuşmalarından sonra öyle oldu. İlişki, Obama’nın temel formülü ‘karşılıklı saygı ve karşılıklı çıkar’ın örneği.
Erdoğan biçilmiş kaftan
Arap dünyasındaki ayaklanmayı etkilemek ama perde arkasında kalmak isteyen bir yönetim için Erdoğan, biçilmiş kaftandı. Arap sokağında, özellikle de Müslüman Kardeşler ve diğer İslami partilerde yüksek güvenilirliği var. Kissengervari hırsları olan bir de dışişleri bakanı var: Ahmet Davutoğlu.
Beyaz Saray yetkilileri bu özel ilişkinin evrimini Obama’nın Nisan 2009’da başkan olarak ilk yurtdışı ziyaretinde Türkiye’ye uğraması ile başlatıyor. 2010’un başlarında ise Türkiye İran’la nükleer yakıt konusunda anlaşma imzalayınca ilişki ekşidi. Erdoğan ve Obama daha sonra Toronto’daki G20 zirvesinde bir araya geldi. Obama, Erdoğan’a ‘Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun ve benimle birlikte gelmedin’ dedi. Erdoğan, dobra bir şekilde cevap verdi. Birkaç saatlik bir konuşmaya daldılar. Türkler toplantı sonunda yeni bir ortaklığın doğduğunu kabul etti.”