Türkiye günah keçisi oldu

Seçmenlerin dikkatini bir türlü 4-7 Haziran’da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine çekemeyen Avrupalı siyasetçiler kurtarıcı olarak yine Türkiye’yi seçtiler.
Çok yakın gelecekte üye olması öngörülmeyen hatta müzakere sürecinin sonunda üye olup olamayacağı bile belli olmayan Türkiye, istisnasız bir şekilde 27 AB üyesinin 27’sinde de seçim malzemesi yapılmış durumda.
Bazı ülkelerde asıl sorunları tartışmaktan kaçınan siyasetçilerin seçmenin ilgi odağını başka yöne çekmek için kullandıkları Türkiye, bazı ülkelerde de aşırı sağ eğilimli partilerin en gözde konusu olmayı sürdürüyor. Türkiye’ye verdiği destekle tanınan İngiliz siyaset sahnesinde bile Türkiye aleyhinde propaganda yapılıyor. Bunun son örneğini aşırı sağcı İngiliz Ulusal Partisi’nin (BNP) hazırladığı broşürler oluşturdu. BNP’nin broşürlerinde, “üyelik verilmesi halinde Türkiye’deki Müslümanların İngiltere’ye akın edeceği” tezi işleniyor.
“İngiliz vergi mükelleflerinin paralarının, Türkiye’deki Müslümanların da yabancı iş kapkaççılarının işgaline katılmasına olanak verecek şekilde, Avrupa’yı genişletme amacıyla harcanmaması gerektiği” mesajının verildiği broşürlerde diğer İngiliz partilerinin Türkiye’ye verdiği destek eleştiriliyor.
Türk Dışişleri Bakanlığı, broşürün içeriğinin ırkçı ve tahrik edici olduğunu belirterek İngiliz makamlarıyla temasa geçti. BNP Sözcüsü John Walker ise bu girişime yönelik tepkisini, Avrupa ile İngiltere’nin İslamlaştırılmasına karşı olduklarını ve görevlerinin İngiltere’nin çıkarlarını gözetmek olduğunu söyleyerek gösterdi.
Seçimlere yönelik ilginin çok düşük olması yabancı düşmanı partilerin ekmeğine yağ sürüyor. Batıdan doğuya, güneyden kuzeye hemen her AB ülkesinde tırmanışta olan bu partilerin hedefi, Türkiye, İslam ve yabancı karşıtı söylemleri ekonomik zorluklarla ilişkilendirerek AP’deki koltuk sayılarını artırmak. “Avrupa’da Türkiye’ye yer yok” söylemini çeşitli türevlerle kullanan Bulgaristan’daki Ataka, Avusturya’daki FPÖ ve BZÖ, Hollanda’daki PVV ve Belçika’daki Vlaams Belang gibi partilerin AP’de koltuk kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Bu tür partilerce kullanılan popülist söylemin bazı merkez partilerce de benimsenmesi ise Türkiye’nin mücadele etmekte zorlandığı mevcut olumsuzluklara yenilerinin eklenmesine neden oluyor. Büyük umutlarla seçilen, ancak başta ekonomi olmak üzere pek çok sorunla baş etmekte zorlanan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve partisi UMP, ekonomi ve diğer sorunları unutturmaya çalışarak seçmenin dikkatini Türkiye’ye odaklamak için her türlü manevrayı yapıyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de Türkiye’ye ilişkin görüşü ve politikası Sarkozy’ninkiyle paralel bir çizgide ilerliyor.