29.09.2020 - 00:10 | Son Güncellenme:
ONUR ÇAKIR
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç ve MHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Fatih Şimdi… Hepsi Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun ve sınıf arkadaşı… Onları yıllar sonra bir araya getirdik. Farklı siyasi kimlikteki olsalar da birkaç saatliğine hepsi gençlik dönemlerine döndü ve ortaya çok güzel keyifli bir sohbet çıktı.
Şimdi hepsi 40 yaşını geçti. Buluşmada ilk sözler, “Kilo almışsın, değişmişsin-değişmemişsin” oldu. Dört ismin buluştuğu ortak nokta ise Deniz Yücel ve Hamza Dağ’ın hiç değişmemesi oldu! Sadece Dağ, artık bıyıklıydı.
CHP’li Kılıç’la MHP’li Şimdi, arasındaki “kankilik” durumu dikkatimizi çekti. O yüzden de birbirlerine hep espri yapıyorlar ve bunlara kahkahayla gülüyoruz. Dağ ile Yücel ise aynı sınıfta okumanın yanı sıra aynı yerde staj da yapmışlar.
İşte o buluşmadan satır başları:
NASIL TANIŞTINIZ:
Erhan Kılıç: Yolda çarpıştık, öyle tanıştık (gülüyor)
Fatih Şimdi: Okulun 2 ya da 3’üncü günüydü. Merhabalaştık ve arkadaşlığımız başladı.
Erhan Kılıç: Gurbetten geldiğimiz için evde kalıyorduk. Fatih de geliyordu bize sık sık. Bir bırakmadı bizi zaten (Herkes gülüyor)
Hamza Dağ: Sınıfta tanıştık tabi. Mezuniyetten sonra Deniz’i hep adliyede görüyordum.
EN ÇALIŞKAN KİMDİ:
D.Y: Ne çok çalışkan ne de tembeldim. Aramızda bir çalışkan varsa o da Fatih idi. (Gülüyor)
F.Ş: Ben orta halli bir öğrenciydim.
E.K: Orta seviyede bir öğrenciydim.
H.D: Ben hep kütüphanede çalışırdım. Fatih ama hep kantinin önündeydi! (Gülüyor)
NOTLARI KİM TUTARDI:
H.D: Yazım iyi değildi benim. Ev arkadaşım vardı. Onun notlarını alıyordum. Bir arkadaşımız vardı 5-6 farklı kitaptan çalışırdı. İsmi bende kalsın.
F.Ş: İsmini yazalım bence, ünlü olur (gülüyor)
D.Y: Düzenli not tutmuyordum.
E.K: Başkasından alıyorduk.
O YILLARDA SİYASETE MERAKINIZ VAR MIYDI:
F.Ş: Kendimi bildim bileli siyasetin içindeydim. Babam Talat Şimdi, ülkü ocaklarında görev aldı. Burhan Özfatura, döneminde babam Genel Sekreter Yardımcısı idi. Ama okulda siyaset yapmadık.
E.K: Fatih’in o dönemler arabası vardı. Talat Amca’nın yanına giderdik arada sırada… Bizim dönemimizde aşırı uçlar yoktu. Herkesin elbet bir siyasi fikri vardı. Ama bu bir kavga ya ayrışma konusu değildi. Salihli’den okumaya buraya geldim. 1999’da ilçe başkan yardımcısıydım. Parti baraj altında kaldığında da gemiyi terk etmedik. Farklı kademelerde yer aldım. En yakın arkadaşım Fatih. MHP’li. Ama farklı siyasi düşüncede olmamız bir arada olmamıza, arkadaş olmamıza hiçbir zaman engel olmadı.
H.D: Milli Gençlik Vakfı’nda aktif görev alıyordum. Ama üniversite ortama elbette farklıydı. Siyaset ikinci plandaydı.
D.Y: Siyasete ilgim vardı. Babam hep aktif siyasetin içindeydi. Ama üniversitede siyaset yapmıyorduk.
BUGÜNÜ BÖYLE HAYAL ETMİŞ MİYDİNİZ:
D.Y: Öyle bir düşüncem yoktu. Hukuk öğrencisi olarak bir an önce mezun olup avukat olmak istiyordum, buna kilitlenmiştim. Siyaset planlı bir şekilde yapılmıyor.
H.D: Çok iyi bir hukukçu olmak istiyordum.
F.Ş: Kendi çapında elbette hayallerim vardı.
E.K: Okulu bitirip bir meslek sahibi olmak önceliğimdi.
BİRBİRİNİZE BAKIŞINIZ:
H.D: Kavga, tartışma gerektirecek hiçbir şey yoktu. Biz Denizle aynı yerde staj yaptık.
D.Y: Politik bir atmosfer yoktu o dönemde. Stajda çok sohbet ediyorduk.
F.Ş: Her şeyi konuşabiliyorduk.
E.K: Okumamız, dersleri geçmemiz lazımdı!
SİYASETEN BİR ARAYA GELMEK ZOR MUDUR:
F.Ş: Barışmayı bilmeyen kavga etmesin. O yüzden iletişim kanalları hep açık olmalı.
D.Y: Türkiye gerçeklerine bakıldığında bu kolay olmuyor. Ama siyaset uzlaşma sanatı.
H.D: Bir apartmanda sorun olduğu zaman yönetim bir araya geliyor. Siyaset DE sorun çözmenin merkezi.
E.K: Uzlaşılacak aslında çok nokta var!