14.11.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Sosyal Psikolog Prof. Dr. Melek Göregenli, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ‘İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması’nda, depremin psikolojik sonuçlarını değerlendirdi, “Kentte stres düzeyinin çok arttığını belirten Göregenli, “İzmir’in en büyük şansı, deprem sonrası sığınacak boş alanların varlığı. O alanları kapatsaydık çadır kuracak yerimiz bile kalmazdı. Kamusal alanlarımızı gözümüz gibi korumalıyız” dedi.
‘Bereketi getiriyor’
Depremler sonucunda oluşan hasarların nedeninin, yaşanan coğrafyanın iyi tanınmaması ve yakın geçmişteki tarihinin ve geçirdiği evriminin iyi kavranmaması olduğunu ifade eden Prof. Dr. Erdin Bozkurt, “Ege Bölgesi’nde 30 yıldır yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Kaz Dağları’ndan başlayıp güneyde Gökova Körfezi’ne kadar gidersek, bölgenin çok sayıda diri faylar ile parçalandığını görüyoruz. Bu fayların sınırladığı tüm alanlar verimli ovalar. Aslında depremler bize bereketi getiriyor ama biz onunla yaşamasını öğrenemediğimiz için felaket olarak geri dönüşü oluyor. Jeotermal sistemler, maden oluşumları, verimli ovalar ve doğal güzellikleri ile Ege’nin kıyı şeridinin tüm zenginliklerini depremlere borçluyuz” dedi.