25.04.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
Tıpkı az sonra okuyacaklarınız gibi.Efendim, KİPA'nın İngiliz Tesco'ya satışından sonra, bu işin mimarı olan Şinasi Ertan'ı yakın markaja almıştık. Çünkü KİPA ortakları bu satıştan ciddi bir gelir elde etmişlerdi ve ellerindeki parayla yeni yatırım alanları arıyorlardı. İşaret bekledikleri kişi de Şinasi Ertan'dı. O yüzden arada bir Şinasi Bey'i arayıp hal hatır soruyorduk.Bu arada "25 ortağın 1'er milyon dolar sermaye koyacağı" yeni bir şirket modeli üzerinde çalışmalar yapıldığını öğrenmiştik. Şinasi Bey ısrarla, "Çok ortaklı şirket modeli havasını yitirdi, modasını kaybetti. Artık herkesi kooperatif şirketi gibi bir araya getirmek o kadar doğru bir karar değil! Çünkü 100, 200 ya da 250 ortağın aynı heyecanı duyması imkansız" diyordu. "Üstelik hepsinin ekonomik durumunun aynı olmasını bekleyemezsiniz. Zaman içinde bazılarının sıkıntı içine girmesi, sizin için de engel teşkil ediyor. Sermaye artırımında zorluklar yaşanıyor. Bunun sıkıntılarını KİPA'da gördüm. Jenerasyonlar değiştikçe, ortakların sayısı artıyor. İşin daha da karışma riski doğuyor" diye de ekleyerek. (Bunları Ocak 2004'te yazmışız.)Bu arada Şinasi Bey'e yönelik bu yakın markaj süreci devam ederken, konuşmalarındaki şifrelerden ve hareketlerden yeni anlamlar çıkartmaya çalışıyorduk. Öyle ki, adamcağız bakışlarını gökyüzüne çevirip derin bir "oh" çekse, hemen atlıyorduk: "Tamam, havayolu şirketi kuracak! Her şey apaçık ortada işte!" Söze "Ben söylemiştim demek istemiyorum ama" diye başlayanların tevazu gösterisine sakın inanmayın. Her insanın içinde gizliden gizliye bir egoizm vardır. Dolayısıyla o cümlenin tercümesi aslında "Ulan nasıl da bildim be! Bak herkesten önce tahmin ettim. Büyük adamım vesselam!" şeklinde olmalıdır. Yani olay giderek paronaya haline gelmişti. Tam bir "KİPA'nın parasının derdi, nedense bizi gerdi!" durumu vardı.Ve eldeki verileri alt alta koyup sonunda "İşte Şinasi Ertan'ın yeni bombası" diye liman işini yazdık. (8 Mart 2004, Milliyet Ege). O haftaki "Ekonomi Kulisi"ni "Bu önemli tüyoyu, ondan işaret bekleyen KİPA ortaklarının dikkatine sunuyoruz" diye noktalayarak bir nevi insanlık görevi de yapmış oluyorduk.(İşte söz döndü dolaştı ve "Ben söylemiştim demek istemiyorum ama" kıvamına geldi.)Bizim 13 ay önce ortaya attığımız bu iddianın son günlerde giderek dillendirilmesi ve belli bir kıvama gelmesi, hoşumuza gitmedi değil! Ancak Şinasi Bey'in bu konudaki son açıklamasını okuyunca, biraz kafamız karıştı. Bir yıl önce "100 - 200 kişinin ortak olduğu şirket modelleri artık yürümez" diyen Ertan, şimdi "200 hükmi şahsiyetli bir ortaklık düşünüyoruz. Bu ortaklıklar içinde daha önce kurulmuş çok ortaklı şirketler de yer alabilecek. Böylece birkaç bin kişiyle kurulmuş bir yapılanma meydana getireceğiz" diyordu.Şaşırmıştık doğrusu! KİPA'nın parasının derdi Telefonu kaldırıp Şinasi Ertan'a sorduk. Acaba "Dün dündür, bugün bugün müdür?" diye.Dedi ki, "Yoook, arada fark var!"Sonra devam etti:"İzmir'de yeterince sermaye var. Ama bu sermayeyi gerçekten doğru yönetecek insanlar bir araya gelmeli. Sayı 20 kişi olur, 30 kişi olur. Fazlası değil! Bunlar bir yatırım şirketi de kurabilirler, holding de. Liman işine de girer, başka bir işe de. İzmir'de iş mi yok! Ben diyorum ki, bizim düşündüğümüz 25-30 kişilik oluşum gibi şirketler kurulsun. Sonra bir araya gelelim. Örneğin liman işinde o şirketlerin yöneticileri bir araya gelsin. Her ortağın ille de bu yeni oluşumda söz sahibi olması gerekmiyor. Hem o zaman hareket kabiliyeti daha yüksek bir grup oluşur."Meraklısına:Şinasi Ertan'ın liman için düşündüğü 20-30 kişilik ekip henüz tamamlanmış değil. Bu yeni modele ilgi büyük.Ancak daha önce KİPA işinde bir arada olup da Şinasi Ertan'dan işaret bekleyenler arasında "İzmir Limanı gibi çok büyük bir iş için çok daha geniş tabanlı bir oluşum şart. Öyle küçük bir grupla ben bu işe girmem" diyenler de yok değil! ege@milliyet.com.tr Ekip henüz tamam değil