15.11.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
“Yeteneğiniz ne yapabileceğinizi belirler. Motivasyonunuz yapmaya ne kadar istekli olduğunuzu belirler. Tutumunuz ne kadar iyi yaptığınızı belirler.”
Michael Jordan
Seyfi Özgizler, İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası’nın 60’lı yıllardaki unutulmaz, efsane başkanı. Ve benim gibi rafine Damlacıklıların da yakışıklı, neşeli eniştesiydi. Bitmedi. İzmirspor’da da yöneticimdi. Ve Alsancak tribünlerinin şakırdayan bülbülüydü benim güzel Seyfi Abim. Onun sahaya, bizlere bir seslenişi vardı ki, ölüyü bile uzatıldığı yerde silkeler, ayağa kaldırırdı! Oturdukça-yürüdükçe-okudukça-düşündükçe anımsıyorum. Kimler gelmiş, kimler geçmiş... Geçenlerde ilk yıllarımdaki İzmirspor’un Alsancak Stadı’nda çekilmiş bir fotoğrafını gönderdi eski bir dost. Hayatta yaşayan üç kişi kalmışız. Doğan Akı, Turgay Meto ve ben.
İşte o yıllarda Seyfi Abi bizlerin tribündeki ateşleyicisiydi. Bir keresinde Talebe Çayırı’nda bir antrenman öncesi söyleşiyoruz Seyfi Abim’le, “Bülent, futboldan kazandığın ve de kazanacağın paralar ile arsa ve tarla al evladım” demişti. İzmirspor’da profesyonel futbolculuk sürem 6 yıl. Fotoğrafın çekildiği yıl ikinci sezonum. Yani 20 yaşımdayım. Oynadığım süreçteki en güçlü takım. Ayaktakiler soldan sağa; Cengiz Kayalar-Seyfi Talay-Erol Kaynak-Turgay Meto-Gürcan Berk-Doğan Akı. Oturanlar soldan sağa; Erol-İrfan-Orhan-Zeki Şensan ve de Bülent Buda.
1962-63 futbol sezonu. Genel kaptanımız İbrahim Gürbüz’ün (Boşnak) bu takımın oluşturulmasında büyük çabası, azımsanmayacak parasal payı vardı. Beş futbolcu yeni transfer. Hem de o yıllara göre azımsanmayacak paralarla. Cengiz Kayalar Altay’dan, Erol Kaynak Galatasaray’dan, Gürcan Berk Fenerbahçe’den, Doğan Akı Beşiktaş’tan, Zeki Şensan KSK’den. Kaptanımız elbette tartışmasız dünya güzeli Seyfi Talay. Cengiz’le Ticaret Lisesi ve sonrası Ticari Bilimler Akademisi’nde birlikte okuduk. Altay’dan İzmirspor’a gelmesinde epeyce payım olmuştur. Profesyonel futbolun İstanbul, Ankara, İzmir takımları arasında oynandığı yıllar. Hafta sonları cumartesi-pazar iki maç. Oyun alanlarının zeminleri kötü. Futbol ayakkabıları işte idare eder. Hele kış mevsimi yandı gülüm keten helva. Yine de oynuyorduk. Günümüzle karşılaştırıldığında nitelik olarak birtakım farklar var elbette. Neyse. Kamplarda ya da deplasmanlarda oda arkadaşlığında niyeyse Erol Abi hep beni isterdi. Söyleşirdik. Güzel insandı Erol Abi. Deneyimli ünlülerin hepsi öyleydi. Seyfi Abi, Doğan Abi, Gürcan Abi yol göstericilerimizdi. Ve de çok nitelikli futbolculardı.
Tribünlerin yakışıklısı, rakip takım taraftarlarının da saygınlığını, sevgisini kazanmış İzmirspor tutkunu Seyfi Özgizler bu takımı çok severdi. Onun tribünlerden oyun alanına seslenişi, bir miktar abartılı gelecek ama ölüyü bile diriltirdi. Bugünlerde fotoğrafa bakıyorum, bozuk para gibi tükettiğimiz yıllardan günümüze geliyorum.
Üç kişi kalmışız!!!
Esen kalın.
Büyük olmak için
Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin
Kimseyi üstün görmeyeceksin
Hiç kimseyi aldatmayacaksın
Ülke için gerçek idealin ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin.
Herkes sana karşı çıkacaktır
Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır
Önüne sonsuz engeller yığacaklardır
Fakat sen bunlara dayanıklı olacaksın.
Kendini büyük değil, küçük bir hiç sayarak
Kimseden yardım görmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın.
Bütün bunlardan sonra da sana “büyük” derlerse
Söyleyenlere gülüp geçeceksin.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Bir kenara yazın, gerekebilir
- Üç kural izliyorum: Doğru şeyi yap, yapabildiğinin en iyisini yap ve her zaman insanlara onları önemsediğini göster. En başta doğru amaçları belirlemek için samimi bir girişimde bulunmalısın, sonra o amaçların gerektirdiği çabayı göstermelisin ve başkalarının yardımı olmadan büyük bir iş başaramayacağını unutmamalısın. (Lou Holtz)
- Seni hedeflerine ulaştırabilecek insanları bulup onlarla çalışman gerekir. (Gheorghe Hagi)
- Bunun şansla bir ilgisi yok! Çünkü ne zaman geleceğini bilmediğim o bir tek an için sayısını bilmediğim kadar çok saati kortta çalışarak geçirdim. (Serena Williams)
- Kendini yönetmek için kafanı, başkalarını yönetmek için kalbini kullan. (Eleanor Roosevelt-Eski ABD Başkanı’nın eşi)