10.02.2021 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: Topa sahip olma, atak, pozisyon, pas sayısında bütünüyle önde Göztepe. Bu verileri düzenleyen alan istatistik. İstatistik bir bilim dalı. Lakin skor tabelasında görülen rakamlar da hayatın ta kendisi, gerçeği. Son 4 maç. Yenilen gol 8. Atılan gol 4. Kazanılan puan 1. Yitirilen 11. Bu da istatistik. Ama soyut değil somut. Peki bu denli çeşitlendirilmiş, seçenekli futbolcu topluluğuyla yolculuk nereye? Gençlik yıllarımda bir patronum vardı. Çalıştığımız ortamın sorunsuz, kusursuz olduğunu tanımlamak için bizlere, “Oh ne güzel. Su sıcak, sabun Komili” derdi. Sezon başında ve de izleyen haftalarda özellikle dirençli savunma ile övünürdük. Neler oldu da benzer isimlerle savunma bu denli kırılganlaştı? Ya da 2 maçta (Konya ve Gençlerbirliği) 7 gol atan golcülere ne oldu? Oynadığı ilk 2 maçta 3 gol atan Zulj, bir hata mı yaptı, suç mu işledi de kulübeye çekildi? Neyse durum tatsız, biz de fazla deşmeyelim. Bitirirken bir gerçek daha. Malatya’da hiç de yenilgiyi hak eden bir oyun oynamadılar. VAR’sız sistemde bir ihtimal çok rahat kazanırlardı.
Fatih Tanfer: Göztepe, Gaziantep deplasmanında iyi bir oyun kurgusu ve bir arada hareket eden bir kadrosu vardı. Maç boyunca rakibine iyi pres yaptı. Takım halinde yakın oynadılar. Sonuçta 2-0 mağlup oldular. Geçen hafta ki yazımda belirttiğim gibi futbolda geçerli olan kriter alınan sonuçlardır. Ünal Hoca’nın göreve gelmesi ile birlikte 4 maçta 3 mağlubiyet ve 1 beraberlik alındı. Olayı sadece böyle açıklamak sahada gördüğümüz iyi mücadele eden oyun anlayışıyla rakibine problem yaratan Göztepe’ye haksızlık olur. Yine VAR kararı ile 2 golü verilmiyor. Hele ikinci golde ilk defa bir ofsayt kararı için hakem VAR’a çağırılıyor.
Gaziantep’in attığı ilk golde ofsayt değerlendirmesi rahatlıkla yapılabilir. Yani net 1 golü verilmemiş, penaltısı verilmemiş, yediği birinci gol ofsayt. Kendisine haksızlıklar yapılan maçın teknik değerlendirmesi sonucunda Göztepe iyi değildi demek emeğe de saygısızlık olur. Göztepe’nin çabasına yazık oluyor. Göztepe’nin bundan sonra Başakşehir maçından itibaren galibiyetler almaya başlaması şart. Lig zor, işin kötüsü de neticeyi sadece sahadaki oyuncular tayin edemiyor. Aman dikkat.
Mehmet Demirtaş: Bu konuda hemfikir olalım. İlk 11’e yazılmayan Zulj, 80’de oyuna girmemeli. Hele hele 80 dakika katlanılan Diabate varken. Takıma katıldığı günden bu yana çok kez duran toplarda, akışkan oyunda ve oyunun ritmi düşükken Zulj bir hareketiyle Göztepe’ye can veriyordu. Formsuz ve sahada gezinen Diabate ise bu kadar sürede hiçbir varlık gösteremedi. 3 maçta 3 kez skora direkt etki eden adamı oyundan bu kadar mahrum bırakmak inanın mantık dışı. Ünal Hoca’yı sever sayarım. Fakat yaptığı tercihler ile Göztepe’yi tabloda daha aşağı çekiyor. İşin rengi çok farklı noktalara doğru gitmeye başladı. Artık sınama yoluyla başarı elde etmenin ne vakti ne de yeri.
Çünkü kalan maç sayısı azaldıkça Göztepe tehlike bölgesine biraz daha yaklaşmaya başladı. Yani biz her yeni seneye yeni umutlarla girerken yanlış hamlelerle düşmemenin matematiğini yapmaya başladık. Bu kulübün temel dinamiklerinden birisi de isyandır.
Yok mu bu gidişe dur diyecek, isyan edecek bir babayiğit? Maç içerisinde hep bir kaos. Oyun alanına enteresan 11’ler, skorda geride olunca forvet oyuncularına hücumlar. Bir bakıyoruz Ideye-Ndiaye-Jahovic aynı anda sahada. Farkında mısınız bilmem. Tüm santrforlar aynı süre zarfında oyun alanında olunca bir karmaşıklık hakim oluyor.
2 maç hocasız sahaya çıkıp 6 puanı cebine koyan Göztepe’nin Karaman sonrası böyle olması çok ilginç.
Sayın Karaman konuşacak şeylerinin olduğunu ifade ediyor. Bence herkes açık açık konuşmalı, konuşmalı ki neyin ne olduğunu hep birlikte görelim. İnanın bu, Göztepe’nin menfaatine olacaktır.
Taraftarlardan kadro isyanı
Göztepeli futbolseverler, Gaziantep FK maçı sonrası sosyal medyada VAR kararları kadar takımıyla çıktığı 4 maçta henüz galibiyetle tanışamayan Teknik Direktör Ünal Karaman’ın kadro tercihlerini de eleştirdi.
Sarı kırmızılılar, ara transferde alınıp Göztepe formasını giydiği ilk 2 maçta 3 golle 2 galibiyete katkıda bulunan Zulj’un 2 maçtır 11’de tercih edilmemesine tepki gösterdi. Göztepeliler, Zulj’uin yanı sıra Tripic, Jahovic gibi gole yakın isimler yedek kulübesinde otururken Diabate’nin oynamasına, defansın sağında Gassama tercihine isyan etti. Gaziantep FK önünde 5 maç sonra ilk kez gol atamayan Göztepe, pazar günü Medipol Başakşehir’i ağırlayacak.
Fazlası şart
Bülent Buda: Takımın bir çıkışa gereksinimi var. Maç kazanarak ulaşılır o çıkışa. Kazanamıyorlar. Ya da yetersiz kazanıyorlar. Özellikle kendi alanında kaybedilen puanlar büyüdükçe dipten uzaklaşmak olanaksızlaşıyor. Elbette tüm takım bu kısır döngüden kurtulma isteği ile oynuyor. İstiyorlar ama sergilenen oyunun kalitesi bu isteği iyi karşılayacak nitelikte değil. Çok açık gözleniyor. Denizli bütünsel futbolu sergileyebilse rakip Antalyaspor’un ona karşı koyacak bir görünümü yok alanda. Rodallega ve Sagal, takımı ateşleyecek hamleleri, koşuları, üst düzeyde kazanma isteğini sergiliyorlar. Lakin bu girişimler, bu istek, tüm takımda karşılığını bulamıyor bir türlü. Her şeye rağmen kötü Antalya karşısında üç puana çok yakındılar. Cenk, Fabiano, Yumlu bir büyük yanlışı üçü birden nasıl başarabildiler, şaştım kaldım. Çok açık söylüyorum. Oynanan futbolun kalitesi, Denizli’yi kurtarmaya yetmez.
Fatih Tanfer: Denizlispor, çok rahat kazanabileceği bir maçtan ancak 1 puanla ayrılabildi. Takımın yumuşak karnı olan defans zafiyeti, 73. dakikada yine kendini gösterdi. Ve anlamsız bir gol yediler. Yani çok önemli puanları çok basit kaçırıyorlar. Ellerinde Rodallega ve Sagal gibi çok etkili hücum oyuncularıyla çok daha üst sıralara taşınması gerek. Rodallega yeter ki ceza alanında topla buluşsun. İster arkadaşı ortalasın, ister Antalyasporlu Eren’in yaptığı gibi asist olsun. Büyük golcü. En önemli sorunlardan bir tanesi de tempoyu istediği düzeyde yükseltip maç boyuna yayamaması. Denizlispor, bu sonuçla ligin dibine demir attı. Bu gücüyle hiç de orayı hak etmiyor. Umarım en kısa zamanda çıkışa geçer.
Mehmet Demirtaş: Denizlispor için kronikleşen sorun, yediğinin fazlasını her zaman bulamaması. Hal de tam olarak böyleyken, nedir bu yenen gol? Yılların savunmacısı Mustafa Yumlu’ya yakışmayacak nitelikte bir hata. Bu Antalyaspor’a karşı rahat kazanılması gereken bir maçtı. Yani rakiplerini bu kadar köşeye sıkıştırmışken girilen ataklar da golle sonuçlandırılmalıydı. Sagal ve Rodallega ikilisi üretmeye, çalışmaya, girişken olmaya devam etti. Fakat bu bir yere kadar. Fazlası ise şart. Zaman geçiyor, haftalar ilerliyor. Bıçak kemiğe dayanmadan yenilmemekten daha ötesi lazım bizlere.