01.12.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:
ÖZEL RÖPORTAJ-Dilek Gappi
Bunun bir adı da ‘kime niyet, kime kısmet’ olmalı. Dünya Sergisi’nin (EXPO) 2015 adayı İzmir, dev organizasyonun kıyısından döndü. Milano’yla yapılan heyecan dolu yarışta, bugünün Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, EXPO Genel Sekreterliği görevini yürüttü. Soyer’in, EXPO adaylığı sürecinde 100’e yakın ülkeyle sürdürdüğü görüşmelerde elde ettiği deneyim, Seferihisar’ın, Türkiye’nin ilk ‘Yavaş Şehri’ ya da İtalyanca adıyla ‘Cittaslow’ olmasını sağladı. Soyer, şimdi bu deneyimi, ‘Yavaş Şehir Seferihisar’ı dünyaya tanıtmak için kullanacak. Başkan, İzmir’in bu şirin ilçesinin geleceğine dair planlarını, Yavaş Şehir olmanın mutluluğu ve tatlı yorgunluğu içinde anlattı.
Neden yavaş şehir oldunuz?
Dünyada yavaş şehirleri takip edenler var. İnsanlar rotalarını özellikle bu kentleri görmek üzere planlıyor. Bir kaçış noktası olarak görüyorlar. Dolayısıyla, Seferihisar için de kuşkusuz yeni bir turizm potansiyeli yaratmış olacağız. Ben en çok markalaşma adına önemli bir adım attığımız için mutluyum.
Seferihisar’da ne değişecek?
35 bin nüfuslu ilçemiz, 49 kilometrelik sahiliyle Türkiye’nin en uzun sahil şeridine sahip ilçelerinden biri. Doğanbey’de dünyanın en büyük sağlık turizm merkezi olmaya aday jeotermal rezervleri bulunuyor. Sığacık’ta 500 yıllık kalenin etrafı; konser, tiyatro, sergi gibi etkinliklerle renklenerek, yöre halkıyla bütünleşecek. Arkeolojik açıdan ise ‘Şarap tanrısı Dionisoss‘un memleketi olarak tanıtacağız. Teos antik kenti de büyük ilgi görüyor. Doğanbey Köyü’nü, şarap köyü olarak düzenlemeyi planlanıyoruz.
Ağırlığı sağlık turizmine vereceksiniz sanırım...
Dünyada jeotermalin denizle buluştuğu noktalar çok azdır.
Bizde deniz kıyısında jeotermal var. Yaşlılara yönelik geriatri tesisleri hedefliyorum. Dünyanın her yerinden yatırımcı çekmek mümkün. Seferihisar adeta kalın kabukla örülmüş bir Anadolu kasabası gibi yaşıyor. Şu anda ilçenin doğru dürüst güzel bir fotoğrafı dahi yok. Broşürü yok, turizm bürosu
yok. Sıfırdan başlayacağız.
Yurtdışı planlarınız neler?
Seferihisar’ı özellikle Yunanistan’a, adalara, Avrupa’ya tanıtacağız. İlk etapta Sığacık-Samos arası feribot seferlerini başlatmayı hedefliyoruz. 2010 yazına yetiştirilmesi hedeflenen marina da ilçenin çehresini değiştirecek. Ayrıca marinanın yakınlarına bir aquapark yapmayı da düşünüyoruz.
Yavaş şehir olmanın endüstrileşme kapsamında da kriterleri ağır. Nasıl aşmayı düşünüyorsunuz?
Seferihisar, mandalina memleketi... Mandalina ticaretini yoğunlaştıracağız. Markalaştırıp, ilçede sanayileşmeyi tarım ürünleri üzerine sürdürmek istiyoruz. Salyangoz amblemli mandalina festivali yapacağız. Mandalinalı logomuz, müziğimiz, heykelimiz olacak. Bu yavaş şehir konseptine de tam olarak uyacak.
İmar, endüstrileşme, atık konularında kurallar katı, tepki bekliyor musunuz?
Hayır beklemiyorum. Çünkü
tüm Seferihisarlılar’ın projeye inanarak sahip çıkacaklarını biliyorum. İşsizliğe dair acı sahnelerle karşılaşıyorum. Benim
ön meselem, vatandaşın yaşam kalitesini yükseltmek, refah düzeyini artırmak. Tüm çabalarım bunun için.
‘Yavaş Şehir’ nedir?
‘Yavaş Şehir (Cittaslow) Hareketi’nin temeli, 1999’da İtalya’nın Chianti bölgesindeki Greve kentinde, 30 kadar ‘Yavaş Yiyecek’ kentinin katılımıyla atıldı. ‘Yavaş Şehir’ olabilmek için çevre politikaları, altyapı, kentin dokusunun kalitesi, yerel üretim ve ürünlerin desteklenmesi, konukseverlik gibi kriterler gerekiyor. Özellikle turizmde, ‘Cittaslow’ kentleri ve salyangoz logosunun bulunduğu işletmeler tercih ediliyor.