08.06.2021 - 05:05 | Son Güncellenme:
I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış bulunan Osmanlı Devletinin İtilaf Devletleri tarafından işgali neticesinde Kurtuluş Savaşı'nın ortaya çıkması zorunlu hale gelmiştir.
Mustafa Kemal'in Samsuna Çıkışı (19 Mayıs 1919)
Samsun ve çevresindeki Türkler’in teşkilatlanmasını ve silahlanmasını önlemek için Mustafa Kemal’e 9. Ordu Müfettişi olarak görev verilmiştir. Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919'da İstanbul'dan Bandırma Vapuru ile hareket etmiştir. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal'in Samsun’a çıkması ile Kurtuluş Savaşı ve Örgütlenme Dönemi başlamıştır. Samsunda yayınını yaptığı rapor kapsamında Mustafa Kemal, Rumlar’ın siyasi hedeflerinden vazgeçmeleri durumunda karışıklığın kendi kendine sona ereceğini aktarmıştır.
Havza Genelgesi (28 Mayıs 1919)
Mustafa Kemal daha güvenilir bir bölge olan Havza’ya gitmiş, orada bulunan halkı bilinçlendirebilmek ve işgallere karşı tepkilerini artırabilmek amacı ile bir genelge yayınlamıştır. Buna genelgeye göre:
İşgallere karşı protestolar düzenlenecektir.
İtilaf devletlerinin temsilcilerine ve İstanbul Hükümeti’ne işgallerin kınanmasına yönelik telgraflar çekilecektir.
Bu gösteriler esnasında düzen korunacak ve Hristiyan halkına karşı düşmanlık ve saldırıların yapılmamasına dikkat edilecektir.
İşgallerin taşıdığı ciddiyet halka anlatılacaktır.
Havza Genelgesinin Önemi
Milli mücadelenin ilk genelgesini ifade etmektedir.
Genelge amacına ulaşmıştır ve ilk olarak Havza’da daha sonra da başta İstanbul dâhil olmak üzere pek çok alanda mitingler düzenlenmiştir. Mustafa Kemal ise İtilaf devletlerinin şikâyeti üzerine İstanbul’a çağrılmış olsa da dönmemiştir ve Amasya’ya hareket etmiştir.
Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)
Mustafa Kemal burada yakın arkadaşlarıyla beraber Amasya Genelgesi’ni yayınlamıştır.
Amasya Genelgesi'nin maddeleri şu şekildedir:
Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir.
İstanbul Hükümeti üstüne düşen sorumluluğu İtilaf devletlerinin baskıları sonucunda yapamamaktadır. Bu da Türk milletini yok olmuş gibi göstermektedir.
Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Sivas’ta da ulusal yapıda bir kongre toplanacaktır.
Doğu illeri adına Erzurum’da bir kongre toplanacaktır ve kongreye katılan delegeler, Sivas Kongresi'ne de katılacaktır.
Her türlü etkiden ve denetimden uzak olan milli bir kurul kurulacaktır.
Bu genelge gizli olarak kalacaktır. Yalnızca milli mücadeleye destek olan kişilere gönderilecektir.
Erzurum Kongresi (27 Temmuz- 7 Ağustos 1919)
Erzurum Kongresi kararları şu şekildedir:
Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür ve bölünemez.
Manda ile himaye kabul olunamaz.
Kuvâyımilliye’yi etkin ve milli iradeyi hâkim kılabilmek esastır.
Hristiyanlara dengemizi bozacak hiçbir ayrıcalıklar verilmeyecektir.
Kapalı şekilde bulunan Osmanlı Mebusan Meclisi hemen açılacak, ülkenin genelinde seçimler yapılacak ve hükümet bu yöntem ile denetlenecektir.
Milli meclis derhal toplanmalıdır.
Erzurum Kongresi, toplanma yönüyle bölgesel, aldığı kararlar bakımından ulusaldır.
Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919)
Sivas Kongresi kararları şu şekildedir:
Erzurum Kongresi kararları aynen kabul edilmiştir.
Milli iradeyi temsil etmek amacı ile Meclis-i Mebusan derhal toplaması mecburidir.
Milli cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilmiştir.
Manda ve himaye kesin olarak reddedilmişidir.
Ulusal sınırlarımızda sömürge hedefi olmayan devletlerden dış yardım alınabilir.
Sivas Kongresi, toplanma şekli ve aldığı kararlar bakımından ulusal bir kongredir.
Misak-ı Milli Kararları (28 Ocak 1920)
Misak-ı milli kararları şu şekildedir:
Ulusal ve bağımsızlık ulusal sınırlar kabul edilmiştir.
Araplar, Batı Trakya’da yaşamakta olan Türkler ve Elviyey-i Selase içerisinde halk oylaması yapılacaktır.
İstanbul'un ve Marmara Denizi’nin emniyeti sağlanması koşulu ile boğazlar global ticarete açılacak.
Dış borçlar, Osmanlı Devleti içerisinde ayrılmış olan devletlere paylaştırılarak ödenecektir.
Dışarıda bulunan Müslümanlara hangi haklar veriliyorsa Osmanlı Devleti’nde bulanan azınlıklara da aynı haklar verilecektir.