Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türk basınına damga vuran usta gazeteciler Abdi İpekçi ve Ali Gevgilili’nin yazılarını, röportajlarını, Hasan Pulur makalelerini kaçırmadan okuduğum ortaokul yıllarımda günün birinde Milliyet’te gazetecilik yapmayı hayal bile edemezdim... O yüzden 75 yaşına giren Milliyet’in yıllardır bir çalışanı olmaktan duyduğum mutluluğu anlatamam...

‘Basında Güven’in tek adresi olan Milliyet’te 34 yıldır gazetecilik yapıyor olmak benim için onur ve gurur vesilesi...

İyi ki Milliyet var ve iyi ki 1991 yılından beri bu gazetede gazetecilik yapıyorum...

Haberin Devamı

75 yıldır Türkiye’nin vicdanı: Milliyet

Basının çınarı

Bazı gazeteler sadece haber vermez; hafızalara manşetleriyle kazınır, topluma yön verir, fikirleriyle aydınlatır. Türkiye basınının çınarı Milliyet, tam 75 yıldır bu rolü hakkıyla üstleniyor. Kuruluşundan bu yana yalnızca bir gazete değil, aynı zamanda düşünce rehberi, haberin namusu, kamu vicdanının sesi olmayı başardı. Bu yüzdendir ki “Milliyet yazdıysa doğrudur” sözü insanların belleğine yerleşti, bu nedenle Milliyet, hep ‘Basında Güven’in gazetesi oldu.

Duruşunu hep korudu

1949’da atılan ilk manşetten bugüne Milliyet, kamu yararından ve basın ahlakından sapmadı. Her dönemin ruhunu, her kuşağın sorularını kendi dilinde ama aynı ciddiyetle sayfalarına taşıdı. Kimliğini ve duruşunu hep korudu.

Milliyet, 75 yıl boyunca sadece olayları aktaran değil, olan bitenin perde arkasını okurlarına aktaran gazete oldu. Darbelerin gölgesinde demokrasiyi, krizlerin ortasında umudu, çalkantıların arasında sağduyuyu savundu.

Milliyet, 75 yılda manşetleriyle gündem oluşturdu, makaleleriyle ufuk açtı, röportajlarıyla okurlarına ilham verdi. Geçmişinin onuruyla geleceğe yürüyen Milliyet, dijital çağın hızına ayak uydururken, özünden ödün vermiyor. Okuruna hâlâ aynı sorumlulukla sesleniyor:

“Bu haber senin hayatına dokunmalı, bu bilgi seni bir adım ileri taşımalı.”

Bir gazetenin ömrü haber kadardır derler; oysa Milliyet’in ömrü, haberin çok ötesindedir. Toplumsal belleğin, düşünsel zenginliğin ve demokrasi kültürünün bir parçasıdır. Her sabah yeniden yazılan bir tarih, her gün yeniden kurulan bir diyalogdur.

Haberin Devamı

Bugün 75 yaşında bir Milliyet var karşımızda. Yalnızca bir yıl dönümünü değil, bir duruşun, bir kalemin, bir vicdanın istikrarını kutluyoruz.

Nice yıllara Milliyet.

Türkiye seninle daha özgür, daha bilinçli, daha güçlü.

‘Eşref Rüya’nın şarkıcılara katkısı

Reytingi yüksek dizilerde kullanılan müzikler ve şarkıların, sahiplerine olan ciddi katkılarını, iki örnekle anlatmak istiyorum.

75 yıldır Türkiye’nin vicdanı: Milliyet

Doğukan Polat

Başrollerini Çağatay Ulusoy ile Demet Özdemir’in paylaştığı Kanal D’nin sevilen dizisi ‘Eşref Rüya’da genç rockçı Atilla Volga’nın ‘Ortada Kaldım’ adlı eseri kullanıldı. Fizik ve Sosyoloji eğitimiyle birlikte söz yazarlığı, bestecilik ve müzisyenliğe devam eden Atilla Volga’nın “Dön diyemedim, git diyemedim, ortada kaldım” dediği şarkı, dizinin 12’nci bölümündeki romantik sahneler eşliğinde ekrana geldi.

Oyunculuğunun yanı sıra müzisyen kimliğiyle de tanınan Doğukan Polat’ın ‘Yola Girme Sen’ adlı şarkısı da Çağatay Ulusoy’un oynadığı Eşref Tek’in uzun yürüyüşünde ona eşlik etti.

Haberin Devamı

75 yıldır Türkiye’nin vicdanı: Milliyet

Atilla Volga

Atilla Volga’nın ‘Ortada Kaldım’ ile Doğukan Polat’ın ‘Yola Girme Sen’ şarkılarının internetteki izlemeleri birden patlama yaptı. Kanal D’nin dizisinde kullanılan iki şarkıya ben de Instagram hesabımda yer verdim. İki paylaşımımın istatistiklerine baktım, iki şarkının da görüntüleme sayısı 30 binden fazla oldu.

‘Eşref Rüya’ bereketi bu...