EkonomiDepremzedeler devlete zincirleme dava açsın

Depremzedeler devlete zincirleme dava açsın

23.10.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Depremzedeler devlete zincirleme dava açsın

Depremzedeler devlete zincirleme dava açsın


TÜKODER'in toplantısında meslek odası temsilcileri, toplumun can ve mal güvenliğinin özel sektöre devredilemeyeceğini vurguladılar. Devletin bu görevi nasıl yerine getireceğini ise bilen yok


Tüketiciyi Koruma Derneği TÜKODER'in geçtiğimiz cumartesi günü düzenlediği toplantıda farklı kesimlerden temsilciler, depremde tüketicinin nasıl korunması gerektiğini tartıştılar. TÜKODER, bu toplantıda öne sürülen görüşlerden oluşturacağı bir metni, Uluslararası Tüketici Örgütü'nün önümüzdeki yıl düzenlenecek dünya kongresine öneri olarak sunacak.
Marmara Depremi'nden sonra devletin sergilediği acz karşısında Türk toplumu sivil toplum örgütlerine sarıldı. Ancak bazı işler var ki, bunları mutlaka devletin yapması gerekiyor. Türkiye'de ise toplumun devlete güveni sıfır olmakla birlikte yine de görülüyor ki, kamunun oynaması gereken bir rol var ve bundan vazgeçilemiyor.
TÜKODER'in toplantısında da meslek örgütlerinden üst düzey temsilciler, tüketicinin can ve mal güvenliğinin özel sektöre devredilemeyeceğini üstüne basa basa vurguladılar.
Yurttaş Girişimi'nin sözcüsü avukat Ergin Cinmen ise en can alıcı noktaya parmak bastı: "Sivil toplum örgütleri birlikte hareket ederek işin peşine düşmezlerse, 50 yıl sonra da hiç bir şey değişmez."
Zaten sivil topluma düşen en önemli görev, merkezi ve yerel yönetimlerin görevlerini layıkıyla yapmaları için baskı oluşturmak değil mi?
Bu bağlamda acaba İzmit'te, Gölcük'te çürük binalardan sorumlu kamu görevlilerine karşı zincirleme davalar açılarak konu gündemde tutulamaz mı?
Örneğin çöken binalar arasında zamanında imar affından yararlanmış olanlar mutlaka vardır. Bu çürük binalarda yakınlarını kaybedenler müteahhitten başlayarak belediye başkanına ve hatta o dönemin başbakanına kadar uzanan bir sorumluluk davası açamazlar mı?
Cinmen yakında zaten halkın bu türden davalar açmaya başlayacağı görüşünde. "Devleti nasıl değiştireceğiz?" sorusuna ise, "İzleyelim yeter. 'Ben farkındayım' diyelim. Biz değişirsek devlet de değişir. Çünkü sistem bizim dışımızda bir şey değil" yanıtını veriyor.
Ergin Cinmen ve Meral Tamer dışımdaki konuşmacılar, meslek örgütlerinin temsilcileriydi. Toplantıyı yöneten İnşaat Mühendisleri Odası eski Başkanı Dr. Sedat Özkol, depremden sonra sürekli suçlu aranmasını sağlıksız bir tutum olarak niteledi:
"Agatha Christy romanlarındaki gibi biri çıkıp 'katil uşak' dese sanki rahatlayacağız. Oysa hepimiz katiliz," dedi.
Özkol'dan sonra söz olan meslek odası temsilcilerinin üzerinde en fazla birleştiği nokta ise yapı denetiminin özel sektöre bırakılamayacağı oldu. Yakında çıkması beklenen yeni İmar Yasası, yapı denetimini 3. tüzel kişilere devretmeyi öngörüyor. Görev büyük olasılıkla profesyonel kuruluşlara verilecek.
TMMOB 2. Başkanı Celal Beşiktepe, birlik olarak yasaya en temel itirazlarının bu noktada yoğunlaştığını bildirdi. Bunun Anayasa'ya da aykırı olduğunu söyleyen Beşiktepe, "1987'de Anayasa Mahkemesi yetkiyi, yeminli mühendislik bürolarına veren benzer bir maddeyi iptal etti. İhtiyacımız olan, denetimi özel şirketlere vermek değil, projeden uygulamaya ve yerleşim planına kadar bütünlüklü bir yasa çıkarmaktır," dedi.
İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Eren Omay ise mühendislerin hem devlette hem özel sektörde ezilmesinin bugünkü çarpık yapılaşmada önemli payı olduğuna işaret etti. Devletin mühendislere bir çeşit alet gözüyle baktığını anlatan Omay, "Mühendis özel sektörde de meslek etiği ve para baskısı açmazı içindedir. Bu yüzden ben mühendisleri suçlamıyorum. Suçlayacaksak, sistemi suçlayalım" dedi.

"İstanbul'da binaları % 70'i korozyonlu"

Depremden sonra mühendisler inşaatların başlarında durmadıkları ve kontrol etmedikleri işlerin altına imza attıkları için çok eleştirildiler. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe bu eleştirilerden yola çıkarak gelişmiş ülkelerdeki mühendislik uygulamalarından örnekler verdi:
"Mühendis hiçbir ülkede yapım sürecinin tamamını kontrol edemez. Kalfanın görevini tekniker ünvanlı kişiler yürütür. Ayrıca inşaatta çalışan kalıpçı, dökümcü gibi işçilerin hepsi sertifikalıdır. Bizde ise inşaat işçiliğini işi olmayanlar yapar."
İstanbul'daki binaların yüzde 70'e yakın kısmının baştan sağlam yapılmış olsa bile iyi kullanılmadığı için sağlamlığını yitirdiğini dile getiren Gökçe, "binaların zemin ve bodrum katları su aldığı için korozyonlu, yani paslı. Bunlara bir an önce drenaj kanalları açılmalı," dedi.
Gökçe ayrıca şu uyarılarda bulundu:
* Tekniğine uygun olmayan, projesiz güçlendirme, binanın depremde yıkılmasına neden olur.
* Bazı ustalar kolon hatalarını aşırı kalın sıvayla kapatır. Bunlara karşı uyanık olun.
* Kolonlardan kalorifer borusu, pis su borusu vs. geçirilir. Bu durum binanın sağlığını tehdit eder.


KEŞFETYENİ
Ünlü oyuncu son paylaşımıyla neden tepki aldığını açıkladı
Ünlü oyuncu son paylaşımıyla neden tepki aldığını açıkladı

Cadde | 30.04.2025 - 07:31

Oyuncu Fulya Zenginer, kendisine gelen temizlik yorumlarına fotoğrafla yanıt verdi.

Yazarlar