28.08.2019 - 07:30 | Son Güncellenme:
EKONOMİ SERVİSİ
Geçen yılın son çeyreğinde zirveye ulaşan konkordato başvuruları bu yıl ekonomideki dengelenme süreciyle sert şekilde düştü. Bankalar ile şirketlerin yaptığı müzakereler sonucunda bugüne kadar 905 firma ve bu firmaların bankalara olan 10.4 milyar liralık kredi borcu konkordatodan kurtuldu.
2018 Ekim’de 455, kasımda 483, aralıkta ise 324 olan konkordato başvuruları, bu yılın ocak ayında 167’ye gerilerken, şubatta 156, martta 96’ya indi. Bu yılın ikinci çeyreğinden itibaren başvurulardaki düşüş sürerken, nisan ayında 73 olan konkordato başvuruları, mayısta 97, haziranda da 83 olarak gerçekleşti. Bir başka deyişle dengelenme sürecinin belirginleşmesiyle konkordato başvuruları geçen yılın son çeyreğinin beşte biri seviyesine geriledi.
Çıkışlar hızlandı
Konkordato başvurularındaki düşüşün yanı sıra konkordato sürecinden çıkan firma sayısı da artış gösterdi. Bankalar ile şirketlerin yaptığı müzakereler sonucunda bugüne kadar 905 firma konkordato sürecinden çıktı. Bu firmaların bankalara olan 10.4 milyar liralık kredi borcu da konkordato kapsamından çıkmış oldu.
Bankalar adım attı
Konkordatodan çıkan firma sayısının artmasında bankaların bu yöndeki adımları da etkili oldu. Bankalar, kredi borçlarını ödemekte zorlanan firmalara daha fazla kolaylık sağlarken, zordaki firmalara, bizzat bankalarca çözüm önerileri sunulduğu belirtildi. Bankalarca firmaların mali durumlarına uygun çözüm paketleri sunulmasıyla, süreci suistimal etmeyen ve borcunu ödeme niyetinde olan firmalarla anlaşmaya varılıyor.
Kredi borçlarını yapılandırabilen firmalar da ekonomik göstergelerdeki iyileşmenin ve geleceğe dönük olumlu beklentilerin de etkisiyle konkordato yolunu tercih etmiyor. Böylelikle firmalar piyasada ticari itibar kaybı yaşamıyor, kredibilitelerini koruyor ve ticari faaliyetlerini güvenle sürdürüyor.
Yeni Ekonomi Programı kapsamında, 2018’in son çeyreğinde 7 büyük banka konkordatolu firmalara yapılandırılma çalışması başlatmış, sürece diğer bankaların da desteğiyle firmalara mali durumlarına en uygun çözüm yolları sunulmuştu.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, konuya ilişkin şöyle dedi:
“Konkordatoya başvuran firma sayılarında yaşanan gerileme ve konkordatodan çıkışların artması, ekonomimizdeki dengelenmeyi teyit ediyor. Alınan finansal tedbirlerin işe yaradığını görüyoruz. Ayrıca konkordato mekanizmasının gerçekten ihtiyacı olan firmaları kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi de konkordatodan çıkışta etkili oldu. Geçen yılın son çeyreği ile 2019’un ikinci çeyreğini karşılaştırdığımızda konkordato başvurularında yüzde 80 düşüş var. Diğer yandan yılın başından bu yana 1.000’e yakın firma da bankalarla uzlaşarak konkordato mekanizmasından çıkmış bulunuyor. Böylelikle bu firmaların 10 milyar lirayı aşkın kredi borcu da yeniden, sağlıklı bir finansal döngü içine girmiş oldu. Hem bu firmalar, hem bankalar, hem de firmalarla iş yapan üçüncü taraflar için ödeme çarkları yeniden işlemeye başladı. Bu ekonomimiz için çok olumlu bir gelişmedir. Faizlerin gerilemesi ve yapılandırmaların hızlanması ile firmaların finansal döngüsü daha da güçlenecek.”
Kilidi iyi niyet açıyor
Şirketlerin konkordato isteklerinde büyük düşüş olduğunu belirten bir bankacı, “Konkordato taleplerinde geçen yıl ile bu yıl arasında dağlar kadar fark var. Bu yıl başından beri ayda bir tane ya geliyor ya gelmiyor” dedi.
Bir dönem konkordato başvurularının çok yoğun olduğunu, artık bu sürecin geride kaldığını ifade eden bankacı, “Yılbaşından beri şirketlerin konkordato isteklerinde çok ciddi azalma oldu. Nadir sayıda gelen var. İnanılmaz azaldı. Mahkemeler de bu istekleri kabul etmiyor” dedi.
Bankacı, konkordato sürecine giren şirketten çok çıkan olduğunu ifade etti.
Bir başka bankacı ise bankaların kredi ödemelerinde her zaman iyi niyetli müşterileriyle diyalog içinde olduklarını belirterek, bu yaklaşımın sektörde her zaman var olduğunu ifade etti. Bankacı, şunları söyledi:
“İyi niyet varsa her zaman karşılıklı olarak masaya oturup, değişen koşullara göre kredi kullanan müşterilerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bankacılık sektöründe tüm zorlu dönemlerde bu yaklaşım öncelikli olmuştur.”