12.07.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:
BESTE ÖNKOL Denizli
Denizlili Abalıoğlu grubunun beyaz et ve yumurta markası Lezita, kırmızı et hazırlıklarını sürdürürken, süt ve süt ürünleri ile kültür balıkçılığı alanına giriş yaptı. Abalıoğlu grubu yönetim kurulu üyesi Ender Abalıoğlu, Karaburun'da kurulan tesiste 2 milyonu levrek, 1 milyonu çipura olmak üzere 10 kafeste 3 milyon balık yetiştirildiğini söyledi. Abalıoğlu, balıkların gelecek yıl tüketiciye sunulmaya hazır olduğunu anlattı.
Giriş yaptıkları sektörlerin grubun esas işi olan yemle ilgili olduğuna değinen Abalıoğlu, gıda grubunda yer almayı planladıkları alanlar hakkında şu bilgileri verdi:
"Bir süre önce durdurduğumuz büyükbaş hayvan yetiştiriciliğine yeniden başladık. Denizli'de 2 bin 500 hayvan kapasiteli bir çiftliğimiz bulunuyor. Yine Lezita markasıyla süt ve süt ürünlerine gireceğiz. İzmir'de üreticilerden yem karşılığı süt alarak büyük çaplı bir tesis kuracağız. Bu bizim epeydir planladığımız ancak öncelikli yatırımlarımız nedeniyle sıraya koyduğumuz bir proje."
‘Enerjiye girebiliriz’
İlk 10 firmanın beyaz et pazarının yüzde 80'ini oluşturduğunu anlatan Abalıoğlu, yüzde 6 paya sahip Lezita'nın ilk üçe girmek istediğine değindi. Abalıoğlu, "Krizlerde büyüyoruz. Yerimizde duramıyoruz. Geçen yıl 480 milyon TL ciro elde ettik. Bu yıl 600 milyonu yakalayacağız. 2015'e kalmaz 1 milyar dolar ciroya ulaşırız" dedi.
Bu yıl 40'ıncı yılını dolduran Abalıoğlu grubunun 14 milyon dolar yatırım yaptığını ifade Abalıoğlu şu bilgileri verdi:
"İzmir'de inşası süren, saatte 100 ton kapasiteli yem fabrikamız 2 ay sonra devreye girecek. Denizli'deki Kocabaş Yumurta Çiftliğinde kapasite artırım çalışmaları sürüyor. Mersin Fabrikamızı da gelecek yılın sonuna yetiştirmeyi planlıyoruz. Süt ürünleri yatırımlarına bu yıl içinde başlayacağız."
Denizli ’de termal bölgesinde 100 dönüm arazileri olduğunu söyleyen Abalıoğlu, gelecek dönemde enerji işine girebileceklerini uygun fırsatları kolladıklarını dile getirdi.
Üretime düğün molası
Denizli'de yer alan ve yıllık 400 bin ton yem üretim kapasitesi bulunan Abalıoğlu Yem Fabrikası'nda büyükbaş, küçükbaş, piliç ve balık için yem üretimi yapılıyor. Balık yeminin üretimi sırasında ağır bir kokunun açığa çıkması nedeniyle fabrika yakınındaki düğün salonundan gelen şikâyetler üretime ara verdiriyor. Konuşarak halletmeyi seviyoruz diyen fabrika yetkilisi, "Düğünlerde birkaç saatliğine de olsa balık yemi üretimi durduruyoruz. Bu belki zarar demek ama insanların da mutlu günlerini engellememiş oluyoruz" dedi.
Köy köy dolaştı, tren garında ağladı
40'ıncı yılını dolduran ve Türkiye’nin ilk özel sektör yem kuruluşu olan Abalıoğlu'nun kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Abalıoğlu, zorlu bir 40 yılı geride bıraktıklarını söyleyerek şunları anlattı:
"Necmettin Erbakan'ın teşvikiyle fabrika kurduk. Ancak ilk etapta kimse bizden yem almadı. Köylü, devletten alırım, senden almam diyordu. Ben Türk evladı değil miyim dedim. Bu sefer yemi iyi bulmadılar. Kötü yem rüzgârda uçar gider, iyisi dümdüz aşağıya iner ağırlıktan. Bizimki ağırdı ama güzel yem uçandır deyip yine almadılar. Otomobilin arkasında köy köy dolaşarak yem sattım. Sonra gerisi geldi. Dil bilmediği için çok zorlandım hatta Almanya'da tren garında oturup ağladım. Bu yüzden her çocuğum en az iki dil biliyor. Her şeye rağmen 40 yıl dolu dolu geçti. Buralara kolay gelmedik."