18.11.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
Krizlerden sonra kâr payı ile çalışan özel finans kurumlarının fonlarında gerileme olduğunu ancak bu şirketlerde mayıs ayından beri para girişi yaşandığını belirten Birlik Genel Sekreteri Osman Akyüz, bu gelişmeyi AKP’ye bağlamanın doğru olmayacağını kaydetti.
Ekim rakamlarına göre kâr payı ile çalışan beş özel finans kurumunun fonlarında toplam 10 milyon dolarlık artış kaydedildiğini bildiren Özel Finans Kurumları Birliği Genel Sekreteri Osman Akyüz, "Bunu AKP’nin seçimden büyük bir oy çoğunluğu ile çıkmasına bağlamak doğru olmaz. Çünkü özel finans kurumlarına olan para girişindeki artış mayısta başlamıştı. Biz bu artışı ekonomideki canlanmaya bağlıyoruz" dedi.
AKP’nin seçimlerde oyların yüzde 35’ini almasının halk tarafından siyasi istikrar olarak değerlendirildiğini ifade eden Akyüz, "Seçimden sonra para ve sermaye piyasalarında bahar havası oluştu. Özel finans kurumlarına da para girişi oldu. Ancak bu tamamen tek başına bir partinin iktidara gelmesinin yarattığı beklentiler nedeniyle oldu" şeklinde konuştu.
"AKP’nin meclis çoğunluğu ile iktidara gelmesinden sonra siyasi istikrarın yakalandığı yönünde izlenim oluştu" diyen Akyüz, şöyle devam etti:
"Buna ekonomi de olumlu cevap verdi. Seçim öncesindeki anket sonuçlarından dolayı bir beklentiye de girilmişti. Hem iç piyasa hem de uluslararası piyasalar bu siyasal oluşuma olumlu tepki verdi."
"Taleplerimiz olacak’
Aynı zamanda Albaraka Türk Yönetim Kurulu Üyesi olan Akyüz, Bankalar Kanunu’na tabi olan özel finans kurumlarının yeni siyasi iktidardan bazı talepleri olacağını söyledi. Uygulamalarda BDDK ile sürekli iletişim içinde olduklarını bildiren Akyüz, "Bu taleplerimizi BDDK aracılığıyla yeni iktidara ileteceğiz" dedi.
Özel finans kurumlarının, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) benzer bir mekanizma ile kurulan Güvence Fonu’na ilişkin talepleri olduğunu bildiren Akyüz, şöyle konuştu:
"TMSF’de büyük oranda kamu ayağı var. Güvence Fonu’nun kaynakları yetmediğinde dışardan borçlanabilmeli. Bizim mevzuatımızda şu anda bu imkânımız yok. Güvence Fonu ancak diğer finans kurumlarında avans alabiliyor. Fakat diğer finans kurumlarının mali yapıları buna uygun olmayabilir. Ayrıca TMSF vergiden muaf, biz değiliz. Güvence Fonu’na vergi muafiyeti sağlanmalı."
‘Piyasaya para vermek istiyoruz’
Kâr payı ile çalışan özel finans kurumlarının banka olmadıkları için verdikleri teminat mektuplarının kabul edilmediğini belirten Akyüz, bu konuda da çözüm isteyeceklerini söyledi.
Özel finans kurumlarının ellerindeki likiditeyi piyasada kullanabilecekleri bir enstrüman bulunmadığını ifade eden Akyüz, şunları kaydetti:
"Müşterimiz çok süratle geldi parasını istiyor. Parasını vereceksiniz. Bunu karşılamak için sürekli yüksek likiditeler tutuyoruz. Likit paranın bir kısmını piyasaya veremiyoruz."
Yeni hükümetin ekonomideki önceliğinin borçların sürdürebilir bir performansa kavuşturulması olduğunu kaydeden Osman Akyüz, "Borçlar şu anda da sürdürülüyor. Fakat Türkiye çok yüksek maliyetlerle borçlanıyor. Önümüzdeki süreçte yeni siyasal iktidar bu konuda hata yapmamalı. Borç servisinde sadece zamanı gelen borçları yenilemek ve ödemek yerine daha düşük maliyetle borçlanmanın yollarını bulmalı" dedi. Yeni iktidarın mümkünse yeniden borçlanma oranını azaltması gerektiğini bildiren Akyüz, sürekli borçlanmanın kartopunu daha da büyüteceğini söyledi.
Mali sektördeki ciddi sorunların eski hükümetçe büyük oranda çözüldüğünü ifade eden Akyüz, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) da çok etkin bir görev üstlendiğini söyledi. "Bir operasyon yapıldı. Bu açıdan BDDK’yı çok başarılı buluyorum" diyen Akyüz, "Tamam maliyetli oldu ama iş netleşti. Bundan sonra aynı mekanizma sürdürülemeyecek" şeklinde konuştu. Akyüz BDDK’ya ilişkin demeçleri şöyle değerlendirdi:
"Türkiye’de BDDK önemli bir görev üstlendi. Ciddi uygulamalar yapıldı. Bize bırakılsaydı yapar mıydık, bilemiyorum. IMF’nin bu konuda yakın ilgisi ve ısrarı oldu. Hükümet bu çerçevede meselere yaklaştı ve bugüne gelindi. Bağımsız bir yapı oluştu ve bu kurum mümkün olduğunca korunmalı. Siyasal iktidar ile bu kurum arasında kopukluk varsa bu düzenlenebilir. Ancak kurumun bağımsızlığına çok dokunulmamalı."
Türkiye’de hortumculuğu yani devlet kaynaklarının aşırılmasını maalesef yaşadık" diyen Akyüz, AKP’nin bu konuda seçmene vaadleri olduğunu hatırlattı. Akyüz, şöyle konuştu:
"Paralar çalındı, Hazine boşatıldı. İnsanımızın yüklendiği fatura büyütüldü. Bu paralar 70 milyonun hesabına yazıldı. Halkta belli bir beklenti var. Oyların büyük bir kısmı da bu beklentilerle verildi. Yolsuzluğun önüne geçilecek, işsizlik sorunu çözülecek, devletin kaynaklarının yağmalanması engellenecek. Bu saiklerle büyük oranda bir siyasal iktidar tercih edildi. Türkiye’nin tekrar o bataklığa dönmemesi lazım. Seçimlerde mevcut iktidar ve muhalefet partilerinin tasfiyesi de bu anlamı içeriyor. Bu konuda yeni iktidarın mutlaka birşey yapması lazım. Yapmak zorunda."