EkonomiYa kahraman, ya siyasi mefta

Ya kahraman, ya siyasi mefta

13.04.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

TÜSİAD, hükümetin de yönetim hatalarının bedelini ödeyerek kabinede değişiklik yapmasını talep etti. Programın siyasi sorumluluğunun üstlenilmesini isteyen TÜSİAD Başkanı Özilhan, ‘Programı Başbakan açıklasın’ dedi

Ya kahraman, ya siyasi mefta

Ya kahraman, ya siyasi mefta

TÜSİAD, hükümetin de yönetim hatalarının bedelini ödeyerek kabinede değişiklik yapmasını talep etti. Programın siyasi sorumluluğunun üstlenilmesini isteyen TÜSİAD Başkanı Özilhan, ‘Programı Başbakan açıklasın’ dedi

EKONOMİ SERVİSİ

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) dün olağanüstü toplanan Yüksek İstişare Konseyi’nde (YİK) hükümete kabinede değişiklik yapılması çağrısında bulunuldu.
TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, krizin ancak ekonomi, siyaset ve dış politika bir bütün olarak ele alındığında aşılabileceğini belirterek, ‘’Bu krizde ya kahraman olunacak ya da siyasi mevta haline gelinecektir’’ dedi. Hükümeti istifaya çağırmanın siyasi ve sosyal kargaşa yaratacağını da belirten Özilhan, "Ancak, hükümete yeni bir çehrenin kazandırılmasının da zorunlu olduğu görüşümüzü muhafaza ediyoruz" diye konuştu.

‘Sokağa inme dönemi değil’
Programa siyasi desteğin önemine değinen Özilhan, "Siyasi destek, Türkiye’nin kaderini çizecek bir programı dünya kamuoyuna, üç liderin ve sorumlu bakanın katılımıyla, Başbakan’ın ağzından açıklayarak verilir" dedi. Özilhan, "Siyasi destek, lafı dolaştırmadan ‘Bu programın başarısızlığı hükümetin de başarısızlığıdır, böyle bir durumda bu koltukları bir saniye bile işgal etmeyiz’ demekle verilir" diye konuştu.
Özilhan toplantının ardından yaptığı açıklamada da "Dönem sokağa inme dönemi değildir. Bu programı bir an evvel duymak, duyduktan sonra yorumlamak ve tavsiyelerimizi yapmak ve bu programı desteklemek gibi bir kararımız var" dedi. Daha önce de hükümetle görüşmelerinde hata yapan bakanların revizyona tabi tutulması gerektiğini söylediklerini belirten Özilhan, ancak bu konuda isimden söz edilmediğini kaydetti.

Destek hükümete değil programa
TÜSİAD YİK Başkanı Muharrem Kayhan da "İki krizin de temelinde yönetim krizi yatmaktadır" dedi. "Hükümetin de bir bedel ödemesi gerektiğini" belirten Kayhan, hükümetin kabinede değişiklik gerçekleştirerek, yönetime taze kan nakledildiğinin göstermesini istedi. "Alternatifsiz bir hükümet yoktur" diyen Kayhan, demokrasi dışı formüller aranmaması için de uyarıda bulundu. Kayhan, ayrıca "Hükümette 10 bakan eksik olsa, işler bugünkünden daha mı kötü hale gelecek?’’ dedi.
Kayhan, "TÜSİAD’ın bir desteği olacaksa bu programın desteklenmesi olacaktır. Mevcut hükümetin değil. Programa verilecek destek de ne sınırsız olabilir, ne koşulsuz, ne de vadesiz" derken eleştirileri artık kamuoyu önünde yapacaklarını da vurguladı.
Türkiye’nin köklü bir zihniyet değişikliğine ihtiyacı olduğunu belirten Kayhan, şöyle konuştu: "Bir kez daha ‘yalancı çoban’ konumuna düşmemeyi bir ulusal onur meselesi yaparsa, koltuğu korumanın tek yolunun, onu kaybetme korkusundan kurtulmak olduğunu kavrarsa, farklı toplum kesimlerinin temsilcilerine danışmayı zul saymazsa, hükümet başarı için gereken asgari zihniyet değişikliğini gerçekleştirmiş olacaktır.

‘IMF Batılı bankaların çıkarlarını mı kolluyor?’
TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, IMF’yi sert bir uslupla eleştirerek, " IMF çuvalladı" diye konuştu. IMF’nin Türkiye’ye kapalı ekonomi muamelesi yaparak, dünya piyasalarından gelecek baskılara karşı hiçbir sübabı programa yerleştirmediğini belirten Özilhan, "Cari işlemler açığı alarm zillerini çaldırdığında programı revize edeceğine, üçüncü dilim krediyi vermeyerek yabancı fonların reaksiyonuna yol açmıştır" dedi.
Kasım krizinde IMF uzmanlarının piyasayı rahatlatacak likiditenin zamanında verilmesine engel olduklarını belirten Özilhan, TL’nin yeterince değer kaybettiği halde neden kurların oturmadığını sorarken de şöyle konuştu: "IMF uzmanları bir kez daha sahnede. Bu kez de piyasaya döviz vermesin diye Merkez Bankası’nın elini tutmaktadır. Neden? Yoksa tek kaygıları batılı bankaların yaklaşan kredi ödemelerini garanti altına almak mıdır?"

‘Fabrikaları kapatmak için kurmadık’
Krizin işletmeler üzerindeki etkileri sert eleştirilere neden oldu. TÜSİAD YİK Başkanı Muharrem Kayhan, "Bizler bu kurumları, tesisleri, işletmeleri zararlarımızı hesaplamak için kurmadık. İlk krizde küçültmek için büyütmedik. Bir fırsat çıksa da işten çıkarsak diye işçi istihdam etmedik" diye konuştu.
TÜSİAD Başkanı Özilhan da hükümetin, liberal fakat milliyetçi bir yapıda olduğunu iddia ettiğini belirterek, şöyle dedi: "Söylemlerinde milliyetçilik vurgusu bu kadar güçlü olan hükümet ortakları, silkinip kendilerine gelmez ve kararlı bir şekilde harekete geçmezlerse, Türkiye’nin fabrikalarının, bankalarının, ticari işletmelerinin yok pahasına yabancılara satılmasına neden olacaklardır." Özilhan, yeni programda sanayinin rekabet gücünü geliştirecek önlemlere yer verilmesini istedi. Yeni ek vergilere karşı olduklarını belirten Özilhan, yabancı sermaye girişini hızlandıracak ve turizme ile ihracata dönük kısa dönemli önlemler dizisi oluşturulmasını önerdi.

Sabancı: Derviş Bey kaç gün oldu?
YİK toplantısından sonra açıklamalarda bulunan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı, program açıklamasının gecikmesini eleştirdi. Sabancı, "Umursamazlar, umursamaz oğlu umursamazlara diyorum ki; bu ne felaket yahu. Caddede insanlar, polis yüzlercesi vuruluyor, kırılıyor. İnanılmaz. Bunlara, umursamazlara diyorumki, niye bekliyorsunuz kardeşim Derviş bey. Kaç gün oldu? Netice itibariyle bir program’’ dedi.
Hükümette revizyonun da yeni fırsatlar yaratacağını dile getiren Sabancı, "Revizyonu getir, dolar 1 milyona iner" diye konuştu. Sabancı, "hükümetteki parti liderlerinin bir açıklama yaparak, ‘İstifa yok. Biz bu problemlerin bu boyutlara gelmesinde suçlular biziz, kabul ediyoruz. Sistem bozuktu.
O sistemin içinde biz de böyle gidiyorduk’ demelerini beklediğini" anlattı.

ANALİZ
TÜSİAD’da Yılmaz’ın kardeşini terlettiler
EYLEM TÜRK

• TÜSİAD’ın YİK toplantısı ilginç bir tartışmaya sahne oldu. ANAP’ın eski milletvekilli Yıldırım Aktürk, toplantının basına kapalı bölümünde konuşulanların, bazı TÜSİAD üyeleri tarafından Ankara’ya uçurulabileceği iddiasında bulunarak Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz’a atıfta bulundu.
Yılmaz bunun üzerine söz alarak Aktürk’ü siyaset yapmak ve kışkırtıcılıkla suçladı. Toplantıdan hızla çıkan Aktürk gazetecilerle konuşmak istedi. "Yılmaz benim kışkırtan ve siyaset yapan bir üslubum olduğunu söyledi. Yılmaz Ankara’daki siyasi kadrolara sahip çıktığını söylüyor. Çarpıtıyor. Ama abisi de beraber gelse beceremezler" dedi.
Yılmaz toplantı sonrasında gazetecilerin polemikle ilgili soruları üzerine, "Benim Aktürk’le polemiğim olmadı. Yalnız geçmişte TÜSİAD üyesi bazı arkadaşları Ankara’ya yolladık. Ankara koridorlarında dört yıl boyunca yolunu kaybedenler oldu. Benim söylediğim orada o sistem içinde denenmiş arkadaşların eleştiri yapmalarının zamanlarının geçtiği yönünde" yanıtını verdi.
• Yılmaz toplantı sonrasında yaptığı konuşmada, diğer TÜSİAD üyelerinin aksine Ankara’yı savundu. "Ben siyasi partiler yasasının değiştirilmesini söyleyen arkadaşlarımın yasayı okumadıklarını biliyorum" diyen Yılmaz şöyle devam etti: "Siyasetteki kilitlenme sabırla aşılır. Devamlı sorumluluğu başkalarının üzerine atarsak çözüm bulamaz, bilakis kilitlenmeye yol açarız. Bugünkü siyasi kadrolarla bu işin çözülebileceğine inanıyorum."
• Dünkü YİK toplantısına katılan 250 üyenin büyük çoğunluğu toplantıdan memnun kalmadı. 10 yıldır aynı söylemlerin dile getirildiğini söyleyen üyeler, dernek yönetiminin yumuşak tutumundan dolayı eleştirdi. Hükümetin istifası yerine ısrarla revizyon isteyen yönetime karşı çıkan bazı üyeler, ‘hükümeti istifaya çağırın’ talebinde bulundular.
• Toplantının basına kapalı olarak düzenlenen bölümünde en çok alkış alan işadamı Sakıp Sabancı siyasileri eleştirerek "Herkes yol, baraj yapar, bunlarla övünmek yanlış" dedi.



EKONOMİ

























EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler