90’lı yıllarda Diana ile Charles’ın evliliklerinin bitme noktasına geldiği haberleri ayyuka çıktı. Diana’nın depresyonunun evliliğini bitirdiği, eşini aldattığı haberleri çıkınca, prenses hikâyesini anlatmaya karar verdi. Mayıs 1991’den itibaren evliliğiyle ilgili durumu ve kraliyetin kendisine yaklaşımını sesli kaydeden Diana, kayıtları İngiliz gazeteci Andrew Morton’a ulaştırdı.
Morton 1992’de Diana’dan aldığı kasetlere dayanarak “Diana: Kendi Sözleriyle Gerçek Hikâyesi” adlı kitabı yazdı. Morton, “Prenses kasetlerde mutsuzluğundan, ihanetten, intihar girişimlerinden, kraliyetin depresyonla mücadelesinde kendisini yalnız bırakmasından, bulimia nervoza adlı yeme bozukluğu ve Camilla’dan bahsediyordu” dedi. En çok satanlar listesine giren kitap prenses hakkındaki algıyı değiştirdi.
Gazeteci Martin Bashir’in 1995’de BBC’nin “Panorama” programı için Diana ile yaptığı söyleşi olay yarattı. Diana’nın hayatıyla ilgili açıklamalar yaptığı programı 20 milyon kişi izledi. Ancak yıllar sonra Bashir’in Diana’yı röportaja ikna etmek için kandırdığı ortaya çıktı.
Bashir, Diana’ya çocuklarının dadısı Tiggy Legge-Bourke’ın Prens Charles’tan hamile kaldığını söylemiş ve sahte bir kürtaj belgesi göstermişti. Ayrıca Bashir, kraliyet ailesinin Diana aleyhinde haber yapmaları için gazetecilere para verdiğini öne sürerek sahte banka dokümanlarıyla prensesi kandırmıştı.
Röportajdan 26 yıl sonra BBC özür dilerken, Diana’nın Bashir’in iddialarına sinirlenip normalde söylemeyeceği şeyleri anlattığı belirtildi. Bu röportajdan sonra İngiltere Kraliçesi 2’nci Elizabeth, oğlu Charles ile Diana’dan boşanmalarını istedi. Diana programda “Bu evlilikte üç kişiyiz” diyerek Charles’ın Camilla ile ilişkisinin güvenini sarstığını, kendisinin de bir ilişkisi olduğunu, psikolojik sorunlar yaşadığını, Charles’ın krallık kapasitesi olmadığını ve eşinin yanında çalışanların kendisiyle savaştığını söyledi.
Diana, 1996’da Prens Charles’tan boşandığında “Galler Prensesi” unvanını ve Kensington Sarayı’ndaki dairelerini korudu, ancak “majeste” unvanından ve İngiliz tahtına yönelik herhangi bir hak iddiasından vazgeçmeyi kabul etti. Geleceğin kralı olacak William’ın annesi Diana ölene dek Galler Prensesi olarak anılırken, Charles’ın uzun yıllar gizli ilişki yaşadığı, şu anki eşi Düşes Camilla, ancak Charles tahta çıkınca prenses unvanını alacak.
Çiftin ikinci evlilikleri olması ve Diana’ya büyük sevgi duyan İngiliz halkının tepkisi nedeniyle Camilla hiçbir zaman kraliçe olamayacak. Diana ise İngilizlerin kalplerinde kraliçelik unvanını çoktan almış durumda. Diana ile İngiliz vatandaşı olan Arap asıllı sevgilisi Dodi el-Fayed kazada birlikte öldü.
Diana, 1997’de İngiliz vatandaşı olan Mısırlı iş insanı Dodi el-Fayed ile ilişki yaşamaya başladı. Dodi ve Charles’ın karşı takımlarda oynadığı 1986’daki polo maçında tanışan sevgililer, 1997 yazında büyük bir aşkın kahramanları oldu. Çiftin birlikte yaptığı tatiller basında yer alırken, kraliyet ailesinin bazı üyelerinin ve dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair’in ilişkilerini onaylamadığı bildirildi.
31 Ağustos 1997’de Paris’te Diana ve Dodi’nin içinde bulunduğu otomobil tünelin duvarına çarptı. Kaza sonucu Diana, sevgilisi Dodi ve şoför Henri Paul öldü, sadece prensesin koruması Trevor Rees-Jones kurtuldu. Şoförün alkol ve antidepresan ilaçların etkisi altındayken yüksek hızda araç kullanmaktan kusurlu olduğu belirtildi. Otomobilin sevgilileri araçlarıyla takip eden paparazzilerden kaçmak istenirken duvara çarptığı öne sürüldü.
Rapora rağmen, kazanın İngiliz gizli servisi tarafından düzenlenen bir suikast olduğu yıllarca iddia edildi. Ama bu iddia hiçbir zaman kanıtlanamadı. 2.5 milyar kişi, Diana’nın başkent Londra’daki cenaze törenini televizyondan izledi. Diana, ailesine ait olan Althorp Malikânesi’ne gömüldü.
Prensesin eşyalarının da sergilendiği malikâne her yıl binlerce turisti çekiyor. Ayrıca bahtsız prenses birçok belgesel, makale, kitap ve filme konu olmaya devam ediyor. En son oğulları Prens William ile Prens Harry, Diana’nın 60’ıncı doğum günü olan 1 Temmuz’da Londra’daki Kensington Sarayı’nın bahçesinde heykelini halka açtı. Diana tüm dünyada ölümcül kara mayınlarının yasaklanması için çalışma yaptı.
Prenses Diana ölümünden birkaç ay önce AIDS ve kanserle ilgili yardım kuruluşları için para toplamak amacıyla 79 elbisesini müzayedeyle satışa çıkardı. Hayatı boyunca AIDS, kanser ve kalp hastalıklarının da aralarında bulunduğu birçok hastalıkla ilgili araştırmalara destek oldu. Çocuklar ve evsizlere yardım amacıyla düzenlenen kampanyalara katıldı.
AIDS farkındalığı için çığır açan bir aktivist olan Diana, 1987’de eldiven giymeden bir AIDS hastasının elini sıkarken fotoğraflandığında tarih yazdı. O gün Londra Middlesex Hastanesi’nde virüs bulaşmış hastaları özel olarak tedavi eden İngiltere’nin ilk HIV/AIDS birimini açtı. Dünyanın birçok yerinde topraklara gömülü ölüm tuzakları olan kara mayınlarının uluslararası arenada yasaklanması için çaba gösterdi. 1995’te “insanların kalbinin kraliçesi” olmayı arzu ettiğini söyleyen Diana, sadece yaptığı insani yardımlarla değil, nezaketiyle de gönüllere taht kurdu. Diana, kendisine hediye veren herkese teşekkür kartları yazmasıyla ünlüydü. Prens William’ı dünyaya getirdikten sonra hediye yollayan binlerce kişiye teşekkür notları yazdığı bilinirken, bugün, el yazısı mektuplarından bazıları 2 bin ila 20 bin dolar arasında açık artırmada satılıyor.