Babalarının izinden giden çocuklar
17.06.2017 - 15:40 | Son Güncellenme:
.
Çocuklarının aldığı önemli kararlarda payı bulunan babalar, meslek seçimi konusunda da çocuklarına yön vererek hayatlarını şekillendirmelerine yardımcı oluyor. Çocukluğundan beri çiftçilikle uğraştığını söyleyen Mahmut Türkoğlu (52) ve ziraat mühendisi oğlu Çağlar Türkoğlu (30), modern yöntemlerle ata yadigarı topraklarda tarım yapıyor. Babasına sonsuz bir saygı duyduğunu belirten Çağlar Türkoğlu, "Babamın sevdiği mesleği ben de seviyorum. Ziraat mühendisi oldum. Mahallemin en geç çiftçisiyim. Çiftçiliği, mühendisliğimin de verdiği avantajla, minimum alandan maksimum verimi alabilecek şekilde yapmaya çalışıyoruz. Hayalim, tarlada babamla yetiştirdiğimizi fabrikada işleyerek pazara sunmak" dedi.
Meslekte 32 yılı geride bırakan İtfaiye Çavuşu Dursun Baruğ (58) ve 7 yıllık itfaiye eri oğlu İsmail Baruğ (29) aynı işyerini paylaşıyor. Oğlunun da itfaiyeci olmasının, kendisini mutlu ettiğini söyleyen Dursun Baruğ, "Oğlum itfaiyeci olmak istediğiniz söylediğinde gururlandım. 4 çocuğumu da buradan kazandığımla okuttum. Oğlumla aynı işyerinde aynı işi yapmak çok güzel bir duygu" dedi.
Karışık Dövüş Sanatları (MMA) branşında uluslararası arenada mücadele eden baba Özlen Alkaç (45) ve oğlu Alim Can Alkaç (17) da aynı yolda ilerliyor. 2013 yılında tanıştığı MMA branşında, 2017 Dünya şampiyonasında 86 kiloda ikinci olduğunu belirten Alim Can Alkaç, "Hedefim MMA Pro'da dünya şampiyonu olmak. Bu başarılarımda babamın rolü büyük. Antrenmanlarda babam bana acımıyor. Acımış olsa maça çıktığımda rakip de bana acımayacak. O yüzden acımaması benim yararıma" dedi.
50 yıldır kuaförlük yapan Muzaffer Tunç da (62), kendisi gibi kuaför olmayı seçen oğulları 36 yaşındaki Timur (sağda) ve 33 yaşındaki Tolga (ortada) ile aynı işyerini paylaşıyor. Ailece çalışmamızın avantajları olduğunu belirten baba Tunç "Sosyal hayatımı istediğim gibi devam ettirebiliyorum. Çocuklarıma dükkanı bırakıp gözüm arkada kalmadan gidebiliyorum. Güzel bir diyaloğumuz var. Meslek hayatımda 500’e yakın usta yetiştirdim ama en zoru kendi çocuklarıma mesleği öğretmek oldu. İnşallah benden sonra onlar da çocukları aracılığıyla bu mesleği devam ettirirler" dedi.
Avukat Şerif Vural (71) da kızı Deniz Vural'ı (39) kendi mesleğini seçmesi konusunda yönlendiren babalar arasında yer alıyor. "Üniversite tercihlerinin bilimsel bir yanı olduğunu söyleyerek, kızının tercih sıralamasını değiştirmesini sağladığını belirten Vural, "Kızım üniversite tercihi yaparken çeşitli telkinlerde bulunarak hukuk fakültesini üst sıraya yazmasını sağladım. Ama avukat olduktan sonra, daha önce istediği bölüm olan Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nü de bitirdi. Kızımın benim mesleğimi seçmiş olmasından dolayı mutluyum. Ben ve eşim gururlanıyoruz. Çocuklarının avukat olmasını isteyip bunu göremeyen meslektaşlarım bize özeniyorlar" dedi.
Haber Kameramanı Cezmi Sayılgan (48) ve kızı muhabir Sabahnur Sayılgan (24) da 'iş arkadaşı' olarak aynı sektörde çalışan baba ve çocuklar arasında yer alıyor. Kızının, küçük yaşlarda haber sunma denemelerini yaptığını belirten Sayılgan, "7-8 yaşında eline aldığı tarağı mikrofon yapıp ayna karşısında haber sunduğunu hatırlıyorum. Kızımın da gazetecilik mesleğini seçmiş olması bana heyecan ve tedirginliği bir arada yaşatıyor. Şuanda TRT gibi ciddi bir kurumda çalıştığı için hata yapmaması konusunda telkinde bulunuyorum. Haberde karşılaşınca heyecanlanıyorum. Ekranda görmek de daha bir başka. İlk canlı yayınını izlerken elim ayağım titredi. Yapacağına emindim ve başarıyla o yayını tamamladı" dedi.
35 senedir Ankara semt pazarlarında tezgah açan Aşır Akdursun (50) ve oğlu Muhammed Akdursun (18) da aynı mesleği icra eden baba ve oğullar arasında yer alıyor. Çocukluk ve gençlik yıllarını, çalışarak geçirdiğini belirten baba Akdursun, "Bebeyken bu işe başladım. Evlendim, 3 çocuğum oldu onları büyüttüm. Haftanın beş günü Çankaya’daki semt pazarlarında, pazar günleri de Mamak’taki bir semt pazarında tezgah açıyorum. Bu işten 3 tane çocuk okuttum. Ortanca oğlum liseyi bitirdi ve pazarda benimle birlikte tezgah açıp bana yardım ediyor" dedi.
Sabahattin Kahraman (67) ve oğlu Serhat Kahraman (36) da fırın işletmeciliği yaparak aynı mesleği paylaşıyor. Aile mesleği olduğu için fırıncı olmayı seçtiğini belirten Serhat Kahraman, Zaten bu iş dışarıdan başlanabilecek bir iş değil. Çocukken okuldan kaytarıp fırına geldiğim günleri bile bilirim. Seviyordum bu mesleği ve lise bitince ticarete atılmış oldum. 12 yıldır da kendim işletmeciyim. 3 ayrı fırın işletiyorum" dedi.
Çocuklarının aldığı önemli kararlarda payı bulunan babalar, meslek seçimi konusunda da çocuklarına yön vererek hayatlarını şekillendirmelerine yardımcı oluyor. Diş Hekimi Özer Karaahmetoğlu (63) ve aynı mesleği seçen oğlu Özün Karaahmetoğlu (29) da hastalarını birlikte tedavi ediyor. Babasıyla 5 yıldır beraber çalıştıklarını belirten Karaahmetoğlu, "Babam meslek seçimi konusunda baskı yapmadı. Küçükken kliniğe gidip gelirken hastaları görüyordum ve diş hekimi olmak istediğimi babama da söylüyordum. Babam mesleğin zorluklarından ve stresinden bahsediyordu ve diş hekimi olmamı istemiyordu. Üniversiteye başlayınca hekimliğin zorluklarını anladım. Zorluklarına rağmen babamla çalışmaktan mutluyum. Aramızda kuşak farkı olduğu için fikir ayrılıkları olabiliyor. Tartışabiliyoruz. Ama orta yolu buluyoruz" dedi.
Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde opera sanatçı olarak çalışan Mehmet Yılmaz (51) ve oğlu Oğulcan Yılmaz (26) da aynı mesleği icra ediyor. Oğulcan'ın opera sanatıyla ilişkileneceğini hiç düşünmediğini belirten Yılmaz, "Çünkü liseyi bitirene kadar gitar çalmaktan başka müzikle alakası yoktu. Liseyi bitirince konservatuara gitmek istediğini söyledi. Muntazam bir çalışma dönemi geçirdik. Baba oğul ve öğretmen öğrenci olduk. Oğulcan’ın doğru tekniklerle şarkı söyleyebilmesi için ona kıydığım zamanlar oluyordu. 'Öyle değil böyle' diyerek çok canını yaktığım zamanlar oldu. Bugün semeresini alıyoruz. Şuan taklit etmeyen özgün bir sesle şarkılar söylüyor" dedi.
Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı olan 42 yıllık kasap Fazlı Yalçındağ (66) ve oğlu Gökhan Yalçındağ (26), mesleklerini birlikte icra ediyor. Mesleğe olan ilgisinin genetik olduğunu düşündüğünü söyleyen Gökhan Yalçındağ, " Kuşaklardır bu işi yapıyoruz. Küçükken babam dükkana gitmemi fazla istemezdi okuldan uzak kalmayayım diye. Ben de küçükken ulaşamadığım şeyi çok sevdim ve şuan kasaplığı herşeyden çok seviyorum. Bu işin profesyonel olarak eğitimini de aldım ama asıl eğitim dükkanda çalışmakla oluyor. Eğitim sadece etiket oldu benim için. Babam bu işi babasından daha iyi yapmış. Ben de inşallah ondan daha iyi yapmak istiyorum. Çocuğumun da benden daha iyi yapmasını isterim" dedi.
Eski klasman hakemi ve Ankara İl Hakem Kurulu Atama Sorumlusu Gürcan Özcan'ın (57) oğlu Burak Özcan da (29) babasının izinden gitmeyi seçerek hakemliği futbolculuğa tercih etti. Oğlunun kendisinden habersiz açılan kursa yazılarak hakem olduğunu söyleyen Gürcan Özcan, oğlunun başarılı bir hakem olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini ifade etti. Oğlunun yönettiği maçları izlemenin çok stresli olduğunu belirten Özcan, "Çocuğunu maç yönetirken izlemek çok zor. Burak'ın yönettiği ilk maçı izlerken mide spazmı geçirdim. Hastaneye gitmek zorunda kaldım. Sonra alıştım ama çok fazla izlememeye gayret ediyorum. Onu sahada izlerken çok heyecanlanıyorum" dedi.
