Bu tarihi, turistik ve doğa harikası bölge, yakın döneme kadar Mısır ve İsrail arasında ihtilaflı bir bölge konumundaydı. Mısır ile İsrail arasındaki savaş sonucu İsrail'in kontrolüne geçen Sharm el Şeyh, 1979 yılında imzalanan Camp David Anlaşmasıyla yeniden Mısır topraklarına katıldı.
1967 ile 1982 yılları arasında İsrail yönetiminde kalan Şarm el Şeyh, yüzlerce yıl Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçasıydı. 1517'de Osmanlı idaresine giren Sina yarımadasının bir parçası olan Şarm el Şeyh bu dönemde de bir liman vazifesi görmüştü.
Subtropikal iklim kuşağında yer alan Şarm el Şeyh, yıl boyunca denize girilebilecek bir hava sıcaklığına sahip olması nedeniyle tercih ediliyor. Ancak özellikle yaz aylarında aşırı yüksek sıcaklık gün içerisinde bunaltıcı bir etkiye sahip olabilir. Temmuz ve Ağustos aylarında bölgedeki ortalama sıcaklık 47 derecelere ulaşmakta.
Her yıl başta Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok yerinden turistleri ağırlayan Şarm el Şeyh'te ziyaretçiler kentin tarihi sokaklarında ve çarşısında da ilgiyle dolaşıyor. Bölgeye özgü ürünlerin satıldığı tezgahlar, Şarm el Şeyh ekonomisine de önemli katkı sağlamakta.
Otel zincirlerinin dev tesisleri kadar su altı dünyası da Şarm el Şeyh'in önemli çekim noktalarından. Arapçada "şeyh körfezi" anlamına gelen Şarm el Şeyh, dünyanın en zengin su altı çeşitliliğine sahip coğrafyasında yer alıyor. Bu da fotoğraf karelerine sıklıkla yansımakta.
Dalgıçlar için çok önemi bir rota olan Kızıldeniz, her yıl binlerce profesyonel ve amatörü ağırlamakta. Zengin bir canlı çeşitliliğine de sahip olan bölge araştırmacıların ve fotoğrafçıların da ilgi odağı olma özelliği taşımayı başarıyor.
Mısır Hidivi Kavalalı Mehmet Ali Paşa döneminde bir gelişim süreci içine giren Şarm el Şeyh, bu dönemde bölge ticareti için önemli bir merkez olmaya başlar. Küçük bir yerleşim yeri olmasına rağmen stratejik konumu nedeniyle Şarm el Şeyh, Mısır için günümüzde de önemli bir konuma sahip.
Son yıllarda köpekbalığı saldırılarına da uğrayan bölgeden sık sık yaralanma ve ölüm haberleri de gelmekte. Özellikle bölge hakkında yeterince bilgi sahibi olmayan yabancıların yüzmeyi tercih ettiği ve köpekbalığı alanları olan bölgelerde yaşanan bu vakalar ciddi sonuçlara yol açmakta.
