Nüfusunun 900.000 kadar olduğu tahmin edilen bu Masai kabilesi, devletin tüm tekliflerine rağmen, geleneksel yaşamlarından vazgeçmiyor. Bugün hala, aynı yaşam biçimlerini sürdürmeye devam ediyorlar. Maasai kabilesinde ailenin, yaşayacakları evleri kadınlar inşa ediyor.
Sığır dışkılarıyla yapılan evler, genellikle tek oda olarak inşa ediliyor. Evler yuvarlak bir dairenin etrafına yapılıyor. Evlerin etrafına ise, erkekler tarafından yapılan çitler inşa ediliyor. Böylece, evlerini sığırlardan ve vahşi hayvanlardan da korumuş oluyorlar. Evlerinin ortasında kalan boş meydan ise, kabile toplantılarını ve dini törenlerini yaptıkları yer olarak kullanılıyor.
Çocuklarla ve eş işleriyle de kadınlar ilgileniyor. Kadınların birden fazla erkekle evlenmesine izin verilmiyor. Belli bir yaşa kadar anneyle kalan çocuklar, sonrasında, bütün çocukların olduğu bir evde kalmaya başlıyor. Ataerkil bir kabile olan Masai, son söz hakkını yaşlı erkeklere vermiştir, ve onların sözü geçer. Geçimlerini hayvancılıkla yapan kabilede sığırlar büyük önem taşıyorlar.
Dini törenlerini hala devam ettiren kabile, bu törenlerde sığır kanı içiyor. Bir dönem, aslanların büyük düşmanı olan bu kabile, şimdilerde korunmaları gerektiğini kabullenmiş durumda. Bir erkeğin sahip olduğu sığır sayısı, hem zenginlik hem de bir statü göstergesi kabul ediliyor. Erkekler sığır sayısına göre yani zenginliklerine göre eş sayılarını da çoğaltabiliyorlar.
Erkekler gün içinde hayvancılıkla uğraşıp, av malzemeleri yapıyorlar. Kadınlar ise, ev ve çocuklarla ilgilenip, takı yapıyor. Bu takılar daha sonra, kabileyi görmek isteyen turistlere satılıyor. Kabilede selamlaşmanın da ilginç bir yolu bulunuyor. Burada yaşayan halk birbirleriyle tükürerek selamlaşıyorlar.
Büyükler, gençleri kutlamak için de tükürüyor, yeni doğan çocuğa kötülük gelmemesi için de. Küçükler de büyükleri, selamlamak için önce kendi ellerine tükürüyorlar. Bu büyüklere karşı bir saygı göstergesi olarak kabul ediliyor. Kabile üyeleri her ne kadar, modern yaşamdan uzak dursalar da, kabilelerini ziyaret etmek isteyen turistlere para karşılığında buraları gezdiriyorlar. Danslarla karşılıyor, kabilelerini tanıtıyorlar.
Günümüzde yalnızca yaklaşık olarak 35.000 yerli Yanomami üyesi kaldığını tahmin ediliyor. Büyük ölçüde dış dünya ile temas kurmayan bu kabile, şiddete olan merakları ile de biliniyor. Özellikle kabile erkekleri, şiddet eğilimleri ile tanınıyor. Kabile kadınları, büyük hayvanları avlamak ve öldürmek dışında, ev ile ilgili olan tüm işlerden sorumlu tutuluyor.
Kabile, yiyeceklerinin yüzde seksenini kendi bahçelerinden karşılıyor. Yanomami kadınları, bahçelerinde verim olmayana kadar, bu bahçeleri ekiyor. Amazon bölgesinde toprak çok verimli olmadığı için, her iki ya da üç yılda bir bahçelerini başka yerlere taşıyorlar. Avlanma, kabilenin yiyeceklerinin yüzde onunu karşılasa da, erkekler arasında avlanma çok önemli kabul edilir.
Avlanma,kabilenin yiyeceklerinin yüzde onunu karşılasa da, erkekler arasında avlanma çok önemli kabul edilir. Avlanma kurallarının arasında, öldürdükleri hayvanın eti yememek var. Her avcı kendi öldürdüğü hayvanı bir başkasına veriyor.
Avlar, kabile erkekleri arasında dağıtılıyor. Yanomami kızlarının çok küçük yaşlardan itibaren, annelerine yardım etmeleri bekleniyor. Belli bir yaşa gelen genç kızların da evlenip, çok çocuk doğurması isteniyor. Kabilde kızlar adet görmeye başladıktan sonra evliliklerine izin veriliyor.
Adet kanı kabilede zehirli olarak kabul edilir. Regl olan genç kız, kendi evinden uzaklaştırılarak, bir kulübeye götürülür. Adet kanı kabilede zehirli olarak kabul edilir. Regl olan genç kız, kendi evinden uzaklaştırılarak, bir kulübeye götürülür.
Ritüeller , Yanomami kültürünün çok önemli bir parçası kabul edilir. Burada her canlının, taşın, kayanın, veya herhangibir nesnenin bir ruhu olduğu kabul edilir. Bu ruhların bazen iyi bazen de kötü oldukları düşünülür.Bazen bu ruhlar kötü ve saldırgan olurken, bazen de iyi ve hastalıklara karşı şifa olduklarına inanılır.
Bu kabile ağaçlarda yaşayıp, kıyafet giymeyi reddediyor. Korowai kabilesi, dünya üzerinde yaşayan son yamyam kabile olarak biliniyor. 1970’lerde keşfedilen kabile, o güne kadar dünya üzerinde başka birilerinin olduğunu dahi bilmiyordu. Endonezya’nın ağaçlarda yaşayan son yamyam kabilesi görenleri hayrete düşürüyor. Endonezya'nın Batı Papua kentindeki Korowai halkı, tıpkı 10.000 yıl önce yaşadıkları gibi yaşamaya devam ediyorlar.