05.09.2021 - 08:15 | Son Güncellenme:
Çocukluk hayalimdi, ailemin uçak korkusuna rağmen gökyüzü, özgürlüğe erişmek ve olmam gereken yerdi. Hollanda’da 17 yaşımda annem ve babamın imzasıyla Hava Kuvvetleri’ne başvurmuştum, orası olmayınca ben yıkılmıştım ama onlar çok sevinmişlerdi...
Ben de gökyüzüne küsmüştüm beni istemiyorlarsa ben de onları istemiyorum diye çocukça bir mantık işte. Yıllar sonra tekrar bir pilot ilanı önüme gelince taşlar yerine oturdu ve tekrar pilotluk ilanına başvuru yaptım. Bu sefer uçuş okuluna başvurarak kabul edildim ve eğitimimi bitirdim.
Artılar; dünyanın her yerine ucuz uçak bileti ile uçmak, dünyanın en güzel ofis manzarasına sahip olmak, hafta içi boş vaktinin olması, başkası için bir dezavantaj olarak gözükse de herkesin yoğun bir şekilde tatil yaptığı resmi tatillerde çalışmak. Eksiler ise; gece ve özel günlerde de uçmak, uzun mesai süreleri, bazen hoşuna gitmeyen şehir ve otellerde kalmak zorunda olmak.
Bazen uçtuğumuz havalimanında sadece 50 dakika geçirip geri dönüyoruz, bazen de birkaç gün kaldığımız yerler oluyor.
Uçuştan sonraki dinlenme süresine bağlı olarak, kısıtlı zamanım varsa mutlaka spor yapmak için kendime zaman ayırıyorum çünkü bedensel ve psikolojik olarak sağlıklı kalmak benim olmazsa olmazım. Daha çok vaktim varsa atıma gidiyorum veya arkadaşlarımla buluşuyorum.
Bazen oluyor. Yatılarımızın olduğu çok güzel yerler var ve normalde tatil planlarken aklımıza gelmeyecek şehirlerde kalmak çok farklı oluyor. Kırgızistan, Kazakistan, Rusya’da Novosibirsk gibi bölgeler özel seyahat tecrübeleri katıyor insana.
İlk kez yolcular ile yapmış olduğum uçuşum; Paris-Orly Havalimanı’na 2014 yılında Eylül ayında oldu. Çok heyecanlıydım. Sol koltukta öğretmen, arka koltukta da 3.pilot (tecrübeli İkinci Pilot) vardı. O zaman her şey o kadar hızlı geliyordu ki acaba nasıl olacak diye endişe etmiştim.
Güney Afrika diyebilirim. Emekli olup Capetown’a yerleşme hayalleri bile kuruyoruz eşimle. Fransa’yı da çok severiz. Çok fazla gidip hiç bıkmadığımız nadir ülkelerden birisidir.
Aralık 2019’da gitmiş olduğumuz Finlandiya-Rovaniemi şimdiye kadar gitmiş olduğumuz en büyük hayal kırıklığı sayılabilir. Belki doğru zamanı seçmemiş olabiliriz. Aralık ayında gündoğumu 11:00’deydi günbatımı ise 13:30 civarındaydı. Kısıtlı gün ışığı da gezmek için pek zaman bırakmıyordu.
Sürekli karanlık bir gökyüzü altında olmak zaten zaman değişikliklerden etkilenen biyoritmimizi tam uyku haline sokmuştu. Onun dışında hava sürekli bulutlu olduğu için Kuzey Işıklarını görme şansımız da oldukça azdı. Onun dışında Barselona’yı çok turistik bulduğumuz için sevmemiştik.
Ağustos 2019’da bir at sahibi oldum. Onunla vakit geçirmek benim için paha biçilmez bir zevk… Neredeyse iki sene sonra bile hala ona gitmeden önceki gün tatlı bir heyecan olur içimde. Bununla birlikte kitap okumayı artırdık eşimle.
Pandemi öncesinde, dünya haritasını açıp seyahat planlıyorduk. Eşim ve benim hoşumuza gidecek rotaları mevsimine göre seçip gitmeye çalışıyorduk. Şu an maalesef bunları yapmak çok uzak geliyor.
Dünya haritasında yerimizi bulduktan sonra bulunduğumuz aya göre hava durumuna, iklime ve uçakla nasıl ulaşılabileceğini araştırıyorduk. Bloglar ile pek aramız yok, çok turistik yerleri genel olarak sevmiyoruz. Kaldığımız otelleri seçmek bizim için en çok vakit alan konu çünkü ikimiz de güzel butik otelleri seviyoruz.
Amsterdam Schiphol, çocukluğumun hayal dünyasının başladığı yerdir. Dünyanın bir ucuna yolculuklar bir sürü farklı farklı hava yolu ve değişik tipte uçaklar hala benim için çok özeldir ve ikinci en çok uçtuğu yerdir Amsterdam Schiphol havalimanı.
Aynı günlere boş gün olarak istiyoruz ve genel olarak çok yoğun bir şekilde çalıştığımız için o boş vakti baş başa özel bir şekilde değerlendirmeyi çok seviyoruz. Birbirimize vakit ayırmayı ve güzel anılar yaratmaya öncelik veriyoruz.
Dünyada ayrımcılığa maruz kalmayan bir kadın pilot yoktur sanıyorum. Örneğin, ilk uçmaya başladığımda kadın kadına uçmak yasaktı ve bu kural ilk değiştiğinde tepki çekmişti.
Şimdi ise ne mutlu ki tam aksine şahit oluyoruz. Daha eşitlikçi, daha işbirlikçi bir yaklaşım var. Bu değişimi bizzat görmek ve deneyimlemek çok hoşuma gidiyor. Artık bir şeylerin değişmeye başladığını görmek gerçekten umut verici...
Sayımız dünya genelinde halen yüzde 5 civarında ama ben kendi adıma, bu mesleğe adım atmak isteyen kadınlara iyi ve güçlü bir örnek olmak için çok çalışıyorum.
Mesleğimizi en doğru ve samimi şekilde yansıtmak için de gayret gösteriyorum. Bu mesleği seçmek isteyen kadınların yapması gereken ilk şey kendilerine inanmak, asla vazgeçmemek ve öğrenmeye açık olmak.
Uçuş okulundan mezun olduktan sonra Pegasus Hava Yolları’nda tekrar eğitime başladım, Tip eğitimi adında yolcu uçağını öğrenmek için bir eğitim yaklaşık 4 ay sürüyor.
Dünyanın en güzel ofis manzarası benim:) Bir sürü muhteşem gün doğumu ve batımı gördüm. En sevdiğim şey de sonbaharda gün batımı saatinde İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na yaklaşmak ve iniş yapmak… Bu sırada renkler ve İstanbul’un güzelliği bir başka oluyor.
80 ülkeye yakın seyahatim oldu. Pandemi sonrası da görmek istediğimiz birçok yer var. Bunlar arasında; Japonya’da Sakura’yı görmek, Rwanda’da goril safarisi yapmak, Arjantin’de Mendoza’da şarap ve et keyfi, Bhutan’da Himalayalar’a gitmek, Moğolistan’da at binmek, Norveç’te Svalbard’da kutup ayısı görmek ve Fransa’ya eşimle birlikte tekrar gitmeyi öncelikli olarak sayabilirim. Dünya o kadar güzel bir yer ve görülecek o kadar şey var ki!
Çok teşekkür ederim. Asla pes etme, çok merak et, öğren araştır ve çok oku! Başımıza gelen kötü şeyler de başkalarını suçlamak yerine sorumluluk almaya başladığımız gün hayatta ilerlediğiniz gündür. O zaman sizi tutacak ya da engelleyecek hiçbir şey kalmıyor hayatta.
Şubat 2020’de Fransa’da Chamonix’e gitmistik.