16.02.2014 - 15:36 | Son Güncellenme:
RÖPORTAJ: MELİS GÜVENÇFOTOĞRAF: SERCAN KISMET
"AJANI OYNAMAK HAYALİMDİ"Senaryoyu ilk okuduğunuzda ne düşündünüz?Senaryoyu okuduğum ilk günde beri çok heyecanlıyım. Çünkü bir ajanı oynamak hayalimdi. Çok ajan filmi izlerdim. Hatta "Prison Break"te ajan bir kadın vardı onu izlerken içimden "Türkiye'de böyle bir iş çekilse ve ben oynasam" derdim. Demek ki kalbimden öyle bir geçirmişim ki böyle bir şey oldu."Kızılelma", "Kurtlar Vadisi"ne benzetildi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?Bana çok iki çok farklı. Ama iki dizi çok bıçak sırtı bir konuyu işlediği için ezber bozdu. Ezber bozan iki dizi olduğu için birbirine benzetilmiş olabilir...
Zeynep Makedonya göçmeni, Mit ajanı olacak. Çok cesur, inatçı, çok renkli bir karakter. Ne olursa olsun ideallerinden asla vazgeçmeyen biri. Şu anda çok ciddi ve mesafeli gibi gözükse de zamanla açılacak. Karakterleri yeni yeni tanıyoruz. Zeynep'in neden böyle olduğunu ilerleyen zamanlara göreceğiz."Zeynep"le "Murad" arasında bir aşk doğacak gibi...Evet öyle bir şey olacak. Ama ben bunun mümkün olduğunca yavaş gitmesi taraftarıyım. Çünkü gerçekten espriler çok samimi. Bizdeki aşkın gidişatı diğer dizilerden daha farklı, daha gerçek.Zorlandığınız sahneler oldu mu?Zeynep'in işkence gördüğü sahneye çok çalıştım. Benim için çok zorlayıcı sahnelerdi. İnternette işkence videolarını izledim...
Çok iyi bir uyum yakaladığımızı düşünüyorum. Sette çok eğleniyoruz. Zeynep ve Murad'ın atışmalarıyla kendi aramızda şeker bir iletişimimiz oldu...
İlk başlarda oldu. Hatta beni en çok zorlayacak şey buydu. Daha önce kick box dersi aldım fakat bunun profesyonelce nasıl yapıldığını bilmiyordum. Bunun şimdi eğitimini almaya başladım. Dövüş sahneleri için kareografi çalışıyoruz. Mesela silah tutmayı, kullanmayı öğreniyorum. Daha önce elime hiç silah almadım, bu kadar ağır olduğunu bilmiyordum...
Saçlarımı kızıla boyattım. Bu renge boyattıktan sonra annem bana "Kızılelmam" diyor. Aslında hala bu renge alışamadım eski rengimi özlüyorum. Ama ekranda çok güzel duruyor. Bir ajanı canlandırdığım için daha fit olmam gerekiyor. Onun için biraz kilo verdim, spora devam ediyorum...
Evet şarkı söylemeyi çok seviyorum. Zaten "Sersefil" adlı bir müzikalde oynuyorum. Dizinin, filmin yanında şarkı söylemeyi sevdiğim için bir yandan da buna devam ediyorum. Bana sahneyi sevdiren müziktir. Çünkü müzikal bölümü okudum. Kendimi sahnede olduğumdan çok farklı ve çok daha iyi hissediyorum. Özellikle şarkı söylerken bambaşka bir enerji geliyor...
Tiyatroya ve filme zaman ayırmaya çalışıyorum. Bir şekilde hepsine yetişmeye çalışsam da çok zorlanıyorum ama müzikalde sahneye çıktığım zaman bütün yorgunluğumu atıyorum.Biraz sinema filminizden bahseder misiniz?Filmimizin adı "Saklı", Selim Evci çekiyor. Festival filmi olacak. Türkü Turan, Settar Tanrıöven, İlhan Şeşen'le birlikte oynuyoruz. İlhan Şeşen babam rolünde. Çekimlere güzel başladık. Çok güzel bir hikayesi var. Baba kızın ilişkisinden gelişen bir durumu anlatan gerçekten saklı bir hikaye.İleride albüm yapmayı düşünür müsünüz?Düşünüyorum ama şu anda değil. Her şeyin bir zamanı var. Şimdilik oyunculukta bir kariyer yapmak istiyorum ve bunun için her gün kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Yazın yurt dışında eğitim almayı düşünüyorum...
İnsanın severek yaptığı bir işte mutlaka başarılı olacağına inanıyorum. Bende başarılı bulunuyorum ki tercih ediliyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Çünkü beğenilmek çok güzel bir şey. Böylece motivasyonum daha çok arttırıyor ve yeni şeyler yapmak istiyorum...
Bütün samimiyetimle söylüyorum kendimi izlemeye tahammül edemiyorum. İzlemeyi bırakın daha sahnenin çekimini tamamladıktan hemen sonra kendi içimde daha iyisini yapabilirdimin savaşını veriyorum. Çünkü daha iyisini ve farklısını yapabileceğimi biliyorum..."6 AY HOSTESLİK YAPTIM""Su ve Ateş"in kariyerinize nasıl bir etkisi oldu?"Su ve Ateş" benim için çok özel bir film. Çünkü ilk sinema filmim. Kariyerim anlamında tabii ki çok olumlu etkisi oldu. "Suskunlar"dan sonra en çok dikkat çektiğim yapım. Bu sayede iş teklifleri konusunda seçeneklerim arttı. Mesleki anlamda dönüm noktanız nedir?Kimse bilmez bunu, 6 ay THY'de hosteslik yaptım. İlk girişimde üniversiteyi kazanamamıştım iş arıyordum. Anneannem bir gün elinde gazeteyle geldi hostes ilanını gösterdi. Hiç aklımda yokken hostesliğe başladım. Ama en büyük hayalim müzikle ilgili bir şey yapmaktı. Oyunculuk ve tiyatro üzerine bir şey yapmak da hiç aklımda yoktu. İstanbul Üniversitesi'nde Müzikal bölümüne girip sahneyi orada sevmem benim için dönüm noktasıydı...
Osman Ağbey’le (Sınav) görüştüğümüz bir sırada bu tarz bir kahraman hikayesinde onunla çalışmak istediğimi söylemiştim. O zaman projenin ana hatları belli değildi. Bir sonraki görüşmemizde ise böyle bir projesinin olduğunu, netlik kazandığını ve bu konuda bana güvendiğini söyledi. Zaten hikayeyi ve karakteri anlattığında çok etkilendim. Birlikte çalışmaya başladık...
Evet, içimden "Bir an önce o gün gelsin ve başlasın" dediğim bir roldü. Murad Altay gibi bir adamı üzerine giyinebilme duygusu bile çok mutluluk verici bir şey. Aksiyon anlamında Türkiye'de daha az iş yapılıyor. Bu sebeple dizinin aksiyon olması benim için çok önemliydi...
Murad'ın kendine has özellikleri var. Ailesi yok. Amcasının yanında, onun desteğiyle büyümüş. Kavgacı bir yapıya sahip, fazla arkadaşı olmayan biri. Ama Murad'ın en iyi anlatacak kelime korkusuz ve gözü kara olması. Bu korkusuzluk ona birazda serserilik getiriyor."Murad"ı canlandırırken zorlandığınız yerler oluyor mu?Hangi rolü canlandırırsan canlandır, aynı zamanda aynı ruh halinde olamazsın. Hem Furkan, hem Murad aynı ruh halinde olamaz. Yorgun olduğum zamanlarda Murad'ın o enerjik halleri biraz daha konsantrasyon ve özveri isteyen sahneler...
"Kurtlar Vadisi" Osman Sınav'ın yapımcılığını üstlendiği, iki sezon yönetmenliğini yaptığı bir aksiyon projesi. İki dizinin çıkış noktası aynı. Polat Alemdar ve Murad Altay'ın vatanı bir adım öne taşımak adına yaptıklarıyla benzer yönleri var. Ama "Kurtlar Vadisi" bir mafya dizisi ve öyle başladı. Ama Murad Altay bir Mit ajanı olduğu için çok farklı. "Kurtlar Vadisi"nin devamı gibi görülmesine katılmıyorum. Biraz daha Mit'in bünyesinde, teşkilatın gördüğümüz kısmı değilde, arka tarafında neler olduğunu anlatan bir dizi. "James Bond", "Indiana Jones" ve "CIA" gibi dizimiz yoktu ama artık var.İlk dört bölümün geri dönüşleri nasıl oldu? İlk bölümün beklentisi büyük olur. Çok güzel yorumlar aldım. Aldığım yorumlar beni daha da motive etti. Şu anda daha güzel bölümler çekebilecek mutluluk ve keyife sahibim. "Murad" ve "Zeynep" arasında nasıl bir ilişki olacak?Zeynep ve Murad'ın arasındaki o bağ yavaş yavaş kurulmaya başlandı. İki zıt insanın birbirlerine olan zaafları ortaya çıkıyor. Bu Zeynep ve Murad'ın ileriki bölümlerde daha da yakınlaşacağının ipucu. Zeynep ve Murad'ın mesleki görevlerinin etkisiyle aşklarını devam ettirmeleri zaman zaman kavgalara neden olacak. Vatan uğruna bir şeyler yapmaya çalışan iki insanın aşkının zorluklarını seyirciye zaman zaman göstereceğiz.
Şuan düşünme aşamasında olduğumuz bir proje var. Kızıl Elma'yla ilgili bir sinema projesi yapabiliriz diye konuştuk. Ama zamanı ve detayları ne olur onu bilemiyorum. Beyaz perdede yer almak benim için çok önemli. Bu yüzden ilk sinema filmimle nokta atışı yapmak istiyorum.
Boş olarak geçirdiğim sadece tek günüm var. Bunud a spor yaparak, özel işlerimi halletmek adına kullanmaya çalışıyorum. Ailemle, arkadaşlarımla zaman geçiriyorum.Aynı zamanda Radyo, Tv ve Sinema üzerine yüksek lisans yapıyorsunuz. Özellikle neden bu bölümü seçtiniz?Kamera önünde olduğunuzda arkasında da neler oluyor görebiliyorsunuz. Bende kamera arkasında ne olup bitiyor biliyorum. Ama pratikte yaşadığım şeylerin birde teorik kısmını alabilmek adına böyle bir şey yaptım.
Anlaşmalı olduğum firmaların çekimlerini yapıyoruz. Ama defilelere çıkmayalı çok uzun zaman oldu. Modellik yarışmada, mazide kaldı. Şuan tamamen oyunculuğa yöneldiğim. Best Model Of Turkey'den önce tiyatro eğitimi almış ve bu işi profesyonel olarak yapıyordum. Oyunculuk yarışmadan sonra karar verdiğim bir şey değildi. Aksine yarışmadan çok önce kararını verdiğim bir şeydi.Kariyeriniz için yaptığınız en iyi şeyin ne olduğunu düşünüyorsunuz?Bugüne kadar yaptığım her şeyin bana ufak ufak katkıları vardır. Ama tiyatro sahnesine çıkıp o sahne tozunu yutmak bana çok şey kazandırdı. Heyecanımı dizginledi, güvenimi arttırdı, ileriyi daha net görmemi sağladı.
Bence bu kızların tercihleriyle ilgili. Onlar için modellik ağır bastı ki o tarafta yürümeyi tercih ettiler. Erkek modellere kıyasla, kadın modellerin yaptığı işlerin sayısı daha çok. Erkek modeller ayda iki defileye çıkarken, kadınların iş imkanları daha fazlaydı. Modellik yaparak Türkiye'de geçinmek çok zordur. Kadınlar defilelerden ve katalog çekimlerinden daha çok gelir elde ettikleri için orada devam etmeyi tercih etmiş olabilirler.