17.09.2020 - 12:35 | Son Güncellenme:
AA
Ankara'nın Polatlı ilçesinde toz fırtınası meydana geldi. Fırtına nedeniyle gökyüzü karanlığa büründü. Toz bulutu nedeniyle zifiri karanlıkta kalan Polatlı'nın bazı yerlerinde elektrik ve telefon hatlarının kesildiği öğrenildi.
Düzce Üniversitesi (DÜ) Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Yıldız, kum fırtınalarına karşı bitkilendirme yaparak, önlem alınabileceğini bildirdi.
Yıldız, AA muhabirine, son 50 yıldır tarımdaki makineleşmenin İç Anadolu'da bitki örtüsünü tahrip ettiğini ve kum fırtınalarını hızlandırdığını belirterek, kum fırtınasının temel sebeplerinin kapalı havza şekli, kurak iklim, coğrafi yapı olarak geniş düzlüklerin olması, rüzgarı engelleyecek bir yapı bulunmaması ve insan tahribatı olduğunu ifade etti.
Kum fırtınalarının oluşumundaki insan faktörüne de değinen Yıldız, şöyle devam etti:
"İç Anadolu küçükbaş hayvanın yoğun otlatıldığı bir yer. Özellikle ovada ağaç yetişmiyor. Az bir yerde dere kenarlarının dışında genel olarak bozkır dediğimiz cılız bitki örtüsü var.
Bu cılız bitki örtüsü toprağı böyle üst tabakada az bir kısımda tutuyor. Özellikle 1950'li yıllardan sonra makineli tarımın artmasıyla bu bitki örtüsüyle mera alanları ile çok geniş düzlüklerde toprağı koruyan bitki örtüsü tahrip edildiği için bu rüzgar erozyonu hızlandı."
İç Anadolu'nun bitki örtüsü ve su kıtlığı açısından kırılgan bir ekosistemi bulunduğuna işaret eden Yıldız, küresel ısınmanın, dolaylı da olsa kırılgan ekosistemlerde kum fırtınası oluşumuna etkisi olduğunu kaydetti.
Yıldız, kum fırtınasının olacağını hatta şiddetleneceğini vurgulayarak, "Bu alanları biraz daha ormanlaştırmamız lazım. Buradaki orman alanları yüzde 1 civarında. Düzlük alanlarda bitkilendirme yapmazsak, giderek artan bu toprakların hem bitki örtüsü bakımından sıyrılması hem de giderek daha da kuru hale gelmesi, bu tür toz fırtınalarını önümüzdeki yıllarda çok daha şiddetli bir şekilde görmemize neden olacak." diye konuştu.
Prof. Dr. Yıldız, bitki örtüsünün korunmadığı takdirde kum fırtınalarının, düz ve geniş alanlarda şiddetli bir şekilde etkili olacağı uyarısında bulundu.
Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram, dernekten yapılan yapılan yazılı açıklamada, dünyanın, fosil yakıtların artması ve atmosfere salınan karbondioksit başta olmak üzere diğer sera gazlarının artışı nedeniyle sıcaklık artışı, buzulların erimesi, kuraklık, çölleşme, sıra dışı doğa olayları ve küresel iklim felaketleriyle karşı karşıya kaldığını ifade etti.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünce hazırlanan "2019 Yılı İklim Değerlendirmesi Raporu"nda, 935 şiddetli yağış-sel, fırtına, yıldırım, şiddetli kar ve heyelan gibi gelişmeyle "ekstrem hava olayları"nın en fazla yaşandığı yıl olduğunun belirtildiğini aktaran Bayram, şunları kaydetti:
"Ülkenin 2019 yılı ortalama sıcaklığı 14,7 derece olurken, söz konusu yıl 1971'den bu yana ölçülen en sıcak 4'üncü yıl olarak değerlendirilmiştir. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün bugün Şırnak, Siirt, Mardin, Antalya, Manisa, Aydın ve Balıkesir'de 3 gün sürebilecek kum fırtınaları uyarısı ve geçen hafta sonu Ankara’da görülen kum fırtınası da değişen iklim krizinin bir sonucudur."
Bayram, kum fırtınalarının meteorolojik olaylar olduğunu ve dünyanın birçok bölgesinde sıklıkla meydana geldiğini belirterek, şu bilgileri paylaştı:
"Kum fırtınaları, tozun uzun mesafeli taşınmasının ana kaynağıdır, hava kirliliği ve çeşitli sağlık sorunlarına neden olur. Bu nedenle, kum fırtınasına maruziyetten kaçınılması sağlanmalıdır. Kum fırtınaları, kıtalar arasında dolaşan çeşitli toz ve biyolojik parçacıkları taşır. Birincil kirleticiler doğrudan atmosfere salınırken, ikincil kirleticiler atmosferdeki diğer kirleticilerle kimyasal reaksiyonlardan üretilir. Kum fırtınaları, tozla ilişkili biyolojik parçacıkların uzun mesafeli dağılımını kolaylaştırır."
Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Nilüfer Aykaç da mikro-biyolojik organizmaların kum fırtınasında hayatta kaldığına işaret etti.
Kum fırtınası tozunun bakteri, mantar, polen, toz ve virüs benzeri parçacıklar içerdiğini ve solumakla da önce üst hava yolları, sonrasında alt hava yolarını etkileyerek akut etkilerle sistemik dolaşıma geçerek kronik etkiler oluşturabildiğini anlatan Aykaç, şöyle devam etti:
"Kum fırtınasına maruziyet öksürük, burun akıntısı, hırıltı, akut astım atağı, gözde tahriş/kızarıklık, baş ağrısı, vücut ağrısı, uykuyla ilgili ve psikolojik rahatsızlıklara neden olur. Bu etkiler maruz kalmanın süresiyle artış gösterir. Özellikle rinit, kronik bronşit ve astım gibi altta yatan solunumsal hastalığı olan kişilerde bu dönemde hastalıklarında alevlenme ortaya çıkabilir.