Bölge halkıya 800 kuruşa anlaşan Nikola efendi kasabayı cadılar temizleyeceğini söyledi. Tırnova kadısı Ahmet Şükrü Efendi, Nikola Efendi ve bölge halkı mezarlığa doğru yola çıkarak cadıların yattığı mezarları belirleyecekti.
Nikola Efendi yanında resimli bir tahta getirmişti ve bu tahtayı parmağına takarak çevirmeye başladı. Tahtanın yönü hangi tarafta durursa doğru mezarın o olacağına inanıyorlardı. Çevrilen tahtayla 2 mezar tespit edilmişti. Bu mezarlar Yeniçeri ocağından Tetikoğlu Ali Alemdar ve Abdi Alemdar'a aitti.
Bu iki kişi yaşarlarken soygun, gasp, yaralama, cinayet ve daha bir sürü suçlardan bölge halkına da terör estirmişlerdi. Mezarlar açılmıştı... Yeniçerilerin cesetlerinin bozulmadığını gören halk korku ve endişeye kapılmıştı. Gözleri açık ve cesetlerin ise biraz daha büyüdüğü görülmüştü. Korkarak bedenleri mezarlardan çıkarıldı.
Nikola Efendi kasabaya musallat olan ruhların defedilmesi için cesetlerin karınlarına kazık çakmanın ve kalplerinin kaynar suda haşlanmasının gerektiğini belirtti. Söylenen yapıldı ama Tırnova'da yaşananlar hala devam ediyordu. Bunun üzerine Nikola cesetlerin yakılmasını söyledi.
Etraftan toplanan çalı ve çırpıyla yakılan cesetlerin külleri mezarlara gömüldü. Tırnova halkı cadıları yok etti ve o geceden sonra her hangi bir olay yaşanmadı. Tırnova kadısı Ahmet Şükrü Efendi'nin İstanbul'a gönderdiği resmi yazıda olaylar aynen bu şekilde yer almıştı. Devletin yayın organı olan Takvim-i Vekayi gazetesinin 5 Eylül 1833 tarihli sayısında yayınlandı.