Gündem 23 yıllık karanlığın perde arkası

23 yıllık karanlığın perde arkası

07.03.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

7 Mart 1990... Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç 7 kurşunla ‘faili meçhuller zincirine’ hain bir saldırıyla dahil oldu. Yeditepe Üniversitesi öğrencileri, hazırladıkları belgeselle aradan geçen 23 yılda karanlık suikastin neden çözülemediğini irdeliyor

23 yıllık karanlığın perde arkası

Uğradığı silahlı saldırı sonucu 23 yıl önce yaşamını yitiren Hürriyet gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç, Yeditepe Üniversitesi öğrencilerinin hazırladığı belgeselle anılacak. Aradan geçen 23 yılda karanlık suikastın neden çözülemediğini irdeleyen belgeselde, Emeç’in gazetecilik serüveni ve ailenin suikast sonrası yaşadıkları anlatılıyor.
Babıali’nin ‘Tiraj ustası’ lakaplı gazetecisi Çetin Emeç, faili meçhuller zincirine sıkılan 7 kurşun ile 7 Mart 1990’da dahil oldu. İşine gitmek üzereyken şoförü Sinan Ercan’la birlikte öldürülen Emeç, terörün 90’lı yıllarda hedef aldığı aydınlardan biriydi. Karanlık güçler tarafından katledilen o isimler toplumun hafızasından hiç silinmedi. Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri de katledilen aydınları “Faili Meşhur” adlı belgesel serisiyle hatırlıyor. Serinin ilk dört belgeselinde, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Hrant Dink ve Ahmet Taner Kışlalı suikastları öğrencilerin gözüyle perdeye yansıdı. Serinin 5. belgeseli olan Çetin Emeç belgeseli de bugün Yeditepe Üniversitesi Kampüsü’nde gösterilecek.

Kim yaptı belli değil
Belgeselde Emeç’in eşi Bilge Emeç, kızı Mehveş Emeç ve oğlu Mehmet Emeç suikastı ve sonrasında yaşadıklarını anlatıyor. Birlikte çalıştığı meslektaşları da Emeç’in gazetecilik serüvenini paylaşıyor. Belgesel için öğrencilerle biraraya gelen Bilge Emeç, 23 yıllık acısını şu sözlerle özetliyor: “Her sabah gözümü açtığımda yanıma bakıyorum Çetin var mı, yok mu... Düşünün birileri geliyor, senin canını alıyor gidiyor. Ne olduğu belli değil. Etraftan ah ah, vah vah o kadar. Kim yaptı, ne oldu hiçbir şey belli değil. Sen acınla baş başa kalıyorsun.”
Baba Çetin Emeç’i anlatan Mehveş Emeç de belgeseldeki röportajında yetkililerin suikastın aydınlatılması için gerekli özeni göstermemesinden yakınıyor. Mehveş Emeç, “Dönemin siyasileri, İçişleri Bakanı olayın olduğu akşam eve geldi ve ‘Olay nerede olmuş’ diye bir soru sordu. Oysa ki sabah 09.00’da saldırı gerçekleşmişti. Ancak akşam bu soruyu sorma gereğini hissettiler” diyor.

‘Hedef gösteren yayınlar’
Belgeselde tanıklıklarını anlatan isimlerden biri de Emeç’in kız kardeşi gazeteci Leyla Tavşanoğlu. Ağabeyinin bir dönem hedef gösterildiğini ve ardından öldürüldüğünü söyleyen Tavşanoğlu, “Şeriatçılıkla çok uğraşırdı. İran’ın Türkiye’ye kendi İslam devrimini ihraç etmesiyle çok ilgiliydi. Bir takım şeriatçı basınla uğraştığını biliyorum hatta Akit gazetesinin o dönem Çetin’i hedef gösteren yayınlar yaptığını hatırlıyorum” sözleriyle ağabeyinin neden hedef olduğunu anlatıyor. Belgeselde, suikastın görgü tanığı Emeç’in yeğeni Doğan Gezgin de yer alıyor. Emeç’in aldığı tehditlerin tanığı asistanı Nebahat Ercan da tehdit mektuplarını hatırlatıyor.

‘Kimse tuğlayı çekmedi’
Belgeselde 90’lardan bu yana ana akım medyada gazetecilik yapmış 7 gazeteci de Emeç’i ve Türkiye’deki gazetecilik suikastlarını anlatıyor. Gazeteci Umur Talu o dönem gerçekleşen suikastlarla ilgili olarak “Kahramanmaraş, Çorum olayları, TİP’lilerin öldürülmesi, Beyazıt’ta patlayan bombalar, 1 Mayıs, Ecevit’e suikast girişimleri... Bunların hepsi bir demettir ve Türkiye bu demeti anlayabilseydi 80’leri çok farklı bir şekilde yaşardı. Ama hiç kimse tabi ki bu tuğlaları çekmek istemedi. Mehmet Ağar’ın dediği gibi ‘Bir tuğlayı çektiğinde her şey çöker’. Hâlâ da Türkiye kendini tanımadı bu açıdan” diyor.

Tanju, Emeç’i anlattı
Belgeselin konuklarından biri de Babıali’nin duayen isimlerinden gazeteci ve yazar Sadun Tanju. 21 Ocak 2013’te yaşamını yitiren Tanju son röportajında Emeç’i anlatıyor. Tanju bir dönem soğuk baktığı Emeç’le ilgili şunları söylüyor: “Sol tandansım dolayısıyla Çetin Emeç’e karşı soğuk bir tavrım vardı. Çünkü babası Selim Ragıp Emeç o zaman Demokrat Parti’yle paralel yayın yapan bir gazeteciydi. Ben de çocuğunun ona yakın düşüncelerde olabileceğini düşünüyordum. Halbuki tam tersi çıktı. Bütün çocukları kız kardeşi Leyla da, diğer erkek kardeşi Aydın da yayın hayatına ilerici bakan sol tandanslı insanlar olarak geçtiler.”
Öğrencilerin hazırladığı belgesel şu sözlerle sona eriyor: “Tetikçi ceza alsa bile cinayetin arka perdesindeki güçler bulunamaz. Düşünceleri ve yazdıkları yüzünden insanları öldürmek ve bu cinayetleri aydınlatmamak demokrasi ve özgürlüğe kurşun sıkmaktır...”

Haberin Devamı

23 yıllık karanlığın perde arkası

Çetin Emeç, Milliyet gazetesindeki bir yazı işleri toplantısında Doğan Heper ve Mehmet Barlas’la birlikte aynı masada gündemi değerlendirirken.

23 yıllık karanlığın perde arkası

Emeç’in Hürriyet gazetesi yıllarından bir yazı işleri toplantısı.
Masada Nezih Demirkent, Metin Toker ve Oktay Ekşi de yer alıyor.

23 yıllık karanlığın perde arkası

Belgeselde Emeç’in gazetecilik serüveni ve suikast sonrası yaşananlar anlatılıyor.

Emeç anılacak
Uğradığı silahlı saldırı sonucu 23 yıl önce hayatını kaybeden Hürriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç, bugün saat 10.00’da Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen törenle anılacak.

23 yıllık karanlığın perde arkası

Yeditepe Üniversitesi’nde Gazetecilik ve Radyo Televizyon Sinema bölümleri öğrencileri belgeselde ortak bir çalışmaya imza attı.

Haberin Devamı

‘Faili meçhul’ değil o bir ‘faili meşhur’
Gazeteci suikastlarını içeren belgesellerin 3’ü Boyut Yayınları tarafından kitaplaştırıldı. Belgeselin ismi de Boyut Yayınlarının Genel Yönetmeni Bülent Özükan’a ait. Özükan neden faili meşhur ismini seçtiğini şöyle açıklıyor: “Bir cinayetin katledeni bulunmamışsa ‘faili meçhul’ olarak kayıtlara geçer. Faili meçhul cinayetlerde, cinayet yöntemleri ile hedef seçilenler benzer özellikler taşıyorsa, bir süre sonra fail kolay tahmin edilir. Ve artık faili meşhurdur.”
Yeditepe Üniversitesi Gazetecilik ve Radyo Sinema Televizyon bölümlerinin ortak yapımı olan belgeselin Gazetecilik Bölümü proje danışmanlığını Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak yaptı. Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nün proje danışmanlığını ise öğretim görevlisi Fikri Kekilli üstlendi. Koordinatörlüğünü Yrd.Doç.Dr. Feryade Tokan’ın yaptığı belgeselin yönetmeni Merve Keser, kameramanı Tolga Güler, araştırmacısı Zeynep Korkmaz, metin yazarı ise Damla Yur.