Gündem27 Mayıs Günlükleri - ‘Biz asıl kendi içimizde çürüdük’

27 Mayıs Günlükleri - ‘Biz asıl kendi içimizde çürüdük’

01.02.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Samet Ağaoğlu, cezaevinde kaleme aldığı günlükte soruyor: Bizi asıl yıkan ne oldu? Hangi kusur, hangi günah bu sonucu hazırladı? Memleket için ölesiye çalışmak gayesini inkâr asla mümkün değil, eserler göz önünde! Hürriyeti mi kaldırdık? Hayır. Asla! Biz asıl kendi içimizde çürüdük, asıl kendi öz mayamızda, öz ruhumuzda çözüldük!

27 Mayıs Günlükleri - ‘Biz asıl kendi içimizde çürüdük’

Cezaevinden geriye kalanlar...
Hacettepe Üniversitesi’nden Dr. Gülay Sarıçoban’ın yayına hazırladığı “Yassıada, Kayseri ve Toptaşı Cezaevi Günlükleri”ni yayımlamaya devam ediyoruz. Yakında Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkacak olan günlükler; Samet Ağaoğlu tarafından Yassıada, Kayseri ve Toptaşı cezaevinde kaleme alındı.
Günlükler bir bloknota yazılı, toplam 13 defterden oluşuyor. 15 Kasım 1960 tarihinde başlayıp 30 Haziran 1964’te sona eriyor. Günlükler cezaevlerinde çok erken saatlerde yazılmış.

Haberin Devamı

‘İsmet Paşa birçok kimseden öç alıyor!’
06.01.1961 Cuma SAAT 05.00
Dün hava almaya çıkardılar. Arkadaşlar iyi ve metin! Kurucu Meclis’te İnönü ve Yusuf Kemal’den [Tengirşek] başka Milli Mücadele’den kimse yok. Hâlbuki Ali Fuad Paşa [Cebesoy], Rauf Bey [Orbay], Hamdullah Suphi [Tanrıöver] hayattalar! İşte böylece İsmet Paşa yalnız bizden değil, daha birçok kimselerden öç alıyor! Büyük ibret devresi ile dolu manzara!

27 Mayıs Günlükleri - ‘Biz asıl kendi içimizde çürüdük’

‘Ethem Menderes dedikodu için karısına koşardı’
9.01.1961 Pazartesi SAAT 05.00

Şu Ethem Menderes nasıl adammış yarabbi! Evvelki gün Topkapı hadiseleri davasında hatıra defterinden sahifeler okunuyor. İsmet Paşa’ya karşı Ankara’da da gösteri yapılmalı teklifini defterine yazdıktan sonra “Balkan komitacılığı zihniyeti” birtakım cümleler ilave ediyor. Reis soruyor: Kimi kastediyorsunuz? Cevap veriyor: Dâhiliye vekilini! Reis haklı olarak dayatıyor! Ethem’in karşılığı şu: “Daha yukarılara çıkamam.”
Bir ölünün üstüne her günah, kolayca atılır! Bu adam ne hükümette ne başka yerde hiçbir gün tek bir kelime ile işleri tenkit etmedi. Biz samimiyetle dövüşürken, fikirlerimizi söylerken o put gibi oturur, sonra dedikodu yapmak için karısına koşardı. Şimdi öğreniyoruz ki tenkitlerini hatıra defterinde yapıyormuş. Büyük cesaret!

Haberin Devamı

27 Mayıs Günlükleri - ‘Biz asıl kendi içimizde çürüdük’

‘Bayar dün de sağlam konuşmuş’
10.01.1961 Salı SAAT 05.00

Adnan Bey, Kayseri olayları davasında da çok zayıf. Aşağı yukarı “Grup şiddet tedbirlerine taraftardı, ben değildim” diyor! Evet, grupta birçok defa “her şeyi beraber yapıyoruz, siz ne isteseniz ben onu yaparım, yumuşak politika mı? En iyisini ben yaparım, sert hareketmiş onu da benden iyi becerecek kimse yok! Ben sizin keskin kılıcınızım” diyordu! Amma “şiddet tedbirlerini istemiyordum” sözü asla doğru değil! Yazık Adnan Bey’e! Bu hale düşmemeliydi! Ona karşılık Bayar dün de sağlam konuşmuş, açık ve merdanedir. Yeşilhisar hadiseleri için “Ben isyan telakki ettim ve hükümeti ikaz ettim” diyor.

‘Parlak bir asker olamadı’
11.01.1961 Çarşamba SAAT 05.30

Kazım Orbay, Kurucu Meclis reisi oldu. Namuslu bir adamdır. Babamın yakın dostu idi. Enver Paşa’nın yaverliğinden ve enişteliğinden başlayan hayatı temiz, hayret edilecek kadar nazik, gerçi tek kusuru çekingen oluşu idi. Bunun içindir ki en yüksek derecelerine geldiği halde parlak bir asker olmadı. Oğlu Haşmet’in malum hadiselerinden sonra itibarını kaybetti, maddi ve manevi çöküntü içinde emekli olarak galiba İstanbul’da bir köşeye çekildi. Enver Paşa’nın kızkardeşi olan karısı fazla parlamamasının sebeplerinden biridir. Kaderin cilvesine bakın şimdi 80 yaşında Kurucu Meclis’in başı oluyor. Bu onun İsmet Paşa’ya sadakatinin karşılığıdır.

Haberin Devamı

‘27 Mayıs büyük sosyal hareketin ilk kımıldanışı’
17.01.1961 Salı SAAT 05.00

Acaba bazılarının sandığı gibi bu neticeyi önlemek mümkün müydü? 27 Mayıs yalnız hatalarımızın eseri midir? Şimdi kafamızı dolduran düşünceler ne kadar doğru? Sorular içinde bunaldığım zamanlar oluyor! Aklım kadar hissim de 27 Mayıs’ın büyük bir sosyal hareketin ilk kımıldanışı olduğu kanaatine doğru götürüyor beni. Atatürk’ün ölümünden beri başlamış devrim hadiseleri, 27 Mayıs’ın icra tarzı, sonraki hızlı değişmeler bir arada tetkik edilirse 27 Mayıs’ta bir ihtilalin ancak başladığını kabul etmeli. Evet, bu bir başlangıçtır. Allah sonunu hayırlı etsin. Bu duayı içim ürpererek yapıyorum.

Haberin Devamı

‘Kabiliyetleri var fakat manyak!’
29.01.1961 Pazar SAAT 05.00

Rüyalar, rüyalar, rüyalar! Acaba onlar da olmasa ne ile avunacaktık! Gönlümüzün arzularına, aklımızın vehim ve endişelerini, hemen arkalarından bunları silip süpüren güzel, aydınlık ümitler rüyalarla şekil alarak bize beklemek, sabır etmek kuvvetini vermeselerdi ne yapacaktık! Bugünlerde, hele bugünlerde içimizde herkes rüyalarını anlatmak için sabahı, yine rüya görmek için akşamı bekliyor! Evvelki gün Koraltan berberde “Atatürk’ü on dört defa gördüm. Dün gece yine beraberdik, bana her şey düzeliyor, merak etme! dedi” diye anlatırken gözleri parlıyordu. Fatin [Rüştü Zorlu] de hep Atatürk’ü görüyormuş! İzzet [Akçal], Hadi [Hüsman], Celal Yardımcı ve en çok bizim Âtıf [Benderlioğlu] çeşit çeşit rüyalar hep aynı ümit kapısına çıkan yollar halinde durmadan görüyorlar, durmadan anlatıyor ve tefsir ediyorlar! Bu tefsirler de çoğu zaman ne kadar çocukça insana hüzün verecek kadar safsatalı.
* * *
Yeni kurulmak istenen partiler galiba birleşiyorlar. Osman Bölükbaşı ise yine idbâre doğru gidiyor! Bu bedbaht bir adamdır. Kabiliyetleri var fakat manyak! Bakalım şimdi neler yapacak.
Adalet fikri, adalet hissi, adalet mefhumu! Bunlar birbirlerinden o kadar ayrı şeyler ki!
Adalet fikri bizim dışımızda bir eşya gibi durmakta. Adalet denilen, insan arasındaki münasebetlerde düzeni tutmaya yarayan birtakım hak ölçüleri!

Haberin Devamı

‘Dünyaya bir daha gelirsem, politikacı olmayacağım’
26.02.1961 Pazar SAAT 05.30

Karmakarışık rüyalar gördüm. Kolum omuzlarımın içine kadar ağrıdı. İşte altıncı defteri de bitiriyorum. Bunları neden yazıyorum bilmem ki. Bir kere bana kalacaklarına güvenim yok. Sonra benim hayata yine çıkacağım ümidim çok az. Bana bıraksalar ben yaşasam bile hatıralar neye yarayacak? Kendi başını kurtarmak için çırpınan insanların en seviyesiz hıyanet hikâyeleri, birbirine girmiş intikamlarını, sabrını, çaresiz akılların şaşkınlıktan yıllarca aynı hükümette yan yana oturanların birbirlerini ele verişleri, asılmak korkusu ile geceleri uykulardan bağırarak uyanmaları, çeşit çeşit rüyalar, çeşit çeşit yorumlar, işte defterlerim bunlardan ibaret. Çocuklarıma aydınlık hiçbir şey öğretmeyecekler. Bunu biliyorum, amma yine yazıyorum. Böylece zaman geçiyor, böylece oyalanıyorum.

Neden aldandım?
Şu defteri bitirirken hazin de olsa bir gerçeği itiraf edeceğim. Siyasi hayatta da aldandım. Hem feci şekilde. Bu aldanış bir ders olamayacak. Neden aldandım? Bunu araştırmaya lüzum yok. Küçük hesaplarla da bunu anlatmak beyhude! Henüz şarklıyız. Adnan Bey perişan, arkadaşlar kafalarını kurtarmanın peşinde, evet bunların hepsi var. Fakat asıl aldanmam kendim üzerinde. Demek ki ben büyük kavga adamı değilmişim, demek ki ben büyük felaketlere dayanamıyormuşum, demek ki ben korkulara da düşebiliyormuşum!
Ne ise, dünyaya bir daha şayet gelmek varsa, elbette politikacı olmayacağım. Amma birinci hayatı hatırlamak şartıyla! Bu hatalarım olmasa bile o zamana kadar dünyanın da, Türkiye’nin de şartları değişmiş olur. Böylece de o sefer aldanmaktan kurtulmuş olurum.

‘Bu Ethem Menderes korkunç bir adammış’
20.02.1961 Pazartesi SAAT 06.00

Ethem’in hatıra defteri yine meydanda. [Rüştü] Erdelhun hakkında yazdıkları okunmuş, “Bu adam ben olmasam ordunun ahlakını bozacak, iltimasçı” diye yazıyormuş. Reis bu defterden çok faydalanacağız, ışık tutuyor, anayasa da konuşacağız, şahıslar hakkında da var diyor. Yarabbi bu adam ne korkunç bir adammış. Defterde şöyle bir yer de varmış: “Adnan Bey, Avni Doğan’a icap ederse Halk Partisi’ni kapatıp seçime öyle giderim” demiş. Adnan Bey bu nasıl olur, ben böyle bir sözü muhalif parti adına nasıl söylerim? diyecek olmuş, reis “En yakın arkadaşınız yazıyor” diye karşılamış. Korktum bu Ethem’den! Alçaklığından, desisesinden korktum.

‘Hasan Âli Yücel ölmüş!’
28.02.1961 Salı

Hasan Âli Yücel ölmüş! Memlekete kendine göre hizmetleri olan bir insandı. Şarklı mizaçla, garplı düşünce arasında bocalamış, bunlardan yine kendine göre bir felsefe tutturmaya çalışmıştı. İnönü devrinde, Maarif Vekilliği koltuğunda bir yandan köy enstitülerini kuruyor, öte yandan devlet reisinin ihtiyar annesine alaturka şarkılar söylüyor, mevlitler okuyordu.
27 Mayıs’tan kıpırdamak ister gibi oldu galiba kendinde takat bulamadı ki yine sessizliğe dalmıştı.

Hangi kusur bu sonu hazırladı?
13.02.1961 Pazartesi

Bazen düşünüyorum, bizi asıl yıkan ne oldu? Hangi kusur hangi günah bu sonucu hazırladı? Memleket için ölesiye çalışmak gayesini inkâr asla mümkün değil, eserler göz önünde! Hürriyeti mi kaldırdık? Hayır. Asla! Her sahada olduğu gibi bu sahada da kusurumuz bize müstebitler sıfatının verilmesine imkân bırakmayacak kadar azdır. Biz asıl kendi içimizde çürüdük, asıl kendi öz mayamızda, öz ruhumuzda çözüldük. Şu aylardan beri sürüp giden mahkeme bu çürüyüş ve çözülüşü bütün çıplaklığı ile ortaya koymakta. İşte yapa yalnız kaldın ortada. Bunun en büyük amili yine sensin. İşte bütün arkadaşların en büyüğünden başlayarak günahları sana yüklüyorlar. Çünkü sen bütün günahları onların sırtına atar, bütün sevapları kendi göğsüne çekerdin. Arada yalnız gün farkı var. Sen dün onlara yaptın, onlar bu gün sana cevap veriyorlar. Amma sen yine onlardan yükseksin, buna şüphe yok. Çünkü Parti olarak memlekete ne iyilik yapıldı ise buralarda senin hissen çok büyük, onlarınki küçüktür, sen memlekete hizmet ve kendi şan ve şöhretin için onların üstüne çıkmağa çalıştın, onlar menfaatler için sana razı oldular!

YARIN
“Öyle anlarım oluyor ki kendimi öldürmemek işten değil”

KEŞFETYENİ
Survivor'dan elendikten sonra Yiğit Poyraz'dan ilk paylaşım!
Survivor'dan elendikten sonra Yiğit Poyraz'dan ilk paylaşım!

Cadde | 03.05.2025 - 07:13

Survivor All Star 2025'e sürpriz bir şekilde veda eden isim Yiğit Poyraz olmuştu. İlk paylaşımını yapan Poyraz'ın 'Usta' ifadesi dikkat çekti.

Yazarlar