Gündem Abdi İpekçi ölümünün 41. yılında anıldı

Abdi İpekçi ölümünün 41. yılında anıldı

02.02.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

Abdi İpekçi’nin kabri başında yapılan anma töreninde kızı Nükhet İpekçi, babasının 1977 yılında yazdığı “İnançlarımın temelinde özgürlükçülük var. Karşıtlarım dahil herkesin özgürlüğünü savunmayı ödev biliyorum” dizelerinin yer aldığı mektubu okudu

Abdi İpekçi ölümünün  41. yılında anıldı

Anmada İpekçi’ye ait 1977 yılından kalma mektubunu okuyan kızı Nükhet İpekçi şunları söyledi:

Uğradığı suikast sonucu 1 Şubat 1979’da yaşamını yitiren Milliyet gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı Abdi İpekçi, dün ölümünün 41’inci yılında Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen törenle anıldı. Mezarlıktaki törene, kızı Nükhet İpekçi’nin yanı sıra Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, Milliyet Gazetesi yazarı Tunca Bengin, Milliyet Gazetesi Haber Araştırma Müdürü Pınar Aktaş, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile İpekçi’nin meslektaşları ve çok sayıda seveni katıldı.

Törende bir konuşma yapan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, “İpekçi’nin 41’inci ölüm yılında da öldürülmesinin ardındaki karanlık ilişkilerin hala ortaya çıkarılmadığına tanıklık ediyoruz. Devlete çağrımızı tekrarlıyoruz. Bu karanlık ilişkilerin ortaya çıkarılması demokrasi açısından da büyük önem taşıyor. Abdi İpekçi gazeteciliğine çok ihtiyacımızın olduğu günlerdeyiz. Abdi İpekçi gazeteciliğini yapmak zorundayız” diye konuştu.

Abdi İpekçi ölümünün  41. yılında anıldı



‘İnançlarımın temelinde özgürlükçülük var’

Haberin Devamı


“Kırk yılı da devirdik, kırk birinci yıla giriyoruz. Kırk kere aynı sözleri söyleyip, aynı hatırlatmaları yaptıktan sonra artık bu yıl sözsüz de durulabilir diye düşünmüştüm. Abdi İpekçi hakikatine hiç uymayan bir bilgi kirliliği vardı. Ve maalesef ailenin müdahilliğini gerektiriyordu. Çünkü öğrendiğim kadarıyla dernekler, konseyler bu konuda bir şey yapamazmış. Kırk yıl boyunca, hayat hikayesinin ve kişiliğinin hakikatini de koruyamadığımız ortada. O alanı bilinçsizce veya vahşice dolduranlar arttıkça Abdi İpekçi, zamanın yarattığı o geniş mesafe içinde, kendinden çok farklı bir şeye bürünmesin diye, hiç olmazsa elli yıllık hayatı elinden alınmasın diye son bir çabada bulunmak istiyordum... 77 yılından kalma bir mektupla Abdi İpekçi’ye kulak da verilebilir: ‘İnançlarımın temelinde özgürlükçülük var. Her şeyden önce bu ilkeye bağlıyım. Karşıtlarım dahil herkesin özgürlüğünü savunmayı ödev biliyorum bu özgürlüğün kötüye kullanılmasına örneğin kendi görüşlerini başkasına zorla, baskıyla empoze etme özgürlüğüne dönüştürülmesine, hele bunu için şiddet yöntemlerine başvurulmasına da kesinlikle karşıyım. Gazetenin yönetiminde, tutumum, inançlarım doğrultusunda oldu. Solcu olmayan, solcular tarafından beğenilmeyen kimselerin de yazılarının yayınlanmasını engellemedim. Haberde de aynı politikayı güttüm. Sola karşı çıkanların demeçlerine ambargo koymadım. İşte bu tutumum beni kendilerinden sayan solcuları deli etti. Bu davranışımı hiç anlamadılar, hiç onaylamadılar ve beni döneklikle, kaypaklıkla suçladılar. Tabii bununla yetinmeyip çok daha ağır isnatlarda bulundular. Halen de bulunuyorlar. Tıpkı sağdaki fanatiklerin yaptıkları gibi. Zaten sağda ya da solda körü körüne angaje olmamış her gerçek aydının kaderi budur: her iki yandan gelen suçlamalara hedef olmak. Ben bunu keşfedene kadar aleyhimde büyük iftiralarla patlak veren suçlama kampanyasından çok etkilenmiştim. Kahrolmuştum. Bir bölüm kışkırtılmış üniversite öğrencisinin aleyhimde toplantılar, gösteriler düzenleyip ‘Çombe Apti’ diye tempo tuttukları günleri hiç unutmam. Zamanla ne yapmak istediğim anlaşılıyor. Bu da bana güven veriyor. Gerçi anlamayanların ya da anlamak istemeyenlerin aleyhimdeki propagandaları sürüyor ama bunlara vicdan rahatlığıyla katlanıyorum.”