Gündem ‘Annesinin yanında mezarı olsun’

‘Annesinin yanında mezarı olsun’

28.07.2019 - 08:29 | Son Güncellenme:

Düzce’de 17 Temmuz’da selde kaybolan iki çocuğu arama çalışmaları devam ediyor. Eşi ve ikiz kızlarından biri ölen, diğer kızı aranan Erkan Kaplan, “Kızımın cenazesinin bulunmasını bekliyorum. Hiç değilse annesinin yanında mezarı olsun” dedi.

‘Annesinin yanında mezarı olsun’

Düzce Akçakoca’ya bağlı Esmahanım ve Uğurlu köylerinde 17 Temmuz’da gece başlayan yoğun yağıştan dolayı sabah taşan dere, evleri de önünde sürükleyerek felakete neden olmuştu. Esmahanım köyünde Nilgün Kaplan, kızları Funda, Sinem, ikizi Sanem ve oğlu Furkan ile Cengiz Töngel, eşi Fatma, oğulları Kaan ve Besir sele kapılmıştı. Yalova’da yatılı okuyan Besir Töngel ile Furkan Kaplan çevredekilerin yardımıyla kurtarılırken, yedi kişi taşan derede kaybolmuştu. Jandarma Arama-Kurtarma (JAK), AKUT, AFAD ile diğer arama kurtarma ekiplerinin 10 gündür yaptığı çalışmalarda Nilgün Kaplan, kızları Funda ile Sanem ve Cengiz-Fatma Töngel çiftinin cansız bedenlerine ulaşıldı. Ama Kaan Töngel (3) ile Sinem Kaplan’ın (7) cesetlerine ulaşılamadı. İki çocuğun bulunması için arama çalışmaları devam ediyor. Büyük bir yıkıma sebep olan sel felaketine şahit olan köylüler ise o geceyi ve taşkının olduğu sabahı unutamadıklarını söylüyor. Köylüler Milliyet’e konuştu.

Haberin Devamı

Yükseğe kaçış

Olayı ağlayarak anlatan köylülerden Beşir Kaplan (70) ilk kez böyle bir sel felaketiyle karşılaştıklarını belirterek, “Dere taşarak sel olunca, dere kenarında evleri olan köylüler yüksek yerlere kaçmaya çalıştı. Erkan Kaplan’ın oğlunun ağaca tırmandığını gördüm. Saatlerce kurtarılmayı bekledi. Eşi ve kızları ise hayatını kaybetti. Cesetleri birbirlerine sarılı halde bulundu. Furkan’ın ağaçta beklerkenki halini unutamıyorum” diye konuştu.

‘Annesinin yanında mezarı olsun’

1954’ten beri ilk kez

Köy sakinlerinden Kenan Kap ise köydeki şanslılardandı. Kenan Kap, “Sel suları benim evime kadar ulaşmadı. Amcamın kızı ve eşinin evi dere kenarındaydı. Dere taştığı zaman üst kata çıktılar. Oradan helikopterle alındılar. Sel suyunun birini aldığını gördüm ama evden çıkamadım. Gözlerimin önünden geçtiler. En son 1954’te sel olmuştu. Ama ilk defa bu kadar büyük bir felaket gördük. Derenin üzerinde yaptırdığım köprü de sel sularıyla birlikte yıkıldı” dedi.

Haberin Devamı

‘Annesinin yanında mezarı olsun’

‘Amca bizi kurtar’

Kaplan ailesinin komşusu Metin Kap, olayı saniye saniye yaşadıklarını ifade ederek şunları söyledi: “Sel çok genişçe, taşarak geldi. Besir Töngel, anne ve babası ile birlikte suya kapılmıştı. Anne ve babası sel sularında kaybolurken Besir ağaca takıldı, ‘Amca bizi kurtar’ diye bağırdı. Ama su o kadar fazlaydı ki aşağıya inemedik. Daha sonra ağaç sayesinde kurtuldu. Biz kendi canımızı zor kurtardık. Suyun hızı hiç yoksa 70-80 kilometre ile akıyordu. Olayı bire bir yaşadık. Bu psikoloji bizi yıktı. Ufak çocuklar korkuyorlar. Hele bu felaket, fındık işçilerinin olduğu dönemde olsaydı daha çok kayıp olurdu. Cehennemi yaşadık burada. O günden beri her gece kâbus görüyoruz. Bazı aileler hâlâ korkuyu üstlerinden atamadı. Geceleri Düzce’ye gidenler var.”

‘Annesinin yanında mezarı olsun’

‘Annesinin yanında mezarı olsun’

‘Annesinin yanında mezarı olsun’

‘Tek isteğimiz kayıpların bulunması’

şini ve iki kızını kaybeden, bir kızı da aranan acılı baba Erkan Kaplan, olay akşamı İstanbul’da olduğunu belirterek, “Kamyon şoförüyüm. O akşam da İstanbul’daydım. Ailemle sadece fındık zamanı köye geliyorduk. Ağaca tırmanarak kurtulan oğlum Furkan kafası yerinde olmadığı için o günü hatırlamak istemiyor. Ben de hatırlatmak istemiyorum, psikolojimiz bozuldu. Çalışmalar devam ediyor. Bir umut bekliyoruz. En azından kızımın cenazesinin bulunmasını bekliyoruz. Annesinin yanı boş, en azından bir mezarı olsun. Şu anda tek istediğim kayıplarımızı bulmak” dedi. Yengesi ve üç yeğeni ölen Nadim Kaplan ise felaket sabahında yeğenlerine cips almaya giderken taşkının meydana geldiğini söyleyerek, “Dönüşte baktım ki afet geliyor. Furkan söğüt ağacına çıktı. Diğerlerinin geçişini sadece seyretmekle kaldık. Kurtarmak için uğraştım ama olmadı” diye konuştu.

Haberin Devamı

AFAD: Ağaç altlarına bakılıyor

AFAD yetkilileri, Milliyet’e arama çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Sahada şu an toplam 700 kişi çalışıyor. Ağaçlar temizleniyor. Çünkü bugüne kadar bulunanların hepsi ya ağacın kökünde ya da ağacın altında bulundu ya da malzemelerin yığıldığı birikintilerde bulundu. Bu alanlarda ağaçlar kaldırılıp kadavra köpeklerine taratılıyor. Oradan bir işaret alınırsa kazılıyor. Şu an Esmahanım köyü çıkışı ile Uğurlu köyü çıkışı arasında yoğun bir çalışma var. Melen çayının çıkışında ise rafting botları ile kıyı taraması yapılıyor. Denizde de sahil güvenlik var. Oradan Melen Nehri’ne girildiği zaman jandarmanın su altı ve su üstü ekibi var. Ara vermeden iki çocuğu arıyoruz.”

Haberin Devamı

Belediyenin zararı 48 milyon

Esmahanım ve Uğurlu köylerinin bağlı olduğu Akçakoca Belediyesi de sel felaketine maruz kaldı. Milliyet’e konuşan Başkan Yardımcısı Yüksel Yılmaz, Akçakoca Belediyesi’nin de 48 milyonluk hasarı olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Köylere gıda ve giysi yardımı yapıldı. Yıkılan yollar da Devlet Su İşleri vasıtasıyla İl Özel İdare tarafından yapılıyor. Köylülere belediye tarafından henüz maddi yardım yapılamadı. Köylüler için en önemli konu barınma ve gıda. Elimizden geldiği kadar yardım yapmaya çalışıyoruz. İlçe olarak kendimiz de mağduruz. Sel felaketinden belediye olarak 48 milyonluk bir hasar tespiti çıkardık. 86 iş makinemizin 40 tanesi su altında kaldı ve çalışamaz vaziyette. Hasar gören üç köyümüze de yardımımızı sürdüreceğiz.”

Haberin Devamı

Ağır hasarlı 47 yapı var

Hasar kayıt tespitlerini sürdüren yetkililer, şu ana kadar acil olarak yıkılması gereken ağır hasarlı 47 yapının olduğunu belirtti. Öte yandan Düzce Valiliği Afet Koordinasyon Merkezi’nin oluşturduğu Kriz Yönetim Merkezi’nin deposundaki erzak, afetten zarar gören köylülere dağıtılıyor.

‘Annesinin yanında mezarı olsun’

‘Dere yataklarını genişletiyoruz’

Düzce Valiliği, Milliyet’e şu açıklamayı yaptı: “Düzce’de sel, su baskını ve heyelanda 262 vatandaşımız helikopterlerle kurtarılmıştır. Tahliye edilen tüm vatandaşlarımız sağlık taramasından geçirilmiştir. Enerji kesintisine uğrayan 24 köyümüze elektrik hizmetleri sağlanmıştır. Sel felaketinden 49 köyümüz zarar görmüştür. 434 bina/iş yerinin zarar tespit çalışması yapılmıştır. Bin 715 çiftçimizin zarar gördüğü tespit edilmiştir. Sel, heyelan ve su baskınından etkilenen ailelerimiz okul pansiyonlarımız ve otellerde misafir edilmiştir. Evinin önünden ayrılmak istemeyen vatandaşlarımıza da çadır verilmiştir. Zarar gören ailelere maddi yardım yapılmaktadır. Böyle bir olayın bir daha yaşanmaması için dere yataklarının genişletilmesi ve temizlenmesi çalışmaları sürdürülmektedir. Vatandaşlarımızın dere yataklarına ev yapmamaları gerekmektedir.”