ASKER TAM KADRO

Varlığı resmi olarak kabul edilmeyen JİTEM’in komutanlığını yaptığı belirtilen ve PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan’ın birçok faili meçhul cinayetin talimatını vermek, bazılarını bizzat infaz etmekle suçladığı emekli Jandarma Albay Abdülkerim Kırca, önceki gün benzer iddiaları içeren haberlerin bazı gazetelerde yer almasından sonra evinde intihar etmişti. Kırca için dün Kocatepe Camii’nde tören düzenlendi.
Törende Kırca’ya, şehit cenazeleri için de tertip edilen “A tipi” protokol uygulandı. Tören öncesi dağıtılan bilgi notunda, Kırca’nın ateşli silah yaralanması sonucu öldüğü belirtildi. Kırca’nın naaşının hemen önünde, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından verilen Devlet Övünç Madalyası, bir kutu içerisinde askerlerce taşındı.
Törene, Kırca’nın eşi Meriç Kırca, kızları Ayça ve Gökçe Kırca, Kırca’nın yakınları ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Aslan Güner, Ankara Garnizonu’ndaki subay ve astsubaylar, gazilerle çok sayıda emekli asker katıldı. Grip olan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu’nun yer almadığı törende hükümeti, İçişleri Bakanı Beşir Atalay temsil etti. Kırca’ya 2004’te madalyasını takan Sezer ise törene katılmadı.

Eşi ve kızları saf tuttu
Meriç Kırca ve kızları, cenaze namazını ön safta kıldı. Törende şehit cenazeleri için uygulanan A tipi protokol uygulandı. Namazın ardından, uğurlama töreni için Kırca’nın yakınları ve komutanlar da Kocatepe Camii’nin önündeki yola geçti.

‘Çapulcular utansın’
Bu sırada gazetecilerle karşı karşıya gelen Kırca ailesinin tepkisi sert oldu. Meriç Kırca’nın, “Onursuz üç beş çapulcu utansın. Çok kahramanlar vardı, teki de oydu, onuruyla gitti benim kocam. Bu vatanı bölmeye çalışıyorlar. Ama bu ülkeyi bölemeyecekler. Kocam, 10 yıl tekerlekli sandalye ile ayakta durmaya çalıştı. Gazi o, gazi. Türk askerine inanmadılar, bir itirafçıya inandılar. Onları kim koruyacak” dediği duyuldu. Kırca’nın kızları da, “O bir şehit” diye bağırdı.
Kırca daha sonra Karşıyaka mezarlığında defnedilirken, eşi ve kızları tepkilerini burada sürdürdü.

Askeri tören
Kırca için “malul gazi albay” olmasından dolayı, A tipi askeri cenaze töreni uygulandı. Bu çerçevede Türk bayrağına sarılı tabut, cenaze namazından sonra askerler tarafından taşındı. TSK’nın bütün unsurlarını temsilen, farklı kuvvetlerden subaylar törende bulundu. Kırca’nın naaşı, Kocatepe Camii’nin alt bölümündeki tören yolunda Org. Başbuğ başta olmak üzere askeri ve sivil protokol tarafından saygı ile selamlandı. Top arabasına konan cenazenin ardından, aile üyeleri ile protokol bir süre yürüdü.

Ailesi, Tuncer Kılınç’ı alkışladı
Ergenekon soruşturmasının 10. dalgasında gözaltına alınıp serbest bırakılan, eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç da katılımcılar arasındaydı. Kılınç, ailesine başsağlığı dilediği Kırca’nın yakınlarınca alkışlandı.
Org. Başbuğ’un bulunduğu bölüme geçerken Kılınç’a, kuvvet komutanları, generaller ve subaylar tarafından selam verildi. Kılınç, Başbuğ ve kuvvet komutanları ile bir süre sohbet etti.
Kılınç’ın, Başbuğ ile selamlaşmaya giderken önünden geçtiği Atalay’ın kafayla selamına karşılık vermediği görüldü.
Başbuğ’un asker selamı vererek saygı gösterdiği gazilerin geçişi sırasında Kırca’nın kardeşi, “Yazın, terbiyesizler. Ağıt düzün, kına yakın, kahramanları görmezsiniz. PKK’yı da bu kadar yazsanız ne olur. Allah için bir de PKK’yı yazın. Kardeşim bak hainler çekiyor. Yarın başka manşetlerde çıkacak. Vatanseverleri öldüre öldüre bitiremezsiniz. Bin tane Kırca daha var. Bölemezsiniz. İyi ki varsınız Başbuğ Paşam. Sayın Bakan iftiracıları yargılayın, itirafçı değil, iftiracı onlar” dedi.
Bu arada, Kırca ailesi adına yazılı bir açıklama dağıtıldı. Açıklamada, şöyle denildi:
“Bazı şer odaklarının yaygınlaştırdığı olumsuz havanın, milletine sadakatle ve cansiperane hizmet etmiş insanları hayatından vazgeçer hale getirdiğinin canlı bir örneği ile karşı karşıyayız. Tek tesellimiz, kahraman silah arkadaşlarının ayakta dimdik bir duruşla sergiledikleri birlik, beraberlik havasıdır.
Bu sorumsuzluk, vatansever duygularla çalışan insanların gelecekte bulunmasını zorlaştırabilir. Unutulmamalıdır ki Kerim Kırca’lar kolay yetişmiyor.”