Gündem Atamalarda ücretli krizi

Atamalarda ücretli krizi

29.11.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:

Bakan Yılmaz, 5 yıl ücretli öğretmenlik yapanlara mülakatla kadro imtiyazı tanınacağını açıkladı. Bu haktan yararlanma şansı doğan yaklaşık 70 bin ücretli öğretmen, uygulamadan memnun Atama bekleyen yarım milyona yakın öğretmen adayı ise karara tepkili. Uygulamanın KPSS’ye girenlere haksızlık olacağını kaydeden eğitimciler de MEB’in bu konuda acele etmemesini istiyor

Atamalarda  ücretli krizi

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın ücretli öğretmenlere mülakatla kadro yolunun açılacağına yönelik yaptığı açıklama atama bekleyen öğretmenlerin tepkisini çekti. Bakan Yılmaz, yaptığı açıklamada ücretli öğretmenlerle ilgili sıkıntı yaşandığını, onların gerçekten mağdur olduklarına inandığını vurgulayarak, “Bir kanuni değişiklik yapacağız. Bizde 5 yıl ücretli öğretmenlik yaparak, öğretmenlik tecrübesini kazanmış kimselere, üç katı kontenjana girme şartı olmadan mülakat hakkı konusunda bir imtiyaz tanıyacağız. Bu da onların uğradığı kaybı biraz giderecektir” dedi. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) aldığımız bilgilere göre eğitim fakültesi çıkışlı olanlara bu hak tanınacak. Ancak Kamu Personel Seçme Sınavı’na (KPSS) giren ve yıllardır atama bekleyen yaklaşık yarım milyon öğretmen adayı karara tepkili.
Türkiye’de toplam 912 bin öğretmen görev yapıyor. Öğretmenlik mesleğinin kadrolu, sözleşmeli ve ücretli olmak üzere çeşitli istihdam modelleri var. Kadrolu öğretmenlerin yanı sıra okullarda 38 bin 631 sözleşmeli öğretmen, Şubat 2017 verilerine göre 63 bin ücretli öğretmen derslere giriyor. Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre 100 bin öğretmen açığı var.
MEB’in açıklamasına atama bekleyen öğretmenlerin yanı sıra sendikalar ve eğitimciler de tepkili. Uygulamayla KPSS’ye girenlere haksızlık yapılacağını belirten eğitimciler, konuyu şöyle değerlendiriyorlar:

‘Strateji Belgesi’ne uyulsun’

İstanbul eski İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey: Öğretmenlik çok önemli bir konu. Ama hep ayaküstü kararlar alınıyor. Pedagojik formasyon alanlar ücretli öğretmen oldu. Sayıları 12 bindi sonra 50 bine çıktı. Büyük şehirlerde çok sayıda eğitim fakültesi çıkışlı olup ücretli öğretmenlik yapan var. Ancak Hakkâri gibi Doğu illerinde durum farklı. Şu an 460 bin atama bekleyen öğretmen bulunuyor. Bunlarla ilgili herhangi bir uygulama yapılmadan hareket edilmesi biraz acele verilmiş bir karar. 2013’te il müdürlerinin, akademisyenlerin, eğitim sendikalarının ve eğitim fakültelerinin katılımıyla Öğretmen Strateji Belgesi hazırlandı.
3-4 ay önce İsmet Yılmaz tarafından imzalanan belgeye göre hareket edilmeli. Bu belgede böyle bir karar yok; öğretmen olacak kişiler hemen atanmıyor, 6 ay bulundukları şehirde oryantasyon eğitimi ve öğretmenlik maaşını alıyor. Cumhurbaşkanı da “nitelikli öğretmene ihtiyacımız var” dedi. Bu işin kaynağı öğretmen.
Ücretli öğretmenlerin kadroya alınacak olması biraz acele alınmış bir karar. Mülakatla öğretmen atamalarının yapılması ise adayları çok mutsuz ediyor. Mülakatın eğitim fakültelerine öğrenci alırken yapılması lazım. Güzel sanatlar, spor akademilerinde olduğu gibi eğitim fakültelerine giren adayların mesleğe uygun olup olmadığı değerlendirilmeli. Eğitim fakültesini bitirmiş öğretmeni mülakatla atamak onu mutsuz eder.

Ücretli öğretmenlik nedir?

Ücretli öğretmenler, verdikleri ders saatine göre ücret alıyorlar ve sigortaları da girdikleri ders sayısına göre ödeniyor. Ders başına aldıkları ücret 12,26 TL. Öğretmenlik yapabilmek için her yıl başvuru yapmak gerekiyor. Eğer, okulda başvurduğu kadroda yer yoksa başka okullara başvuruyorlar. Yıl ortasında kadrolu ya da sözleşmeli öğretmen atandığında, görevine son veriliyor. Tatillerde ücret alamıyorlar ve sigortaları yapılmıyor. Eğitim fakültesi mezunu olma şartı aranmıyor.

Gençler icat çıkaracak

Bu yıl 5.’sinin gerçekleştirileceği Üsküdar Üniversitesi (ÜÜ) Bilim ve Fikir Festivali’nin tanıtımı dün düzenlenen toplantıyla yapıldı. Toplantıya, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, ÜÜ Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın yanı sıra İstanbul, Avrupa Yakası’ndaki liselerin müdürleri ve rehberlik öğretmenleri katıldı.
ÜÜ ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle İstanbul’daki liselere yönelik gerçekleştirilecek festivale, Sağlık Bilimleri, Fen ve Teknoloji Bilimleri ve Sosyal Bilimler olmak üzere üç kategoride başvurular kabul edilecek. 20 Şubat 2018’e kadar başvuruların yapılacağı yarışmanın finali 19-20 Nisan 2018’de olacak. Yarışmada her kategoride birinciye 6.000 TL, ikinciye 4.000 TL, üçüncüye 2.000 TL para ödülü verilecek.
Yetenekler sergilenecek
Gençlerin fikirlerine önem verdiklerini belirten Prof. Dr. Tarhan, “Beyin temelli eğitimde öğrenci severek çalışırsa öğreniyor. Bilgi bu şartlarda kalıcı hale geliyor. Biz de gençlerin öğrendikleri, eğlendikleri bir festival havasında yarışmalarını istedik” dedi. Kişinin önündeki fırsatlar için ihtimal iklimi oluşturmak gerektiğine dikkat çeken Tarhan, bunun da ancak öğretmenin liderliğiyle sağlanabileceğini dile getirdi.
Ömer Faruk Yelkenci ise festivalle öğrencilerin arzu ettikleri şekilde, doğal süreçlerle, öğrenmeyi öğrenerek, eğitimin merkezinde yer alarak, yaparak ve yaşayarak, yeteneklerini sergileme fırsatı yakaladıklarını belirtti. Eğitimle ilgili tartışmaların müfredat ve öğretmen etrafında şekillendiğini dile getiren Yelkenci, şunları söyledi: “Sanki bizim öğretmen kadromuz Mançurya’dan gelmiş gibi, bu ülkenin değeri değilmiş gibi acımasızca öğretmene yükleniyoruz. Öğretmenler o kadar güzel işler yapıyorlar ki… Ellerinden tuttuğunuz zaman, ortaya müthiş bir öğretmen tipi çıkıyor.”
OZAN ÖMER KADÜKER

‘Değişikliğin nedeni açıklanmalı’

İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gülşah Batdal Karaduman: Öğretmenlik gelecek nesillerimize yön verecek bir meslek. Bu konuda sistemli bir plan olmalı. Öğretmen atamalarında çok sık değişiklik yapılmakta. Bu değişiklikler nedenleri ve sonuçlarıyla açıklanmalı. Eğitim fakülteleri öğretmen yetiştiren kurumlardır ve bu kurumlardan mezun olan kişiler öğretmen olarak atanmalı. Çünkü öğrenciler 4 yıllık eğitimleri sürecinde bu meslekle ilgili pek çok ders alıp, uygulama dersleriyle bunları deneyimlerler. O nedenle kadrolara eğitim fakültesi mezunları atanmalı.
Öğretmen atamalarında mülakatla değerlendirme olabilir. Ama mülakatı yapan kişiler doğru seçilmeli. Bu konuda alan uzmanlarının yer almaması büyük bir eksiklik çünkü farkı branşlarda yapılan atamalar için o alanla ilgili uzman kişilerin değerlendirme yapıyor olması gerekli.
Sınavlarla ilgili güvenilirliğin artırılması için sınavlarda video kayıt olmalı. Mülakat gibi bir değerlendirme sisteminin 4 yıllık bir eğitim öğretim sürecinin sonunda değil, başında yani bu eğitime başlamadan yapılması daha doğru olabilir.

‘20 bin kadronun içinde olmamalı’

Eğitimci Alaaddin Dinçer: Bu durum, ilk planda olumlu gibi görünmekle birlikte içinde pek çok soruyu barındırıyor. 2018’de istihdamı öngörülen öğretmen sayısının 20 bin olacağı açıklaması Maliye Bakanı tarafından yapıldı. Öncelikle bu sayı yükseltilmeli. Çünkü atamayı bekleyen 438 bin öğretmen var. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanı öğretmen açığını 100 bin olarak açıkladı. 20 bin atama bu açıkları kapatmaz.
Bu yıl ilçe milli eğitim müdürlüklerinin yüzde 90’ı ücretli öğretmen ilanına çıktı. Bu tablo bize 2017-2018’de yaklaşık 80 bin ücretli öğretmen görevlendirildiğini göstermekte. İlçe MEM internet site incelemelerinde bunu görmek mümkün. 2018’de atanması öngörülen 20 bin sözleşmeli öğretmen kadrosuna, ücretli öğretmenler arasından mülakatla öğretmen atamak işsiz öğretmenlerin ağzına bir parmak bal çalmak anlamına gelmekte. Buna rağmen işlemi olumlu buluyorum. Ancak burada, mülakatta objektiflik, yeterlilik, liyakat ve ihtisaslaşma kriterlerine dikkat edilmeli. Ayrıca öğretmenin KPSS’ye girmiş olmasına mutlaka özen gösterilmeli.

‘Ağızlara bir parmak bal çalınıyor’

Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Orhan Yıldırım: Uygulamayı temelden yanlış buluyoruz. Biz, MEB’de açık bulunan kadrolara, eğitim fakültesi mezun ollarının sorgusuz, sualsiz, atanmalarını talep ediyoruz.
Ücretli öğretmenleri eğitim fakültesi mezunu değilse kadrolu yapamazlar. Bir sınıf öğretmenin atanabilmesi için sınıf öğretmenliği alanından mezun olması gerekiyor. Başka bir alandan mezun olan bir kişi, istediği kadar ücretli öğretmenlik yapsın yasa değişmediği sürece kadrolu atanamaz.
Bakanlık şu anda 100 bin öğretmen açığı var diyor. Diyelim ki bu yıl KPSS’ye girdiniz ve ilk 100 binde branşınız itibariyle yer aldınız ama atanamıyorsunuz. Devlet 10 bin kişiyi atayacağım diyor. 90 bine de isterseniz ücretli girin diyor. Çalışmak zorunda kalanlar mecburen gidiyor. Şimdi de bu kişiler fedakârlık gösterdi, biz bunları ödüllendireceğiz, onları kadrolu atayabiliriz diyor. Yani ağızlarına bir parmak bal çalıyorlar.
5 yıl öğretmenlik tecrübesi için yeterli değil. Bir kişi çocuk psikolojisinden anlamıyorsa, yeterli eğitimi almamışsa, ne kadar sahada ücretli çalışırsa çalışsın tam anlamıyla öğretmenlik mesleğinin hakkını veremez.

Eğitimi sınırsız hayal ettiler

Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, (TEGV) ve Ashoka Türkiye ortaklığında Nirun Şahingiray 3. Uluslararası Forumu düzenlendi. Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirilen foruma TEGV Genel Müdürü Sait Tosyalı, Ashoka Türkiye Direktörü Zeynep Meydanoğlu’nun yanı sıra sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, gönüllüler katıldı. Etkinlik boyunca katılımcılar eğitimi sınırsızca hayal ettiler.
Forum, TEGV Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Özinci’nin konuşmasıyla başladı. Özinci, araştırmaların eğitime dair daha fazla düşünülmesi gerektiğini belirterek, “İmkânları kısıtlı çocuklara kader değil umut verilmeli” dedi. Illinois Üniversitesi’nden Artin Göncü oyun, yaratıcılık ve sanatın önemini anlattı.
Çocukların oynadığı oyunlar kadar sanatın da deneyimlerden oluştuğunu ve her ikisinin de toplumsal olduğunu ifade eden Göncü, oyunun teneffüslerde değil, derslerde de her zaman okulun bir parçası olması gerektiğini söyledi. Eğitimin bir güç ilişkisinden çıkması gerektiğini aktaran Göncü, “İyi bir öğretmen kendisini baskı yapmak zorunda hissetmemeli, öğretmenliğini güç ilişkisi içinde kurmamalı, çocukla aynı yöne bakmayı ve iletişim kurmayı bilmeli, hayal etmeyi ve kendini geliştirmeyi, kusurlarını affetmeyi bilmeli” dedi.

Ankara, İtalya’dan ödülle döndü

Ankara Üniversitesi (AÜ) Erasmus Öğrenci Topluluğu, İtalya’da düzenlenen “9. UNICA Öğrenci Konferansı”nda “Yeşil üniversiteler” ve “Mülteciler konusunda üniversitelerin yapabilecekleri” forumlarında birinci oldu. Roma’daki La Sapienza, Roma tre, Tor Vergate ve Foro Italica üniversitelerinin ev sahipliğinde yapılan konferansta, “Yüksek öğrenimin kalitesi, öğrenci odaklı öğrenim, öğrenci hareketliliği, yeşil üniversiteler, mülteciler konusunda üniversitelerin yapabilecekleri” gibi başlıkların da aralarında bulunduğu 10 konuda tartışma grupları ve paneller düzenlendi.
Forumlarda AÜ öğrencilerinden Serhan Koray Çifci, Hasan Kara, Şimal Gürkan, Esra Özdemir, Elif Kendir görüş bildirip video sunumlarıyla üniversitelerinin tanıtımını gerçekleştirdi. Öğrenciler konferansta, video ve sözlü sunumlarla Ankara’nın ve Türkiye’nin akademik ve sosyal aktivitesinin Avrupa üniversiteleri tarafından görünür kılınmasında büyük rol oynadı.
Öğrencileri tebrik eden AÜ Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, uluslararasılaşmanın önemine dikkat çekerek AÜ’nün 29 ülkede, 288 üniversiteyle Erasmus+ anlaşması bulunduğunu söyledi.

MSGSÜ Mimarlık’tan validasyon başarısı

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Mimarlık Bölümü’nün, UNESCO- Uluslararası Mimarlar Birliği Validasyon kriterlerine tam uygunluk sağladığı, uluslararası düzeyde tanınırlığı ve eşdeğerliliği 5 yıl için onaylandı. Böylelikle MSGSÜ, Türkiye’de Royal Institute of British Architects (RIBA) tarafından uygulanan, UNESCO-UIA Validasyonu alan ilk Mimarlık Bölümü oldu.
MSGSÜ Mimarlık Bölümü, UNESCO-UIA Validasyon Konseyi’ne Ekim 2016’da başvurdu. “Tam Değerlendirme Raporu” aşamasında bir heyet, 20-23 Kasım 2017 tarihlerinde MSGSÜ’nün Mimarlık Bölümü eğitimini inceleyerek, öğretim üyeleri, öğrenciler, mezunlar, profesyonel mimarlar, Mimarlar Odası temsilcileri ve dış destekçilerle özel görüşmeler yaptı.
Heyet, “Tam Değerlendirme Raporu”nu ise Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Deniz İncedayı, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sema Ergönül, Mimarlık Bölümü Başkanı Prof. Dr. Demet Binan, Bölüm Başkan Yardımcıları Doç. Dr. N. Papatya Seçkin ve Yrd. Doç. Dr. Tülay Çobancaoğlu ile Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Tercan’ın katıldıkları açıklama toplantısı sonrasında imzalayarak teslim etti.