27.06.2025 - 18:14 | Son Güncellenme:
AA
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her zamankinden daha yüksek standartlı bir demokrasiye sahiptir, darbelere dayanıklıdır." dedi. Bakan Tunç, Malatya Bölge Adliye Mahkemesi binasının temel atma töreninde yaptığı konuşmada, 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.
Deprem anından itibaren tüm Türkiye'nin seferber olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde şehirleri yeniden ayağa kaldırmanın mücadelesinin verildiğini belirten Bakan Tunç, Bakanlığının yaptığı çalışmaları anlattı.
Malatya merkez adliyesi ile Bölge Adliye Mahkemesi binasını bir yıl içerisinde tamamlayarak hizmete açmayı planladıklarını ifade eden Tunç, deprem bölgesinde idari yargıda açılan 112 bin 336 davanın 78 bin 174'ünün karara bağlandığını aktardı.
Ağır hasar ve yıkımla ilgili 42 bin 449 davanın açıldığını, bunun yüzde 90'ının karara bağlandığını dile getiren Tunç, "38 bin 255'i karara bağlandı ve hızlı bir şekilde tamamlamak için çalışıyorlar. Diğer yandan diğer ceza soruşturmalarıyla ilgili de süreçler devam ediyor." diye konuştu.
Bölgeyi sık sık ziyaret ettiklerini, her geldiklerinde gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda karşılaştıkları sorunları gidermek için çalışmalar yaptıklarını belirten Tunç, adaletin mülkün temeli, toplumsal barışın teminatı olduğunu vurgulayarak "Adaletin olduğu yerde huzur olur, adaletin hakkıyla tecelli ettiği yerde güven olur, vatandaşlar barış içerisinde yaşarlar ve o nedenle devletin temeli adalettir. Adalet insan onurunu korumaktır. Adalet insan haklarını korumaktır. O nedenle 23 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin teşhisi anlamında Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok önemli mesafeler aldık." ifadelerini kullandı.
YENİ ANAYASA
Bakan Tunç, 23 yılda ülkenin fiziki kalkınmasını sağlamaya çalışırken diğer taraftan Türkiye'nin darbelere dayanıklı olması için yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşması için mücadele verdiklerini vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tüm bu değişiklikler vesayetçi ruhu ortadan kaldırma amacıyla yapıldı. Hepsi milletimizin onayıyla yapıldı. Darbecilerin yazdığı bir anayasayla hala yönetiliyoruz. Bu, Türkiye için hak etmediği bir durum. Milletimizin hak etmediği bir durum. Bu ülkede bir daha darbeler, o karanlık girişimler olmasın diye anayasamızda gerçekleştirdiğimiz o reformlar, sessiz devrimler yeterli mi? Bizce yeterli değil. Daha fazlasını milletimiz hak ediyor. Demokratik, katılımcı, sivil ve milletin seçtiklerinin yazdığı bir anayasayı bu millet hak ediyor ve o bizim milletimize olan borcumuz. İnşallah Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir uzlaşma sağlanır ve terörsüz Türkiye yolunda çocuklarımızın geleceği için, ülkemizin, milletimizin geleceği için daha güçlü Türkiye'yi inşa etmek için başta anayasa olmak üzere, hep beraber uzlaşma içerisinde terörden arınmış huzurlu bir Türkiye'yi inşa ederiz."
"HUKUK DEVLETİ İLKESİ TAHKİM EDİLDİKÇE DEMOKRASİMİZ GÜÇLENMİŞTİR"
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti, demokratik bir hukuk devletidir." dediğinde, bundan rahatsızlık duyanların olduğunu ifade eden Bakan Tunç, şöyle devam etti:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti, her zamankinden daha yüksek standartlı bir demokrasiye sahiptir, darbelere dayanıklıdır. Hukuk devleti ilkesi tahkim edildikçe demokrasimiz güçlenmiştir. Televizyon programlarında denk geliyoruz. 'Adalet Bakanı her gün Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir diyor.' Birtakım kararlardan yola çıkarak onları siyasallaştırarak bir kara propaganda yapılmaya çalışılıyor. Yabancıların hiçbir kritere dayanmayan Türkiye gerçekleriyle hiç uyuşmayan endekslerle Türkiye'yi geride gösteren, nasıl yapıldığını, hangi bağışçılar tarafından düzenlendiğini bildiğimiz o endeksleri alarak Türkiye'nin muhalefeti maalesef yargı kurumlarımızı da töhmet altında bırakan bir karalama içerisine girebiliyor. 25 bin hakim ve savcımız hukuk devleti ilkesini gerçekleştirmek için gece gündüz çalışıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, demokratik bir hukuk devleti dediğimizde rahatsız olanların, bugün yargımız her zamankinden daha bağımsız ve tarafsızdır dediğimizde rahatsız olanların siz hiç 27 Mayıs yargısından rahatsız olduklarını duydunuz mu? Duyamazsınız. Çünkü onların özlediği yargı sistemi vesayetçi, darbeci anlayışa kol kanat geren bir yargı sistemi. 12 Eylül'de gençlerin yaşını büyüterek, bir sağdan bir soldan diyerek asan yargı sisteminden onların siz hiç rahatsız olduğunu gördünüz mü? 28 Şubat'ta o gencecik kızlarımız okul birincisi olan kızlarımızın o kürsülerden yaka paça indirildiği o zamanlarda o kızlarımızın, o yavrularımızın, o öğrencilerimizin hakkını savunmayan, vesayetçi anlayışa destek olan o 28 Şubatçıların önünde hazır olda duran, adeta cübbelerini onların önüne seren yargı sisteminden rahatsız olduklarını duydunuz mu? Duyamazsınız. Onların rahatsız oldukları yargı sistemi, milli iradenin yanında duran, 15 Temmuz'da milletiyle beraber, milletin hakkını hukukunu savunan ve darbecilere gözaltı yapan, yakalayan ve millet önünde hesap vermelerini sağlayan yargı sisteminden rahatsızlar. Bugün yargı yolsuzluktan da hesap soruyor, arsızlıktan da hesap soruyor, milletin huzur ve güvenini bozmak isteyenden de hesap soruyor ve bunu millet adına yapıyor ve millet adına yapmaya devam edecek."
"2 YILIN ALTINDA CEZA ALANLAR DA BELLİ BİR SÜRE CEZAEVİNDE KALMAK DURUMUNDA OLACAKLAR"
Bakan Tunç, denetimli serbestlik sisteminden kaynaklanan 2 yıl cezanın altındaki bir suçu işleyenin hiç cezaevine girmemesine ilişkin toplumda çok şikayetin olduğunu, bu konuda önemli düzenlemelerin yapıldığını aktararak şunları kaydetti:
"Artık 2 yılın altında ceza alanlar da belli bir süre cezaevinde kalmak durumunda olacaklar. Bu da cezaların caydırıcılığı açısından önemli. Çünkü 2 yılın altındaki basit suçlar dediğimiz; hakaret, tehdit, basit yaralama... Tüm bunlar, sürekli tekrar eden suçlar. Niye? Yatarı yok nasıl olsa. Erteleme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, eğer ikinci kez, üçüncü kez işlemişse hapis cezası olsa bile yatarı yok. Dolayısıyla 1 yıl koşullu salıverme, 1 yıl da denetimli serbestlik, bir gün bile cezaevinde kalmaması hep şikayetlere ve uygulamadan da bize bu noktada talepler geliyordu. Milletvekillerimiz sağ olsun o düzenlemeyi yaptılar. Artık 2 yıl ceza alan en az 36 gün cezaevinde kalmış olacak. 1 yıl ceza alan en az 18 gün cezaevinde kalmış olacak. 6 ay ceza alan en az 9 gün cezaevini görmüş olacak. Sadece imza atıp cezaevinin kapısından dönmek yok. Suç işleyenin yanına kar kaldığı algısı, adalete güveni zedeleyen bir husustu ve bu da ortadan kaldırılmış oluyor. Tabii bunun yanı sıra özellikle yaralama, kasten yaralama, tehdit, trafik güvenliğini tehlikeye sokma, alkollü ve uyuşturucu etkisiyle araç kullanma gibi, toplumsal huzuru bozan suçlarda da cezalar arttırıldı. Caydırıcılık bakımından bunlar önemliydi. Tabii şimdi ikinci paket yani 10 yasalaştı 11'inci pakette de yine devam eden maddeler var. Burada da özellikle toplumsal huzur ve barışı bozan suçlarla ilgili yeni düzenlemeler yapılacak."
ÖZEL İNFAZ USULLERİ
Bakan Tunç, özel infaz usulleriyle ilgili de Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok güzel kararlar aldığını aktararak konuşmasını şöyle tamamladı:
"Konutta infaz, geceleyin infaz, hafta sonu infaz, tüm bunların uygulanabilirliğini sağlamış olduk. Belli miktardaki suçların ve belli yaşta olanların cezalarını konutunda çekmesi ya da hafta sonu çekebilmesiyle ilgili düzenlemeler yapıldı. Kadınlar, çocuklar ve 65 yaşını bitirmiş kişiler 3 yılın altındaki bir suç işlemişse konutunda infaz edilebilecek. Elektronik kelepçe takılacak o konutunda cezaevine gitmeden süresini orada doldurabilecek. Kadınlar için önemli. Yaşlılar için önemli. 70 yaşını bitirmiş olanlar 4 yıla kadar suç işlemişse yine konutunda infaz edilebilecek. 75 yaşını bitirmiş olanlar 5 yıla kadar olan suçlarda konutta infaz olabileceği, 80 yaşını bitirmiş kişilerin de 6 yıla kadar olan suçları konutunda infaz edilebilecek. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hariç, hapis cezasına mahkum olanlar eğer ağır bir hastalığı varsa adli tıp raporuyla onların da ceza ertelemeleri mümkündü, onlarla ilgili olarak da konutta infaz imkanı olacak. Doğum yapan kadınlarla ilgili olarak eğer 5 yılın altında bir suç işlemişlerse doğumdan itibaren altı ay geçmemişse konutta infaz söz konusu olabilecek. Buna benzer ceza onuncu yargı paketiyle ilgili olarak önemli düzenlemeler hayata geçti. Uygulaması da başlamış oldu."
Törende, Malatya Valisi Seddar Yavuz, AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er ve Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Mete de selamlama konuşması yaptı.
Bölge Adliye Mahkemesi'nin temeli, İl Müftüsü Ramazan Dolu'nun yaptığı duanın ardından atıldı.
Törene, AK Parti Malatya milletvekilleri İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak ve İhsan Koca ile il protokolü katıldı.