Gündem ‘Bizi köle gibi çalıştırıyorlar’

‘Bizi köle gibi çalıştırıyorlar’

01.03.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Türkiye’de bakıcılık yapan Özbek ve Türkmen kadınlar, çocuk bakımı için bulundukları evlerde başka işleri yapmaya da zorlandıklarını söylüyor. Köle gibi çalıştırıldıklarını anlatan kadınlar, ‘Çocuk uyuduğunda, sizin oturmanızdan rahatsız olan aileler var’ diyor

‘Bizi köle gibi çalıştırıyorlar’

Türkiye’de Filipinli bakıcılardan sonra ailelerin ikinci tercihi Özbek ve Türkmen bakıcılar. Bu bakıcıların çoğunluğu, bir danışmanlık şirketi tarafından ailelerin yanına yerleştiriliyor. Şirket, iş karşılığı bakıcıların maaşlarının 3’te 1’ini alıyor. Bakıcıların başlıca sıkıntısı, ailelerin çocuk bakımı dışında diğer ev işlerini de kendilerine yaptırmaları. Çalıştıkları kimi evlerde baskıyla karşılaştıklarını savunan bazı bakıcılar, çalıştığı süre boyunca pasaportlarına el konulduğunu söylüyor. Göç idaresi Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Türkiye’de ikâmet izinliyle bulunan Türkmenistanlı sayısı 83 bin 450 iken Özbekistanlı sayısı 23 bin 414. Kısa dönem ikamet izniyle bulunan 66 bin 22 Türkmenistanlı, 24 bin 98’de Özbekistanlı var. Aile ikâmet izniyle bulunan 4925 Özbekistanlı, 4125’de Türkmenistanlı bulunuyor. Bakıcılar, kendi pencerelerinden yansıyanları Milliyet’e anlattı. 

Haberin Devamı

Et yerine makarna

Özbekistanlı D.K.(41) 5 yıldır Türkiye’de çocuk bakıcılığı yapıyor. Ülkesinde yoğun bakım hemşiresi olarak çalışmış. Daha iyi kazanç için Türkiye’ye gelmiş. “Burada yanında çalıştığım bazı aileler bize köle gibi davranıyor. Çocuklarına bakmak için işe alıyorlar ama bir süre sonra temizlik, ütü gibi işleri de yapmamızı istiyorlar. Bazıları da sizinle aynı sofraya bile oturmuyor. Kendisi et yemeği yiyorsa bize makarna yediyor. Bunlarla da karşılaştım” diyen D.K., işi danışmanlık şirketleri vasıtasıyla bulduklarını belirterek, şirketin her ay maaşlarının 3’de 1’ini aldığını anlatıyor.  

‘Yemeğe kızanlar var’

Gazeteci ve doktor bir çiftin yanında çalışan Türkmenistanlı Z.H. (48) de, 10 yıldır Türkiye’de bakıcılık yapıyor. Laborant olduğunu ancak ülkesinde iş imkânı olmadığı için Türkiye’ye geldiğini söyleyen Z.H., Türkiye’de birçok evde çalıştığını belirterek deneyimlerini bizimle paylaştı:

Haberin Devamı

“Memnun kaldığım evler de oldu ancak çocuk bakımı dışında bize işler yaptıranlar da oldu. Yemek yaptırıp beğenmedikleri için kızanlar var. Oysa ben o eve girerken çocuk bakımı için gidiyorum. Çocuk uyuduğunda, sizin oturmanızdan rahatsız olan aileler var. ‘Ben para veriyorsam, sen de çalışacaksın’ diye düşünüyorlar. Ama her zaman bunlarla karşılaşmıyorum. Şu an çalıştığım evde çocuk uyuduğunda etrafı toplamak istediğimde, çocuğun babası bana, ‘Senin işin sadece çocuğa bakmak’ diyor. İlk defa böyle bir şeyle karşılaştım. Başka bir ülkede olmak zor, kendi ülkemizde çalışıp yaşamak isterdik.”

‘Boş oturma’

Özbekistanlı M.I.(38) da başta herhangi bir sıkıntı yaşamadığını aktarsa da sorularımız üzerine yavaş yavaş konuşmaya başlıyor. Üç yıl önce Türkiye geldiğini söyleyen I., “Çocuk bakımı dışında bizden her şeyi yapmamızı bekliyorlar. Yapmadığın da işsiz kalacağını biliyorsun. Bir de izin kullandırmadıkları zaman da izin parasını vermeyen yerler. Normalde bu parayı ödemek zorunda ama vermiyorlar. Çalıştığım yerdeki kadın bana ‘Çocuk uyuduğunda boş oturma’ diyor. Bir şey yapmadan durmamızdan rahatsız oluyorlar. Daha fazla dayanmayıp işi bırakmak zorunda kaldım” diye yakındı.

Haberin Devamı

‘Pasaportlarına el konuluyor’

Facebook üzerinden kendinse ulaştığımız Muhammet Yavuz adlı kişi de 5 yıldır bakıcı arayan ailelere danışmanlık yaptığını söylüyor. Türkmenistan ve Özbekistan uyruklu kadınlarla çalıştığını ve Türkiye’nin dört bir yanına bakıcı gönderdiğini aktaran Yavuz da bakıcılara çocuk dışında başka işler yaptırılmasından şikâyetçi:

“Çalıştığımız kadınların oturma izni olması bizim için önemli. Eğer oturma izni varsa referansları da iyiyse ihtiyaç sahibi bir ailenin yanına yerleştiriyoruz. Biz danışmanlık yaptığımız ailelere bakıcının çalıştığı süre içerisinde pasaportuna el konulmasını istiyoruz, öyle de yapıyorlar. Bunun sebebi de bakıcı tarafından oluşabilecek olası bir zararı engellemek. Bir de ailelerin bakıcılardan beklentileri zaman içinde değişiyor. İşe giren kadınlar, sadece çocukla ilgilenmek için aileyle anlaşıyor ancak bir süre sonra yemek, temizlik ve benzeri işleri de yapmaları bekleniyor. Diyelim ki bakıcı çocuğu uyuttu ve sonrasında da yapacak bir şeyi olmadığı için otuyorsa bu da ailenin gözüne batıyor. Zaman içinde bakıcının iş yükü artırılınca bakıcılar da kaçıyor. Çalıştığımız personellerimiz en sıkıntısı, fazla iş yükü.”

Haberin Devamı

‘Pasaporta el konulamaz’

Ailelerin çalışan kişilerin pasaportuna el konmasına ilişkin avukat Pekay Salmanoğlu şu bilgileri verdi:

“Pasaport bir ülkenin kendi vatandaşına yabancı ülkelere giriş çıkış yapabilmesi için ve giriş çıkış yaptığı ülkenin yetkililerinin kimlik incelemesi yapabilmesi için verdiği resmi bir belgedir. Resmi bir belgenin hangi şartlarda ve kim tarafından el konularak muhafaza altına alınacağı o ülkenin kendi mevzuatında yer almaktadır. Pasaport bir kimlik statüsünde olması sebebiyle sadece kolluk güçleri ve resmi makamlarca el konulabilir. Yabancı uyruklu çocuk bakıcılarının pasaportlarına çalıştıkları yerlerdeki kişilerin el koyma hakları yoktur. Bunu yapanlar Türk ceza kanuna göre güvenin kötüye kullanılması ve dolaylı olarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu işlemiş olur.”

Haberin Devamı

Çalışmaya geldi şimdi 150 çalışanı var

Özbekistanlı Sabrina Timur (34) bakıcı arayan ailelere 3 yıldır danışmanlık yapıyor. 4 yıl önce Türkiye’ye gelen Timur, 1 yıl bakıcılık yaptıktan sonra işi bırakıp, danışmanlık yapmaya başladığını söylüyor. 3 yıldır danışmanlık yapan Timur’un birlikte çalıştığı yaklaşık 150’ye yakın Özbekistan ve Türkmenistan uyruklu kadın var. Kadınlar üzerinden komisyon alan Timur, “Aldığımız komisyon kişiden kişiye değişiklik gösteriyor. Deneyimlerine, taleplerine göre aldığımız komisyon fiyatı da artıyor” dedi.  

YARIN: TÜRK BAKICILAR ANLATIYOR