Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – 1 Temmuz 2025 günü saatler 11.47’yi gösterdiğinde Bursa için panik dolu dakikalar yaşandı. 4 büyüklüğündeki deprem pek çok noktadan hissedilmiş, zemini büyük oranda alüvyon olan şehirde deprem 'Ben buradayım' demişti. Henüz bu depremin korkusu geçmeden 12.57’de, 1 saat 10 dakika sonra 4.4’lük bir sarsıntı Bursa’yı vurdu. Bugün de 13.57'de Bursa'nın Gemlik ilçesinde 4.3 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Yaşananlar Bursa’nın tarihine bakıldığında hiç de şaşırtıcı değildi. Antik yapıları denize gömen, yer şekillerinde değişikliğe neden olan büyük depremler daha önce de bu toprakları sallamıştı. Ancak akıllara gelen sorular neredeyse herkes için aynı oldu: Bu depremler birer öncü mü? Bursa’nın kabarık deprem sicilini ve yaşanması olası deprem gerçeğini Sakarya Üniversitesi Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Utkucu, tüm detaylarıyla Milliyet.com.tr’ye anlattı.
BURSA’NIN, TARİHİ SUYA GÖMEN DEPREM GEÇMİŞİ
1065’te İznik’te bugün bile görülen değişimlerin sebebi olan sarsıntı vuku buldu. Yaşanan deprem öyle şiddetliydi ki bazilika su kemeri ve pek yapı yerle bir olmuş, bunların yanında yer şekilleri de değişmişti. Öyle ki devasa bir bazilika bugün de hâlâ suyun altında olmasıyla dikkat çeker halde. Yaşanan deprem onu yıkmaya yetse de, Prof. Dr. Murat Utkucu’ya göre yapının sular altında kalmasının bambaşka bir nedeni var! Prof. Dr. Utkucu bazilikanın kaderine ilişkin, “Yapılan jeolojik ve arkeolojik çalışmalarda İznik’teki bazilika ve su kemerinin 1065 İznik depremi ile yıkıldığına dair ipuçları bulunmuştur. Bununla birlikte bazilikanın fayın yükselen bloğu üzerinde yer aldığı diğer bir jeolojik çalışmada belirlenmiş ve su altında kalma nedeninin iklim kaynaklı olabileceği ileri sürülmüştür. Yani bazilika depremlerde hasar görmüş ancak su altında kalma nedeni tektonik kaynaklı değil” diyordu. Ancak Bursa’nın deprem geçmişi 1065’le sınırlı değil. Neredeyse 600 yıl geriden bugüne uzanan birkaç karanlık nokta daha mevcut.
“1065 İznik, 1419 Bursa, 1556 Güney Marmara-Erdek ve 1855 Bursa depremleri büyüklükleri 7 ve daha büyük olduğu düşünülen ve Bursa ve İznik arası bölgeyi etkileyen depremlerdir. İznik Gölü tabanından alınan çökellerde 1065 depreminin belirgin izi görüldüğü gibi sahil boyunca karadaki çökeller içinde 1065 depremi kaynaklı tsunaminin izleri görülmüştü.” - Prof. Dr. Murat Utkucu
600 YILLIK SESSİZLİK: ‘OLDUKÇA KUVVETLİ BİR ADAY’
Sismik boşluk haritasına bakıldığında pek çok noktanın deprem tehlikesi bakımından öne çıktığı görülüyor. Bazıları ise 1996’da hazırlanan haritaya güncelliğini kaybederek kırılmış ve ‘sismik boşluk’ pozisyonundan çıkmıştı. Kuzey Anadolu Fayı’nın bundan asırlar önce kırılan kısmına bakıldığında ise herhangi bir yıkıcı deprem gözlenmemişti. Yani uzun süredir sessiz olan bu fay da ‘sismik boşluk’tu. Prof. Dr. Murat Utkucu da Bursa’daki bu sessizliği “Oldukça kuvvetli bir aday” diyerek şöyle açıkladı:
“Bursa şehir merkezinden geçerek Manyas ve Gönen’e uzanan Kuzey Anadolu Fayı Güney Kolu’na ait fay parçaları 1855 Bursa ve 1964 Manyas depremlerinde kırılmıştı. Ancak, Orta Kol’un Pamukova-Mekece-İznik-Gemlik hattında uzanan kısmı 1419 ve Gemlik-Bandırma hattında uzanan kısmı da 1556 depremlerinde kırıldığı üzerinde bir görüş birliği vardır. Bu durumda 500 ila 600 yıldır büyük depremler üretmeyen bu fay parçalarının 6.5 ila 7 arası deprem üretecek enerjiyi biriktirmiş oldukları söylenebilir. Bu açıdan ‘sismik boşluk’ nitelendirmesi için kuvvetli aday oldukları ileri sürülebilir.”
GÖLCÜK 26’NCI YILDA DA VURUYOR! ‘HİÇBİRİ ÖNCÜ DEĞİLDİ’
1999’daki Gölcük depremi acı dolu tabloları çeyrek asır boyunca akıllara kazıdı. Bu sene 26’ncı yılı dolacak deprem, dengeleri öylesine değiştirmişti ki bugün bile onun etkisiyle yaşanan bazı depremler kayıtlara geçiyor. Üstelik bu depremin yaşandığı nokta sessizken, çevresi onun etkisinden çıkamadı. 1999 Gölcük hâlâ, başka depremleri tetikliyor. Ancak depremlerin ‘öncü’ olup olmadığı yalnızca büyük bir deprem olursa anlaşılabilir. Prof. Dr. Murat Utkucu, Marmara’da derin yaralar açan bu depremin bugün görülen izlerini Bursa’ya dikkat çekerek açıkladı.
Prof. Dr. Utkucu, “Deprem bilimde bir depreme ‘öncü’ denmesi için ana depremin olması gerekir. Dolayısıyla bu aşamada böyle bir niteleme ya da tartışılması spekülatif olacaktır. Yaptığımız katalog araştırmasında Mudanya’dan İznik Gölü’ne uzanan dar bir alan üzerinde 1999 İzmit depreminden bu yana 30 civarında büyüklüğü 3.5 üzeri deprem oluştuğu görüldü. Bunların içinde büyüklüğü 5 ila 5.1 olan 2006 Gemlik ve 2023 Gemlik Körfezi depremleri de var. Benzer tartışmalar bu depremler sonrasında da yaşandı. Sonuç, büyük deprem olmadı ve öncü olamadılar. TÜBİTAK tarafından desteklenen ve Sakarya Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nde yürütülen ‘Türkiye’de Zaman Bağımlı Deprem Gerilme Etkileşimlerinin Modellenmesi ve Deprem Tehlikesi Üzerine Çıkarımlar’ başlıklı proje kapsamında yapılan çalışmalar 2006 Gemlik depreminin 1999 İzmit depremi tarafından tetiklendiğini ortaya çıkardı. Gemlik Körfezi yaklaşık 2006 yılından bu yana 1999 İzmit depremi gerilme yükü altındadır. Dolayısıyla son yaşanan depremleri de 1999 İzmit depreminin tetiklediği depremler olarak ele alabiliriz” diye konuştu.
BURSA’YI NE BEKLİYOR? ‘BAŞTA İSTANBUL’U ETKİLER’
Bursa, olası büyük bir depremde çok fazla etkilenecek. Ancak bütün bir Marmara değerlendirildiğinde diğer iller için de olumsuz tablo kaçınılmaz. Peki ama Bursa, büyük bir depremle sarsılırsa en çok hangi noktalar bunu hisseder? Prof. Dr. Utkucu, “Etkilenme sadece depremin büyüklüğü ile değil, fiziksel maruziyet ve zarar görebilirlik ile de bağlantılıdır. Dolayısıyla kırılan fay ve yakın civarındaki yerleşimler kuvvetli etkilenecektirler. Etki uzaklıkla azalacaktır. Ancak, oluşacak sosyo-ekonomik hayattaki kesinti daha uzaklarda da, özellikle İstanbul’da görülecektir. En son yaşanan 2025 Silivri depremi sonrası yaşananlar bu durumun bir örneğidir” diyerek, Bursa’yı bekleyen deprem tehlikesine dikkat çekerek sözlerini şu şekilde noktaladı:
“Gemlik civarında meydana gelen 1 Temmuz 2025 4 ila 4.5 depremleri Türkiye’nin deprem tehlikesi en yüksek fay zonu olan Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Orta Kol’u üzerinde oluşmuştu. Orta Kol, Pamukova, Mekece, İznik, Gemlik, Bandırma ve Biga hattından geçerek Adalar Denizi’ne giriyor. Marmara Bölgesi içinde uzanan Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun diğer kolları Kuzey ve Güney kollarıdır. İstanbul açıklarından, Marmara Denizi altından geçen Kuzey Kol deprem potansiyeli açısından en tehlikeli olanıdır. Harita 1’den (yukarıda) de bu durum anlaşılıyor. Harita 1, Marmara Denizi ve yakın civarında Kuzey ve Orta kollar boyunca 24 yıl içinde büyüklüğü 5’ten büyük 10 deprem oluştuğuna işaret ediyor. Yani yaklaşık 2 yılda bir büyüklüğü 5’ten büyük deprem oluşuyor. Dolayısıyla, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun uzanımı ve geçmiş depremselliği düşünüldüğünde 1 Temmuz 2025 Gemlik depremleri, deprem bilim açısından tek başlarına sıra dışı olarak değerlendirilebilecek bir durum değil.”