11.02.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
METİN UYAR - DOĞANIN GÜCÜYLE SAĞLIK - 4
‘Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Yönetmeliği’nin en tartışmalı sayılabilecek iki tedavi yöntemini uzmanları anlatıyor. Bunlardan biri sülükle tedavi, diğeri hacamat ve halk arasında bardak çekme de denilen kupa uygulaması. Uzmanlar, her iki yöntemin de bilimsel temelleri olduğundan, gelişmiş ülkelerde de uygulandığından ve uygulama geçmişlerinin asırlar öncesi gittiğinden bahsetti. Sülükle tedaviyi, İntegratif Tıp Derneği Hirudoterapi Çalışma Grubu Başkanı, Hirudoterapi Uzmanı Dr. Batu Bayar’dan öğrendik. Kupa tedavisini ise ‘Tıbbi Hacamat’ kitabı yazarı Dr. M. Turanşah Tümer ile konuştuk.
Avrupa’da da sülükle tedavi uygulanıyor
Avrupa’da ve Asya’da çok sayıda sağlık merkezinde sülükle tedavi yapıldığını anlatan Dr. Batu Bayar, “Türkiye’nin her sene bu ülkelere iki, üç ton sülük satıyor. O ülkelerdeki hastalar bizim sülüklerimizle tedavi olurken kendi vatandaşlarımızın hirudoterapiden yararlanmaması üzücü” diyor. Bayar, tedaviyi şöyle anlatıyor:
“Hirudoterapi (tıbbi sülük tedavisi) sülüğün insan vücudunun gerekli noktalarına yapıştırılması ile yapılan doğal bir tedavi yöntemi. Tedavi sülüğün kan emme esnasında 100 kadar enzimi hastaya vermesi esasına dayanıyor.
Tıbbi sülük tedavisi tıp tarihinin en eski tedavi yöntemlerinden biri. Hint cerrah Sushruta’nın milattan önce 6.yüzyılda’da yazdığı Samhita adlı tıp kitabında sülük tedavisi konusunda ayrıntılı bilgiler verilmiş. Hirudoterapi, Sadece Almanya’da 350’den fazla sağlık merkezlerinde sülük tedavisi uygulanıyor ve yılda 300-400 bin sülük kullanılıyor. Günümüzde Fransa, İngiltere, Rusya, Amerika, Kore, Malezya gibi dünyanın birçok ülkesinde hem hastanelerde hem de özel kliniklerde hirudoterapi uygulanıyor. Türkiye’de ise sülük tedavisi uygulayan sınırlı sayıda merkez var. Yönetmelik ile birlikte sülükle tedavinin yaygınlaşmasını umuyorum. 2004 yılında FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) bazı hastalıklarda sülük tedavisinin uygulanmasına izin verdi. Son 50 yılda bilimsel veri tabanlarında, hirudoterapi konusunda 850’nin üzerinde araştırma yayınladı. Dört sene önce Almanya’da hekimlik yapan Dr. Özgür Cesur, eklem ağrılarında yaptığı sülük tedavisi çalışması ile Hufeland Vakfı ve Holzschuh Vakfı tarafından organize edilen alternatif tıp ödülüne layık görüldü. Türk doktorların sülük ile kanser ağrılarının tedavisi üzerine yaptıkları bir başka çalışmada literatürde mevcut.”
Kan dolaşım bozukluğunda etkili
Hirudoterapinın en etkili olduğu alan kan dolaşımı bozukluğu. Sülükler vücudun çeşitli yerlerinde oluşan ödemi çözme konusunda oldukça başarılı. Eklem hastalıklarında; özellikle romatizma ve kireçlenme vakalarında etkili olduğu kanıtlanmış.
Doku ve organ naklinde dokunun çabuk tutması ve iyileşmesi için hirudoterapiye sık başvuruluyor. Retinayı tutan bazı göz hastalıkları, işitme kaybı, Meniere hastalığı, egzama, akne, varis ve hemoroid iyi bilinen kullanım alanları arasında. Ayrıca ağrı tedavisinde de iyi sonuçlar verdiği konusunda çok sayıda çalışma var.
Örneğin migren baş ağrısında; ense, kulak arkaları ve şakaklara haftada 2-3 kere, 10 seanslık sülük tedavisi uygulanıyor. Tedavi sonunda hastalarda migren ağrısının şiddeti ve sıklığı önemli ölçüde azalıyor.
l Diz kireçlenmesine bağlı ağrılar diz kapağının etrafındaki dört noktaya uygulanan sülük tedavisi ile azaltılabiliyor. Toplardamar tıkanması sonucu oluşan iltihabi durumda ise hem damarın açılması, hem de iltihabın iyileşmesi konusunda oldukça iyi sonuç veriyor.
l Varis sorununda 10-15 seanslık bir hirudoterapi uygulaması damarın genişlemesini azaltıyor ve bozulan damar içi kapakçıkların bir miktar düzelmesini sağlıyor.
Gözün retinal arterinin tıkanmasıyla oluşan görme kaybında, klasik tıpta yapılacak şeyler sınırlı ve çoğunlukla gözdeki kayıp kalıcı oluyor. Ancak, bu tip görme kaybında hirudoterapinin başarı oranı klasik tıbba göre daha umut verici.
Sülük uygulaması sonrası oluşan en büyük sorunlar ise yara yerinde uzun süren kanama ve bölgesel alerjik reaksiyonlar. Böyle bir sorunla karşılaşıldığında tedavinizi hirudoterapi uzmanı bir doktor yapıyorsa anında duruma müdahale edebiliyor.
Vücutta zararlı maddeleri atıyor
Dr. M. Turanşah Tümer, kupa terapileriyle vücuttan hastalıklara neden olan, zararlı maddeler atıldığını, uygulamanın tam bir doğal detoks etkisi yaptığını söyleyerek tedaviye dair şu bilgileri paylaşıyor:
“Kupa uygulamaları; kanın sıkışıp daraldığı cilt içi dermis tabakasındaki kılcal damarlardan ter, idrar, dışkı gibi normal yollarla atılamayan, hastalıklara sebep olan zararlı maddelerin, negatif basınçla vakumlanarak vücut dışına alınmasıdır. Kupa uygulaması ile vücut dışına atılan maddelere toksinler, tortular, iltihabi faktörler, kanserojenler, gıda katkı ve koruyucu maddeleri, ilaç atıkları, kimyasallar, enfeksiyon amilleri, damar tıkayıcı maddeler ve ağır metaller örnek verilebilir. Kupa terapisinden sadece tedavi için değil, hastalıklardan korunmak amacıyla da yararlanılıyor. Uygulamada cilde çok ince ve yüzeysel çizikler atılıyor. İz bırakmıyor,uzman hekim kontrolünde ve güvenilir koşullarda yapıldığında yan etkisi de olmuyor.”
Vücut rahatlar uyku problemi çözülür
Kupa tedavisinin temelinde vücudu temizlemek olduğu için faydalarına çok sayıda örnek verilebilir. Tıbbi hacamatla; kan dolaşımı artar, kas gerginliği ve katılığı ortadan kalkar. Artrit, romatizma ve bel ağrıları tedavi olur.
Kişide zihinsel açıklık sağlar ve kişinin enerji seviyelerini arttırır. Tıbbi hacamatla, dolaşımı yavaşlatan maddeler dışarı alındığı ve tıkanıklıklar açıldığı için bütün organlar rahatlar ve daha iyi çalışmaya başlar. Rahatlayan vücudun uyku problemi çözülür. Kupa terapileri vücudun kapsamlı bir temizliğini sağlayarak tam bir doğal detoks etkisi yapar. Bu detoksifikasyon sadece tek tedaviden sonra gözlenemeyebilir, ancak üç-beş tedaviden sonra kişinin cilt renginde belirgin bir iyileşme gözlenir.
Akne, solukluk, egzama, alerjik döküntüler gibi cilt sorunlarında da etkili olan kupa terapisi cildin yenilenmesini sağlar ve selülitleri azaltır. Ayrıca bölgesel morarma oluşturarak, vücudun savunma hücrelerini aktive eder ve bağışıklık sistemimizi güçlendirir.
YARIN: Akupunktur tedavisini Prof. Dr. Cemal Çevik, hipnozu ise Dr. Ali Özden Öztürk anlatıyor