17.05.2010 - 01:01 | Son Güncellenme:
Antrepo sayısında Türkiye lideri olan Halkalı Gümrük Müdürlüğü, geçen ay şok bir operasyonla sarsıldı. Her şey, 14 Ekim 2009’da göreve atanan Gümrük Müsteşarı Maksut Mete’nin, artan ihbarları dikkate alarak, 23 Kasım 2009’da Gümrük Kontrolörleri Başkanlığı’na verdiği talimatla başladı. Müsteşar Mete, özellikle Halkalı Gümrük Müdürlüğü’ndeki A0392 no’lu Evrensel adlı antreponun incelenmesini talep etti.
Görevlendirilen kontrolörler, soluğu Halkalı’da aldı. İlk olarak A0392 ambar no’lu adlı Evrensel Antrepo’nun, Tuğra Gümrükleme’nin sahibi ve gümrük müşavir yardımcısı Barbaros Hayrettin Aksoy’a ait olduğu belirlendi.
Farklı kodlar fark edildi
Ambarlı ve Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nden ithalat dosyaları, şirketlerden ve bankalardan belgeler alındı, karşılaştırmalı olarak incelendi. Fakat faturalarda ve belgelerde ithal edilen eşyalarla ilgili ayrıntılı tarif yoktu.
Şirketlerin muhasebe kayıtlarından da bir sonuç alınamadı.
İşte bu noktada, bazı gümrük muayene memurlarının transit beyannamelerine eklediği kumaş numuneleri imdada yetişti. Numuneler sayesinde, Ambarlı’dan Türkiye’ye giren Çin malı kumaşlara, Halkalı’da farklı bir kod verildiği belirlendi.
‘Change yöntemi’ nedir?
Peki, gümrük çalışanlarının “change” adını verdiği “kod değiştirme” yöntemi nasıl işliyor? Haziran 2006’da çıkarılan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ ile “5513, 5514, 5515 ve 5515” GTİP (Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu) kodlu Çin malı kumaşlara yüzde 87 anti-damping vergisi getirildi. Amaç, bu ürünlerin üzerinde ayrıca yüzde 8 KDV ve yüzde 8 Gümrük Vergisi bulunduğu için, imalatçıları Türk malı kumaş kullanmaya teşvik etmekti.
Fakat bu karar, Halkalı’da suiistimal edildi. Örneğin, Çin’den ithal edilen kumaşlar, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nde ‘5515’ GTİP koduyla beyan ediliyor, fakat Halkalı’daki antrepoda bu mallara “5810” kodu veriliyordu.
Malın ve deponun sahibi aynı!
Gümrük kontrolörlerinin 16 Mart 2010’da tamamladığı raporda, Barbaros Hayrettin Aksoy’un sahibi olduğu Tuğra Gümrükleme, Evrensel Lojistik, BHS Lojistik, Efrat Tekstil, Er-fa Tekstil ve Ersay Tekstil’e ait malları, yine kendisine ait antrepodan geçirdiği belirtildi. Kısacası Aksoy, kendi şirketi için ithal ettiği malı, kendi antreposundan “sıfır vergi” ile geçiyordu.
Hazırlanan inceleme raporunda, bu yöntemle Evrensel adlı antrepodan yaklaşık altı milyon dolarlık ithal kumaşın anti-dampingsiz çıktığı kaydedildi. Üstelik bu rakam, sadece numune alınan transitleri kapsadığı için, kumaş kaçakçılığının gerçek boyutu şimdilik bilinemiyor.
Bu düzenin beş yıldır devam ettiğini belirleyen kontrolörler, Aksoy’un elde ettiği rantın 30 milyon doları aştığını öngörüyor. Kontrolörlerin, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği raporda, Barbaros Hayrettin Aksoy ile ortakları Nail Küçük, Erdinç Aşıroğlu ve Muhammet Ayvaz hakkında “kaçakçılık” suçundan soruşturma açılması istendi. Raporda ayrıca tespit edilebilen beyannamelerde imzası bulunan çok sayıda gümrük muayene memuru için de “ön inceleme izni” istendi.
Öte yandan devam eden soruşturma sonunda birçok gümrük muhafaza amiri ve muayene memurunun görev yeri değiştirildi, bazıları da açığa alındı.
Tüm şirketler inceleniyor
Barbaros Hayrettin Aksoy’a ait Evrensel adlı antrepodan, sadece Aksoy’un şirketlerine ait mallar geçmiyordu. Kontrolörler, Gümrük Müsteşarlığı’na gönderilen ihbar mektubundaki, Aksoy’un başka şirketlere ait malları da anti-dampingsiz geçirdiği iddiasını da mercek altına aldı. Son beş yıl içinde Evrensel adlı antrepodan mal transiti yapan tüm şirketler inceleniyor.
20 tonluk TIR’da 180 ton kumaş!
Gümrükteki kaçakçılık skandalının gerçek boyutunu, devam eden “hayali ihracat” soruşturması ortaya çıkaracak. Çünkü kontrolörlerin hazırladığı rapora göre Evrensel antrepoda, “sıfır vergi” için Dahili İşlem Rejimi (DİR) belgesinden yararlanıldı.
Önce GTİP kodları değiştirilen mallar yüzde 87 vergiden muaf tutuldu. Sonra da yüzde 8 KDV ve yüzde 8 Gümrük Vergisi, DİR belgesiyle ortadan kaldırıldı. (DİR, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın ihracatı teşvik etmek için şirketlere verdiği bir izin belgesi. Bu belgeye sahip şirket, ithal ettiği ham maddeyi kullanarak üreteceği malı, ihraç edeceğine dair teminat verirse, Gümrük ve KDV vergisi ödemiyor.) Bu yöntemle vergiden kurtulan şirketler, verdikleri “ihracat taahhüdü” kapatmak zorunda kaldı. Kumaşları iç piyasada satıldığı halde “hayali” beyannamelerle üçüncü dünya ülkelerine ihraç edilmiş gibi gösterildi.
En fazla 20 ton kapasitesi bulunan TIR’larda 180 ton kumaş ihraç etmiş gibi düzenlemeler yapıldı. Fakat ‘yavru ihracat beyannamesi’ denilen bu taşıma belgeleri, resmi kayıtlara geçirilmedi. Soruşturma kapsamında şimdilik kayıp 10 bin beyanname tespit edildi. Bir TIR’ın ortalama 50 bin dolarlık yük taşıdığı ve hayali ihracatın boyutunun 500 milyon TL’yi aşabileceği belirtildi. Müfettişlerin, yaklaşık 100 şirketin gümrük işlemlerini mercek altına aldığı öğrenildi.
YARIN: GÜMRÜKTE AİLE BAĞLARI İDDİASI...