05.04.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
TÜRKER KARAPINAR
Fotoğraflar: Serdar Özsoy Altan Burgucu
Yavuz Özden
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya katılmadı. Adliyeye, sanık yakınlarından sadece Evren’in damadı Erkan Gürvit geldi. Salona henüz izleyiciler alınmadan avukatlarla bir süre oturan Gürvit, daha sonra salondan ayrıldı. 147 kişilik duruşma salonunda özellikle müdahil 100’e yakın avukat bulunmasından dolayı oturacak yer kalmadı. Bir avukatın duruşmaya türbanla girmesi dikkati çekti.
Sanık koltukları boş
Mahkeme heyeti Başkanı Süleyman İnce, ayakta kalan avukatlara, “Ben utanıyorum teklif etmeye ama sanık yeri boş oturmak isteyen oturabilir” dedi. Müdahillik talebinde bulunan bazı avukatlar, “Dilleri yasaklanmış Kürtler adına”, “Çorum olayları adına” talepte bulunduklarını söyledi. Azimet Köylüoğlu Sivas olayları adına, Hüseyin Doğan Kahramanmaraş olayları adına, Bengi Heval Öz 12 Eylül’den önce öldürülen Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz, Prof. Cavit Orhan Tütengil’i temsilen duruşmaya katıldıklarını söyledi. “Diyarbakır zindanlarının tanığı ve sanığıyım” diyen Ahmet Türk, “DİSK davası tanığı ve sanığıyım” diyen Süleyman Çelebi, “MHP Ülkücüler davasından 11 yıl cezaevinde kaldım” diyen Osman Başer, “Akıncılar davasındanım” diyen Halis Özdemir de isimlerini yazdırdı.
Şendiller’le yan yana
Salonda, Maraş Katliamı sanığı Ökkeş Şendiller, Bahçelievler Katliamı davası sanıklarından Haluk Kırcı’yı avukatı da yer aldı. Şendiller, 12 Eylül’de idam edilen devrimci Süleyman Cihan’ın kardeşi Ahmet Cihan’la yan yana oturdu. Salonda, Sinan Cemgil ve arkadaşlarının Nurhaklar’da öldürüldüğü çatışmadan yaralı kurtulan Mustafa Yalçıner de yer aldı. Duruşmada, TBMM’yi temsilen Hukuk Hizmetleri Başkan Vekili Yıldız Mevsimli ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne izafeten Başbakanlığı temsilen avukat Sami Arslan Aşkın hazır bulundu. Sanıkların avukatı Bülent Acar, darbe yapan müvekkillerinin kurucu iktidar olduklarını, yürürlükteki 1982 Anayasası uyarınca haklarında dava açılamayacağını ve yargılanamayacaklarını savundu.
Mübarek ve Pinoche
Müdahil avukatlardan İbrahim Güçlü, “Bu dava hukuk oyunlarıyla karartılamaz” derken, Avukat Fikret Babaoğlu, “Darbeciler hastanede kuyruk olmak gibi bir huy edindi. Gerekirse Mısır’ın devrik lideri Hüsnü Mübarek gibi kafes içinde ya da Şili’li diktatör Pinoche gibi tekerlekli sandalyede getirilsinler” dedi. Diğer müdahil avukatlar da, “Kin ve intikam peşinde değiliz. Sanıkların kendi kendilerini affetmesi sonucunu doğuracak talebin reddini istiyoruz” diye konuştu.
Ret kararı hazırmış
Verilen aradan sonra Başkan İnce, Acar’ın itirazlarının reddedildiğini açıkladı. İnce, daha sonra, duruşma salonunda bulunan ekrana önceden yazılmış olan isimleri okudu. Bu sırada, sanıkların sağlık durumuyla ilgili bilgi istenilen Adli Tıp’tan yazı geldi. Mübaşirden zarfı alan İnce, Ankara’da bir değerlendirme yapılamayacağı, durumun İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan sorulması şeklindeki Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı’ndan gönderilen yanıtı okudu. Avukatlardan Avukat Ömer Kavili, sanıkların beden dillerini de görmek istediğini belirterek, “Sanıkların Mısır’da kafes içindeki diktatör gibi ister yatakla, ister kafes içinde getirilmesi gerekir” dedi. Kavili, sağlık raporunun da TTB’den alınmasını talep etti.
Demirin soğukluğunu yaşasınlar
Mağdur ülkücülerin avukatı Hasan İlter de, “Darbeci sanıklar GATAkulliye getirmeye çalışmaktadırlar. Her türlü devlet imkanı kullanılarak sanık sandalyesine oturtulmaları gerekir” diye konuştu. 68’liler Derneği avukatı İmdat Balkoç da, “Sanıkların tutuklanarak, cezaevindeki demirin soğukluğunu bir an olsun yaşamasını isterim. Bu dava Öcalan’ın yargılandığı dava kadar önemli. Diktatörlerin en korktuğu şey yargılamadır” dedi. Mahkeme, sanıklar olmadığından iddianamenin okunmamasına karar verdi.
Tarihi davanın görülmeye başlandığı mahkeme salonun dün doldu taştı.
1 DAKİKALIK SAYGI DURUŞU
”12 Eylül’ü Unutmadık, Affetmiyoruz” ve ”Paşalar da Maşalar da Yargılanacaklar” yazılı pankartlar ile 12 Eylül darbesi döneminde, işkence gören ve hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını taşıyan gruplar, “Darbecilerden hesap sorulsun”, “Darbenin çocuğu Tayyip Erdoğan”, “Erdal’ın katili diktatör Evren” sloganları attı. Alana, “İki General Yetmez”, “işkenceciler de yargılansın” afişleri asıldı. Darbe sürecinde yaşamını yitirenler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
‘Gebermeden ceza almalılar’
Kemal Türkler’in mirasçılarının avukatı Rasim Öz, darbenin Türkiye işçi sınıfına karşı yapıldığını ifade ederek, sanıkların tutuklanmalarını istedi. Öz, “Onlar gebermeden ceza almalılar. Burada olsalardı yüzlerine de tükürürdüm. Cezası ne olursa çekmeye razıyım” diye konuştu.
12 Eylül döneminde öldürülen Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz’ün kızı Bengi Heval Öz, “Babam kontrgerillayı araştırıyordu. Ben göreve giderken şehit edilen Savcı Doğan Öz’ün kızıyım. Benim yaşadığım olay, gazeteci Abdi İpekçi ile akademisyen Cahit Orhan Tütengil’in yaşadığı olay bizzat sanıkların yargılanmaları gerektiğinin delilidir. Biz bu sürecin yaşayan tanığı ve kanıtlarıyız. Tabii babam birtakım siyasi görüşlere kurban gitti. Babalarımızın toplumda korku yaratmak için katledilmesinin ardından askeri mahkemelerde davalar aydınlatılmamıştır” dedi.
TARİHİ DAVADAN NOTLAR
‘Katil Kenan Evren nereye kaçtın sen?’
- 12 Eylül darbesi sırasında gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın 105 yaşındaki annesi Berfo Kırbayır ambulansla getirildi. Kırbayır, “Karşıma çıksın. Benim cenazemi versin, benim çocuğumu versin. Katil Kenan Evren, nereye kaçtın sen? Cezasını çekecek o” dedi.
- Aralarında ÖDP, EDP, DSİP, EHP, ESP, SDP, Yeşiller Partisi ve tarihi TKP gibi siyasi partiler ile 68’liler Derneği, 78’liler Girişimi, Devrimci 78’liler Federasyonu, Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Platformu ve DİSK üyeleri adliye önünde bekledi.
- Sol gruplar, Atatürk Bulvarı kapısında toplanırken, BBP ve ülkücülerin aileleri adliyenin yan kapısında bekletildi.
- Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği, “12 Eylül Metris Cezaevi- Devrimci Subaylar- Direndik, Direneceğiz” pankartı açtı. “Evren yetmez, işkenceciler de yargılansın” sloganları atıldı.
- Alana; Deniz Gezmiş, Yusuf İnan, Hüseyin Aslan, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya, Erdal Eren, Veysel Güney, Mazlum Doğan’ın yanı sıra Behice Boran, Ahmet Kaya ve Şeyh Said’in ve darbe döneminde yaşamını yitirenlerin fotoğrafları asıldı.
Dev-Yol sanıkları umutsuz
- Dev-Yol ana davası sanıklarından Melih Pekdemir, “Bizlerin dava esnasındaki savunmaları, onların iddianamelerinden çok daha ileriydi. Biz asıl o zaman yargılama yaptık”, Oğuzhan Müftüoğlu da, “12 Eylül ürünü olan bir iktidar döneminde açılan bu dava ile bu çirkin geçmişten kurtulunacağını zannetmiyorum” dedi. 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ise, “Paşa paşa yargılanacaksınız. Kürt savaşını tetiklediniz” dedi.
- 31 yıldır cezaevinde bulunan TDKP davası sanığı Tahir Canan’ın yakınları adliye önüne geldi. Canan’ın torunları, “12 Eylül dedemizi bize ver” pankartı açtı.
- 12 Eylül döneminde yaşamını yitiren Mazlum Doğan’ın ablası Serap Doğan, Özgüç Tuncay’ın ablası Sabriye Tuncay, Hayrettin Eren’in kardeşi Harun Eren başta olmak üzere mağdur yakınlarının konuşmaları sırasında alanda duygusal anlar yaşandı.
‘Tiyatro’
- CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, “duruşmayı yargılama tiyatrosu olarak görüyorum. İddianame çok büyük sıkıntılar içeriyor” dedi. Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk de, “Bu yargılama gerekli şekilde yapılırsa toplumsal barışın sağlanmasına katkı sağlar” diye konuştu.
- 1983’te Buca Cezaevi’nde idam edilen ülkücü Halil Esendağ’ın annesi Mürüvvet ve babası Toker Esendağ davaya müdahil olarak katıldı. Mürüvvet Esendağ, “Şahitsiz, ispatsız idam ettiler. Onları da bir yıl olsun hücrelerde bekletsinler” dedi.
- Ülkücü Yılma Durak, “Evren ve Şahinkaya burada olsalardı, yüzümüze bakamayacaklardı. Bu dava acılarımızı dindirmeye yetmez. Darbeler Türkiye’de öncelikle beyinlerden silinmelidir” dedi. Ak Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ da, “Türk milletine bu ihaneti yapanlar Mısır’da Hüsnü Mübarek gibi kafes içinde yargılanmalıdır” diye konuştu.
- BBP’li Ökkeş Şendiller, “Dönemin tüm sıkıyönetim komutanları, valileri ve işkence emrini verenlerin yargılanması lazım. Hükümetin müdahil olmasını ciddi bulmuyorum” dedi.
- Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana, salona girdikten sonra yanındakine, “Buraya hep sanık olarak geldik. Biraz da izleyici olarak gelelim” dedi.
- Ankara Emniyeti alarma geçti. Adliye önünde ve çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Özel harekâtçılar ve keskin nişancıların da aralarında olduğu 4 bin polis görev yaptı. Adliye bahçesindeki şüpheli paket, fünyeyle patlatıldı. Paketten çöp çıktı.
MERİÇ TAFOLAR-SERTAÇ KOÇ Ankara
Berfo ana geldi ama...
Ankara’da başlayan tarihi 12 Eylül davası, sosyal medyada da büyük tartışma konusu oldu. Özellikle twitter’da kullanıcıların mesajlarından bazıları şöyle:
- 104 yaşındaki Berfo ana ambulansla gelsin, sanık Kenan Evren kolu kırıldı diye gelmesin. Siz hala adalete inanıyor musunuz?
- Kenan Evren’in kolu kırılmış. Kırık değildir ‘darbe’dir o, kırık olsa duramaz.
- Kenan Evren’i altın kafese koymuşlar, ille de darbe demiş.
- Kenan Evren kafes içerisinde getirilsin.
- 17 yaşındaki Erdal Eren’in yaşını büyütüp asan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yaşlarını küçültüp öyle mi yargılasak? Nasıl olur?
- Kenan Evren Ankara GATA’da, Tahsin Şahinkaya İstanbul GATA’da ter (!) döküyor. Kavun karpuz yata yata, darbeciler paşa paşa.
12 EYLÜL DAVASI DIŞ BASINDA
‘Birkaç yıl önce hayal edilemezdi’
AP: Ordu, reformlar ‘paşaların’ gücünü kesene kadar 30 yıl boyunca ülkeyi şekillendirdi. Evren’in davası sadece bir kaç yıl önce hayal bile edilemezdi. Generaller kendilerini 1923’te asker devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu laik düzenin bekçileri olarak görüyorlardı. Bazıları, ordunun müdahalelerinin siyasi somofom olgunlaşmasını engellediğini söylerken bazı laik muhafazakarlar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın davranışlarını ordunun gücünü kesip, hukukta reform yapıp, anayasayı yeniden yazarak İslami bir düzen kurma hareketi olarak yorumluyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü:
1980 darbesi demokrasiyi sekteye uğrattı ve hala varlığını sürdüren hak ve özgürlüklere yönelik kısıtlamaları getirdi. Bu dava, darbe sonrası yaş anan ağır insan hakları ihlalleri için adaletin yerine gelmesi yönünde önemli bir fırsat sunuyor. Özellikle yürürlükteki Türk Ceza Kanunu uyarınca insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamına giren kitlesel işkence ve gözaltında ölüm vakaları için. Halihazırda iddianamede bulunan kanıtlar dikkate alındığında, Ankara savcısının işkence politikasına en üst kademeden izin verilmesini de soruşturması gerekir. Bu davanın yanı sıra ülke çapında bir devlet politikası olan işkenceye karışmış çok sayıda askeri personel, polis, kamu görevlisi ve doktor hakkında da cezai bir soruşturma ve kovuşturma olmalıdır.
BBC: Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden modern Türkiye’yi yaratanlar Türk askerleri olarak görülüyordu. Türk generaller dört seçilmiş hükümeti koltuğundan etti. 12 Eylül 1980 darbesi en şiddetlisiydi. 94 yaşındaki darbe lideri ve meslektaşı şimdi hükümeti devirme suçlamaları ile karşı karşıya. Başbakan Erdoğan 2002’de göreve geldiğinde islami kökenleri olduğu için dikkat çekti. Bu, kendini laik sistmin koruyucusu olarak gören TSK’nın şüphesini çekti. Ancak başka bir şey daha vardı. AKP, Türkiye’nin güçlü lider açlığını doldurdu. Aynı zamanda halkın 21’inci yüzuılda askeri müdahaleleri tolere etme konusundaki istekliliğini ölçtü. Bu toleransın yok olduğu anlaşıldı.