‘Kapatıldığımızı bir hastamızdan öğrendik’

İstanbul’da, Olağanüstü Hal (OHAL) Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu gerekçesiyle Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı belirlenen 3 üniversite ile 149 okul, 150 dernek, 15 vakıf ve 4 sağlık merkezi kapatıldı.

Resmi Gazete’de yer alan listede İstanbul’da Fatih, Murat Hüdavendigar ve Süleyman Şah üniversitelerinin yanı sıra kapatılan anaokulları, ilkokullar, ortaokullar ve liselerin isimleri de yer aldı. Fatih Üniversitesi Sema UA Merkezi, Özel Burç Genetik Hastalıkları Tanı Merkezi, Özel DONEGEM Genetik Hastalıkları Tanı Merkezi, Özel İstanbul Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi de Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile polis ekiplerinin incelemesinin ardından kapatıldı.

Kamu hastanesine nakil

Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “23 Temmuz 2016 Tarih ve 29779 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Olağanüstü Hal kapsamında alınan tedbirlere ilişkin Kanun Hükmünde Kararname gereği, bazı özel sağlık kurum ve kuruluşlarının hazineye devir işlemleri başlatılmıştır. Bakanlığımız, bu kurumlardan hizmet alan vatandaşlarımızın sağlık hizmet sunumu ve hasta bakımı açısından mağduriyet yaşamamaları için gerekli tedbirleri almıştır. Söz konusu hastanelerde tedavi altında olan hastalarımızın da kamu hastanelerine nakilleri devam etmektedir” denildi.

İstanbul Merter’de faaliyet gösteren Özel Burç Genetik Hastalıkları Tanı Merkezi’nde çalışan Dış Laboratuvar Sorumlu Yardımcısı Orhan Uzun, çalıştığı kurumun 18 yıllık köklü bir kurum olduğunu belirterek şunları söyledi:

‘Bir günde 400 hasta’

“Kamu kurumlarının yüzde 80’e yakınına hizmet sağlıyoruz. SGK ile anlaşmamız vardı, 18 yıllık köklü bir kurum burası. 130 kişi ekmek yiyordu buradan. Denetim için gelen bakanlık yetkilileri için liste çıkardık. Günlük 400 kadar hastanın bize geldiğini belgeledik. Ayda ise bu sayı 10 bini buluyor. Şu anda bizden yaklaşık 15 bin hasta sonuç bekliyor. Bunların arasında acil durumda olan kanser hastaları da var. Biz kurumumuzun kapatıldığını bir hastamızdan öğrendik. Sabah bizi telefonla aradı ve ‘10 yıl sonra hamile kaldım, şimdi sonuçlarımı öğrenemeyecek miyim?’ diye ağladı. Hamile insanlardan alınan bazı örneklerin tekrardan alınmasına imkan yok. Bu olayda binlerce hasta ve onlarca aile mağdur oldu. İçeride merkezin hesap bilgileri kayıt altına alındığı gibi odaların da fotoğrafları çekiliyor. Ayrıca hasta kayıtlarını da yetkililer talep etti.”

Merkezde denetimleri yürüten bir Sağlık Bakanlığı yetkilisi ise, “Buradaki denetimleri akşama kadar bitirmeyi hedefliyoruz. Hiçbir hastanın mağdur olmaması için tüm örnek ve testleri devlet hastanelerine göndereceğiz” şeklinde konuştu.

‘Demokrasi nöbetindeydim’

Taksim’deki İstanbul Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi’nde de denetimler dün sabah 10.00 sıralarında başlatıldı. Merkezde bulunan hastaların işlemlerini yapıp randevusu olanları ise arayıp bilgilendirdiklerini söyleyen bir doktor, “Burada 75 kişi çalışıyor ve şimdi hepsi işsiz kaldı. Bizim kurumun cemaat veya başka bir şeyle alakası yok. Neden böyle bir karar verildi, bilmiyoruz. Umarım en kısa sürede yapılan hatanın farkına varılır” derken merkezde temizlik görevlisi olarak çalışan Harun Özer ise, “Ben ülkesini vatanını bayrağını seven biriyim. Burasının cemaatle hiçbir alakası yok. Aralarında bir bağ olsaydı ben çalışmazdım. Dün meydanlarda demokrasi nöbeti tutarken bugün işsiz kaldım” dedi.