Gündem Kararlarımdan faydalananlar ‘darbeci’ dedi

Kararlarımdan faydalananlar ‘darbeci’ dedi

11.02.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı seçimi sonrası düzenlediği basın toplantısında, emeklilik kararı aldığını ve dilekçesini gönderdiğini söyledi. AYM Başkanlığı döneminde en üzüldüğü olayın kendisine “darbeci” denilmesi olduğunu belirten Kılıç, “Bunu asla kabul etmiyorum” dedi

Kararlarımdan faydalananlar ‘darbeci’ dedi

Görev süresinin dolmasına bir ay kala istifa ederek Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanlığı koltuğunu, olağan şartlarda bir ay sonra göreve başlayacak yeni seçilen Zühtü Arslan’a bırakan Haşim Kılıç, düzenlediği basın toplantısıyla “veda konuşması” yaptı. AYM Başkanlığı döneminde en üzüldüğü olayın kendisine “darbeci” denilmesi olduğunu belirten Kılıç, “Benim temel hak ve özgürlüklere olan bağlılığım, demokrasi anlayışımdan en çok faydalananlar, beni ‘darbeci’ sıfatıyla itham etmişlerdir. Asla kabul etmiyorum” dedi.
Kılıç, AYM’deki başkanlık seçiminin ardından basın toplantısı düzenledi. Seçimin geçen hafta iki kez ertelenmesinin “çok yanlış, talihsiz ve gerçekten üzücü yorumlara” neden olduğunu söyleyen Kılıç, erteleme kararının üyelerin ve adayların “gerekli kulisleri yapamadığı, arkadaşların ikna için bir kısmıyla görüşmeleri gerektiği” konusundaki talepleri üzerine alındığını belirtti. Kılıç, “Bunun arkasında başka bir şey aramaya, başka anlamlar yüklemeye gerek yok. Dışarıdan söylenenleri hiçbir şekilde önemsemiyorum, ciddiye de almıyorum” dedi.

‘Gizli bir ajandam olmadı’
İsim vermeden seçimin ertelenmesine ilişkin kendisini eleştiren Ak Parti yöneticilerini eleştiren Kılıç, “Neden AYM’nin bu gündemiyle bu kadar ilgili bazı siyasi arkadaşlar, onun sebebini kendileri çok daha iyi biliyordur” dedi.
“AYM’deki 25 yıllık görevim süresince hiçbir zaman gizli bir ajandam olmadı. Her şeyi açıklıkla, açık yüreklilikle paylaşma imkanı buldum” diyen Kılıç, soru üzerine de ertelemenin “bir adayın” ve bazı üyelerin talebiyle olduğunu söyledi.

‘Herhangi bir siyasi projem yok’
Kılıç, yaş haddinin dolmasına bir ay kala emeklilik dilekçesini verdiği belirten Kılıç, “Şu anda bu çatının altında iki başkan var. Bir kurumda iki başkan olmaz, bu şık değil. Ben seçilmiş arkadaşımızın rahat çalışabilmesi adına bu kararı aldım” dedi. Kılıç, siyasete girip girmeyeceği sorularına, “Herhangi bir siyasi projem yok. Bu kararımı sakın siyasi bir projeyle ilişkilendirmeyin” yanıtını verdi. Kılıç, emekliliğinde üniversitelerde tecrübesini “millete aktaracağını” belirterek, şimdilik bir programı olmadığını söyledi.
42 yıllık kamu hizmetinin sonuna geldiğini söyleyen Kılıç, 25 yılını bitirdiği AYM’de 8 yıl başkanvekilliği ve 7,5 yıl da başkanlık olmak üzere 15 yıl yöneticilik yaptığını hatırlattı. AYM’nin “geçmişte kalan sınırlayıcı, yasaklayıcı anlayışı” yerine artık, “hak ve özgürlüklerinin önünü açan, özgürlükçü bir anlayışla olaylara yaklaşan bir AYM” olduğunu söyleyen Kılıç, şöyle devam etti:
“AYM son yıllarda yurtiçinde ve yurtdışında haklı bir övgü kazanmıştır. AYM, artık temel hak ve özgürlükler mahkemesi haline dönüşmüştür. Bu mahkeme, temel hak ve özgürlüklerin güvencesidir. Bundan sonra da bunun devam edeceği konusunda kuşkunuzun olmamasını diliyorum. AYM’nin geldiği bu noktadan, getirdiğimiz bu noktadan mutlu, memnun ve gerçekten onur duyduğumu ifade etmek istiyorum.
1990’da AYM’ye seçildiğim günden itibaren çok meşakkatli bir yolculuğum oldu. Her dönemde, her iktidar döneminde linç edilmekten, hiçbir zaman kendimi alamadım. ‘Bu niye oldu?’ derseniz, belki benim özgürlük anlayışımdan, temel hak ve özgürlüklere olan bakışımdan kaynaklandı diyebiliriz.

Haberin Devamı

‘Nefret söylemi büyük tehlike’

Türkiye’de öyle bir nefret söylemi gelişmeye başladı ki bu kutuplaşmanın, ayrışmanın ve bireyler arasında, farklılıklar arasında bir diyalog kurma imkanını ve zeminini kaybetmeye başlıyoruz. Bence Türkiye’nin gelecekteki en büyük potansiyel tehlikesi, bu nefret söyleminin doğurduğu, farklılıklar arasındaki bu potansiyel tehlikedir. Bunu hızla sona erdirmemiz gerekiyor. Bu konuda siyaset aktörlerine, anayasal kurumların ılımlı anlayışlarına çok ihtiyaç vardır.

Uğurlama yapılmadı

AYM Başkanlığı görevini dün itibariyle bırakan Haşim Kılıç’ın 25 yıldır görev yaptığı mahkemeye vedası buruk oldu. Herhangi bir uğurlama yapılmayan Kılıç, başkanvekilleri Serruh Kaleli ve Alparslan Altan, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Serdar Özgüldür ve bazı raportörler tarafından uğurlandı. Diğer üyeler ve yeni seçilen başkan Zühtü Arslan’ın uğurlamada yer almaması dikkat çekerken Kılıç’ın da üyelere veda ziyaretinde bulunmadığı belirtildi.

Haberin Devamı

‘Artık sansürsüz konuşacağım’

En ücradaki hâkim savcının bile hangi partiye yakın olduğunu tüm vatandaşlar biliyor. Böyle bir yargıyla yola devam edemeyiz. Bunun sebebi de yargıdaki seçimlerdir. Seçimler yargıyı çürütmektedir. Bu şekilde yargının yola devam etmesi mümkün değildir. Bir Adalet Kurultayı ile sistemin revize edilmesi gerekir. 2004’te Anayasa’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik hayatımda en çok sevindiğim olaydır. Bu değişikliği, bu ülkede yapılan çok büyük bir devrim olarak niteliyorum. Yerellikten kurtulan temel hak ve özgürlükler konusunda evrensel değerlere doğru yönelen bir anlayışa yol açan bu maddenin değiştirilmesi benim için gerçekten çok önemliydi.
‘Böyle bir şeyi hak etmedim’
Özelikle bana, ‘darbeci, kumpasçı’ ya da siyaseti yönlendirmeye, siyaset mühendisliği yapmaya dönük birtakım eleştiriler yapıldı. Hele hele ‘darbecilik’ kelimesi beni derinden üzen en önemli eleştiri olmuştur. Benim bu konudaki anlayışım, yaptıklarım tarihte kalmıştır. Bu kelimeyi sarf edenlerin, birazcık insaf ve birazcık vicdan muhasebesini yapmasını istiyorum. Benim temel hak ve özgürlüklere olan bağlılığım, demokrasi anlayışımdan en çok faydalananlar, beni ‘darbeci’ sıfatıyla itham etmişlerdir. Asla kabul etmiyorum. Bunu aziz milletimiz çok iyi biliyor ve değerlendiriyor. En çok üzüldüğüm nokta budur. Çünkü böyle bir şeyi ben asla hak etmedim. Bu mahkeme hak etmiyor.
Başkanlık görevi nedeniyle kafamda düşüncelerimi sansürleyerek sizlere aktarmak zorunda kaldım. Ama bundan sonra böyle bir kafamızda sansürle yaşamayacağız. Daha özgür, daha açık daha belirgin bir şekilde görüşlerimizi açıklama fırsatı bulacağız.“

Yazarlar