Kevencioğlu Köşkü, 2. derecede tarihi eser

Marmara Denizi'nin yeşil adası Burgaz'da, önceki gün yaşanan yangının etkisi dün de devam etti. İki helikopter ve itfaiye ekipleri sabah saatlerinde söndürme çalışmaları yaparken patlamalar meydana geldi ve küçük yangınlar çıktı. Alevlere anında müdahele edildi. Evleri yandığı için geceyi sokakta geçiren adalılara da Kızılay çadır dağıttı. Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri ise adayı yeniden eski görünümüne kavuşturmak için sonbaharda 80-100 bin fidan dikeceklerini söyledi.

SORUŞTURMA AÇILDI
Yangının çıkış nedeniyle ilgili iddialar ise dün de netliğe kavuşmadı. Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden, "Yangın çöplükten çıkmış olamaz. Çünkü çöplüğün etrafı hâlâ yeşil" dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna da, "Görgü şahitleri, yangının 3 - 4 yerde birden çıktığını ifade etti. Çöplüğün orada yangın yokmuş. Sabotaj olabilir" diye konuştu. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ise, "Sabotaj ihtimali görünmüyor" derken; Adalar Cumhuriyet Savcısı Erol Dönmez soruşturma başlattıklarını açıkladı.

KUŞADASI YANMASAYDI...
Bu arada 87 hektar ormanlık alanın 40 hektarının tahrip olmasına yol açan yangın sırasında olaya müdahale edecek helikopterlerin Kuşadası'nda olduğu öğrenildi. ER-AH Havacılık'ın sahibi Erdoğan Cabıoğlu, helikopterlerin Bozcaada yangınına geç kalmasının nedenini şöyle açıkladı: "Aydın'daki Davutlar Milli Parkı'nda bir yangın çıkmıştı. Güneydeki helikopterler uzak olduğu için İstanbul ve Çanakkale'deki helikopterler buraya kaydırıldı. Bozcaada'da yangın çıkınca helikopterler geri gönderildi. Bu da yaklaşık 2 saat sürdü."



Yangının çıkış noktasından bir hayli uzak olmasına rağmen alevlerden nasibini aldığı için sabotaj kuşkusu yaratan Kevencioğlu Köşkü'nün yıllar önce kaderine terk edilmişti. Köşkün tarihi, İstanbul Teknik Üniversitesi Restorasyon Bölümü'ndeki bir çalışmaya da konu olmuştu. Geleneksel mimarinin önemli örneklerinden biri olan Kevencioğlu Köşkü, Enver - Mehmet Uzunoğlu kardeşler tarafından satın alındığı 1973 yılında "2. derecede tarihi eser" olarak tescillendi. Yönetmen Halit Refiğ de, 1980-90 yıllarında 1. katta kiracı olarak yaşadı. Ancak, çatıyı onarmayan ev sahibi, Refiğ'in taşınmasına neden oldu. Uzunoğlu ailesi, bu tarihten sonra köşkle hiç ilgilenmedi. Adaya gelen işçiler köşkte kalıyordu. Birkaç yıl önce Evren Uzunoğlu, köşkü 600- 800 bin dolara satışa çıkardı. Bu arada, adadaki Sait Faik Müzesi'nin de, yangın tehlikesi atlattığı öğrenildi.

Hayaletli Köşk'ün külleri kaldı yadigâr
Burgazadası, Bayraktepe mevkinde bulunan ünlü "Alman Köşkü"nden de geriye küller kaldı. Oysa, 60 yıl önce terk edilmiş köşkü restore eden Franz Mülbaver, buraya iyi bakılmasını vasiyet etmişti. Türk - Alman Kitabevi'nin sahibi olan oğlu Joseph Mülbaver'in gözü gibi baktığı ikiz köşklerin geçmişi 150 yıl öncesine dayanıyor. Efsaneye göre, dönemin sultanı, oğlunu köşke hapsetti. Sultanın oğlu ölünce köşk terk edildi. Çok uzun bir süre kimse burayı satın almayınca köşkün adı 'Hayaletli Köşk'e çıktı. Avusturyalı Franz Mülbaver ve Alman eşi, önce ikiz evlerin büyüğünü satın aldı. Küçük köşkte yaşayan kaptan da daha sonra evini çifte sattı.

Her taraf deniz ama su taşınamadı
Burgazada yangınını tedavi gördüğü Esnaf Hastanesi'nde takip eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Sabri Yalın, "Adaların çok özel bir durumu var. Bu konuya daha önce defalarca dikkat çektik" dedi.
Adalar'da araç yasağı olduğu için çıkacak yangına karşı aşırı önlem almak gerektiğini belirten Yalın, şöyle konuştu: "Yangın durumunda ormana aracın girmesi zaten çok zor. Bu nedenle sadece Adalar'da değil, tüm ormanlık alanlarda yapılması gereken ortalama 500 metre ara ile 100 tonluk depoların konulması. İkinci bir seçenek denizden suyun aktarılmasını sağlayan kuru boru sistemi. Bu konuyu defalarca gündeme getirdim. Tüm ormanlık alanlarda uygulanması gereken su deposu ve kuru boru önerisini Bakan Pepe'ye de ilettik, söz verdi. Ayrıca Adalar halkının deprem ve sonrasındaki yangın konusunda eğitilmesi gerekiyor."
İtfaiye Daire Başkan Vekili Ali Karahan da, "Yangının çıkış nedeni belirlenecek. Ancak şimdiden bir şey söylemek mümkün değil" diye konuştu. İstanbul Eski İtfaiye Daire Başkanı ve İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç ise, "Yangının nedeni ne olursa olsun, asıl sabotaj gerekli önlemi almamaktır" dedi.

150 hektarlık Karaçam ormanının yandığı Aladağ Ardıç Bölgesi ve Kabak Yaylası'nda incelemelerde bulunan Bolu Valisi Mehmet Ali Türker, "Yangına ormanda çay yapmak için yakılan ateşin neden olduğunu tahmin ediyoruz. Jandarma işçilerinin ifadesine başvuruyor" diye konuştu. Türker, orman işçilerine, "Bu yangına sebep olan arkadaşlarınız tam sopalık. Dün gece milyarlarca liralık bir servet ve hiçbir şeyden haberi olmayan güzelim hayvanlar yanıp gitti. Buna sebep olanları jandarmaya bildirin" dedi.


Yurdun çeşitli yerlerinde önceki gün çıkan yangınlarda 605 hektar orman yandı. Şiddetli rüzgarın da etkisiyle hızla yayılan alevler havadan ve karadan saatler süren çalışmalar sonucu güçlükle söndürülebildi.